İsa Yusuf Alptekin (1901 Kaşgar/17 Aralık 1997 İstanbul)-2

İ. Y. Alptekin, Türkiye'ye geldiğinde Milliyetçiler Derneği (Ankara) tarafından karşılanması (1952)

Doğu Türkistan Davası’nın bayrak şahsiyeti İsa Yusuf Alptekin’in vefatının 24. senesi dolayısıyla geçen hafta bir yazı kaleme almış ve İsa beyin hayatına dair 1946 yılına kadar ki olayları anlatmıştık.

Bu haftaki yazımızda ise 1947 yılında Doğu Türkistan’da “Üç Efendi: Dr. Mesut Sabri Baykozi-Mehmet Emin Buğra-İsa Yusuf Alptekin” dönemi, 1949’a giden süreç, Komünist işgali ve Türkiye’ye avdet konularına değineceğiz.

Üç Efendilerin zor şartlarda Doğu Türkistan’a dönmeleri bölgede yeni ve milli gelişmelere sebep olmuş, İsa Bey ve mücadele arkadaşlarının yaptıkları bilhassa Moskova idaresi tarafından dikkatle takip edilmeye başlanmıştır.

İsa Yusuf Alptekin ve dava arkadaşları 1946 yılında Urumçi’de "Üç Prensip Gençler Teşkilatı"nın Doğu Türkistan şubesini açmış, "Altay Neşriyat Evi"ni kurarak "Erk" adlı bir gazete çıkarmaya başlamıştır. Bununla da yetinmeyen İsa bey ve arkadaşları, halkın iştirak ettiği haftalık toplantılar tertip etmeye başlamıştır.

Bu sayede İsa Bey ve dava arkadaşları, Süleyman Çolpan'ın da işaret etmiş olduğu her anlamda insan yetiştirmek hedefi için adımlar atmaya başlamıştır. İsa bey, 1947 senesinde Dr. Mesut Sabri Baykozi başkanlığında kurulan, fikrimce "Milli Cephe" olarak anılması gereken hükümetin “genel sekreterlik” vazifesini üstlenmiştir. Alptekin bir yıldan daha fazla kaldığı bu görevi esnasında milliyetçi, anti-emperyalist ve anti-komünist politikaları yüzünden Rusya ile Çin’in tepkisini çekmiştir. O, 17 Temmuz 1948’de, Rus aleyhtarı politikaları gerekçesiyle hükümet azledilmiştir.

Bu sırada 1925 yılından beri devam etmekte olan Çin iç savaşında “Kızıl Çin” tehlikesi de had safhaya ulaşmış, iktidarda olan Çan Kay-şek ve ekibi, kıta Çin'in birçok noktasında komünist Mao ve taraftarlarına mağlup olmaya başlamıştır.

1949 yılı başında Komünist birliklerin iç savaştan galip çıkması üzerine Mao ve taraftarlarına karşı Doğu Türkistanlılar ne yapacaklarına dair birkaç toplantı tertip etmişlerdir.

İsa Yusuf Alptekin ve arkadaşları uzun müzakereler sonucu, güçlerinin Komünist Çin kuvvetlerine karşı koymak için yeterli olmadığı kanaatine vararak, hicret kararı almışlar ve 21 Ekim 1949’da binlerce kişi ile Doğu Türkistan’dan ayrılmışlardır.

İsa Yusuf Alptekin ve Mehmet Emin Buğra liderliğindeki Uygur Türkleri kafileler halinde göçe başlayarak 20 Aralık 1949’da Ladak’a ve oradan da Keşmir'in başşehri Şrinagar'a hareket etmişlerdir. Osman Batur ve Alibek Hâkim liderliğindeki, ayrı güzergâhlardan olmak üzere, Kazakların göçü ise Doğu Türkistan'ın doğusundan Gasköl'e ve oradan da Himalayaları aşarak Hindistan'a ulaşmak üzere yola çıkmışlardır.

Hindistan’a ulaşan İsa Yusuf Alptekin’in çocuk yaştaki kızı Yalkın ve 2011 yılında hayatını kaybeden oğlu Arslan Alptekin’in kangren olan vücudunu tedavi etmek üzere ameliyat masasına yatırmıştır. Yalkın bütün müdahalelere rağmen kurtarılamamış, oğlu Arslan ise sol ayak parmakları kesilerek hayata tutunabilmiştir.

Tarihin muhtemelen en trajik göç hadisesi olan bu yolculuklar sırasında İsa Yusuf Alptekin ve Mehmet Emin Buğra, Tibet üzerinden Hindistan'a ulaşmaya çalışan Kazak Türklerine de yardım ellerini uzatmışlardır.

Alptekin, kafilelerin sığınma izinlerini alabilmek için sırasıyla Hindistan, Suudi Arabistan ve Mısır’a gitmiş fakat bir netice elde edemeyince 6 Ocak 1952’de Türkiye’ye hareket etmiştir. Aynı tarihlerde Mehmet Emin Buğra da Türkiye’ye gelmiştir.

İki lideri Ankara'da "Milliyetçiler Derneği" yetkilileri karşılamıştır. İsa Yusuf Alptekin ve Mehmet Emin Buğra'nın Türkiye’de bir taraftan devlet yetkililerine, basın kuruluşlarına ve hemşerilerine yaptıkları