Yeni Dünya düzeninde "Yeni durum": Ülke yönetimleri büyük sınavda…

Yeniden küresel bazlı gelişmelere ve Yeni Dünya Düzeni dizaynına dönersek…

Durgun gibi geçen bugünlerde sıradan veya önemsizmiş gibi görünen ama hepsi farklı önemlilikler içeren olaylar cereyan ediyor.

Bazı ülkeler ve coğrafyalarda sessizlik görünürken bazı ülkelerde değişiklik ve ekstra hareket söz konusu…

Mesela ABD…
Yaşadığı Kongre binası saldırısı sonrası "aşırı güvenlikli/güvenlikçi" bir sürece girdi.
Yemin töreniyle birlikte yeni kadrolar ve yeni bir küresel konsept sahne alacak.
Bunun sinyallerini almıştık ama Biden'in Beyaz Saray'a taşınmasıyla birlikte gözle görülür farklılıklar kendini gösterecek.

Dikkat edin; Çin suskun…
Sadece Pandemi ve aşıyla ilgili haberler söz konusu.
Keza, Kuzey Kore ve lideri Kim Jong…
Epeydir Putin'de de ses seda yoktu.

Birkaç ay önce gizemli ve kim tarafından yapıldığı belli olmayan bir zehirlenme sonucu biraz da ABD ve Avrupa Birliği'nin yoğun baskıları sonucu Almanya'ya götürülen Rus Muhalif Lider Navalny Rusya'ya döndü.
Döner dönmez de gözaltına alındı.

Putin, sanki Batı'lı ülkelerden intikam alır ve gözdağı verir gibi Navalny'e bir ay gözaltı süresi belirlendi.
Acaba bir şeylerden mi korktu veya aldığı bazı duyumlar Navalny'nin kendisi için bir tehdit olabileceği şeklinde miydi?..

Arap ülkeleri istim üstünde.
Trump döneminin popüler yıldızları Prens Zayed-Prens Salman ve ülkeleri BAE ve Suudi Arabistan oldukça tedirgin.
Arap mahallesi öngörülmezlik sessizliğinde…

Avrupa'ya gelince…
Fransa ve Macron serseri mayın durumunda ve bu sıralar sadece bekleşirlik içinde.
İngiltere ise sessiz ve derinden tarihî "İngiliz Siyaseti" çerçevesinde gözlem yapar gibi bir izlence sürecinde.

Ama gel gelelim Almanya'ya…
Oldukça heyecanlı ve hareketli.
Adı sürekli dünya gündeminde…
Ülkedeki her gelişme, olay ve değişiklik haber niteliğinde…
Belki de Trump'ın gidişine en aleni sevinen ve Biden'ın gelmesine en aşikar memnun olan Avrupa ülkesi.
Ki, bu tavrını Kongre Binası baskını nedeniyle verdiği beyanatlarla da gösterdi.

Küresel yeni sisteme ve kurgulanan düzene dair önceki pek çok yazımda da bahsettiğim gibi Almanya Amerika harici coğrafyanın yeni dönemde en büyük oyuncusu ve mihenk taşı.

Görünen o ki; yeni süreç "Tek Amerika" politikasından ziyade "Avrupa ve Amerika" dolayısıyla da "Amerika ve Almanya" ikilisiyle şekillendirilecek.

Almanya'da CDU'nun kongresi ve Merkel'in yerine gelecek kişinin ve dolayısıyla da Almanya'nın yeni şansölyesinin belirlenmesi oldukça önemli bir vetire.
Eminim ve inanıyorum ki; ince hesap ve stratejilerle atılmış bir adım ve özenle yapılmış bir seçimdir.

Oldum olası sessizliği sevmem.
Hele de sanki görünmez bir el marifetiyle ve sanki bir belirsizlik cenderesinde oluşmuş ise…
Bu durumun yerel veya global ölçekte olması fark etmez.
Sessizlik, bana her zaman yeni bir fırtınanın gelişini hatırlatır.

Şimdi de öylesi bir olağandışı sessizlikte gibiyiz.
Bu bağlamda, yaşanan sessizlik sürecinde sanki yaşanacak/yaşatılacak olaylar hazırlanıyor.

Bu evre yeni bir konsepttir.
Pek çok ülke yönetimiyle ilgili yapılması muhtemel ameliyat/operasyon öncesi bir şeyler hazırlandığı kanısındayım.
Bu hedef ülkelerde tıpkı Navalny'nin dönüşüyle Rusya'da olduğu gibi muhalif hareketlerin yeni bir yükselişe geçeceğine dair duyumlar alıyorum.

Özellikle Yeni Dünya Sistemi'nin önem arz eden ülkeleri ana hedef.

Bu sene içinde pek çok ülkede seçim veya başka durumlar nedeniyle (buna yükselen muhalefet ve hatta sokak hareketleri de dahildir) yönetsel değişiklikler olabileceği hissinde ve düşüncesindeyim.

2021 başına kadar "Güç ve Akıl"'la mutabıklaşamamış ülkeler için 2021 senesi oldukça sancılı geçecek gibi…
Çünkü saflaşmalar artık sonlanmaya ve öngörülen roller dağıtılmaya başlandı-başlanacak…

Öngörülen konuma ve verilen role uygun olmayan, şu ana dek güven vermeyen ve müttefikliğinde şüphe uyandıran ülke yönetimleri için, öyle sanıyorum ki; tehlike çanları çalıyor…

Bunları söylerken, ne "Güç ve Aklı" yüceltiyorum ne de ülkeler ve liderlerin yönetimlerini zemmediyorum.
Ben sadece tespitte bulunuyor, öngörü, duyum ve okumalarımı paylaşıyorum.

Şimdi hemen "ama arkadaş bu da yanlış işte… Güç ve Akıl dediğin olgu veya her neyse/her kimse onlara ne ki ülkelerden, yönetimlerden, liderlerden… Bıraksınlar da ülkeler kendi kendilerini yönetsinler…" dendiğini duyar gibiyim.

Amenna…
Aynı fikir ve inançtayım.
Olması gerekenin de bu ve böyle olduğu kanaatindeyim.

Ama bir de realite var.
"Güç ve Akıl Sahipleri…"
Yok saysak ne yazar ki.

Sen-ben-biz-onlar; mesela şuanda yaşanan Pandemi ve onunla gelen "yeni yaşantıya" göre yaşamıyor muyuz…
Ve hatta, farkına bile varmadan Pandemi'ye odaklanmışken geleneksel/kültürel/toplumsal/bireysel alışkanlıklarımızın değiştiğinin farkında mıyız…
En basitinden, alışveriş şeklimizin "online/e-ticaret" formatına girdiğini ne çabuk kanıksadık, bir düşünün…
Sizce tüm bu değişimler "Güç ve Aklın" küresel plan ve stratejisinden bağımsız mı…
Hiç ama hiç sanmıyorum.
O yüzden de küresel merkezli, yeni dünya düzeni amaçlı "Güç ve Akıl" olgusunu yok sayarak yöneteceğini/yönetileceğini düşünmek, kanımca "gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmak" gibi bir şey olacaktır.

Bazen, felaket tellallığı yapıyor olma pahasına yazıyorum bunları.
Hatta "ütopiksin sen" düşüncesine maruz kalma pahasına…
Ama gerçekler başka, hayaller başkadır.
Gerçeklere göz yummakla gerçek ölmüyor, yok olmuyor ve olmaz da…
Tıpkı güneşe gözünü kapatıp, "gecedeyiz galiba" hezeyanı gibi…

Yeniden konumuza dönersek;
"Yeni durum", ülkelerin yönetimleriyle alakalı bir süreçtir.
Çin'den Rusya'ya,
Fransa'dan İtalya'ya,
Ortadoğu'dan İsrail'e,
Venezuela'dan Afganistan'a, Yemen'e,
Pek çok ülkede şaşırtıcı/sürpriz/olmaz denilen şeylerin yaşanacağı, değişimlerin olacağı ve "Yeni Küresel Paradigma"ya uygunlaştırmalar yapılacağı düşüncesindeyim.

Yeni, yepyeni muhalif isim parlatmalar, öne çıkartmalar, cilalı imajlar ve bu amaca uygun kamuoyu oluşturmalar görecek ve yaşayacağız.
Bence olacak olan ve olası hiçbir şeye şaşırmayın.

Çünkü her şeyin mümkün olduğu/olacağı ve en imkansızın muhtemelleşeceği bir yıla girdik…


Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.


OGÜNhaber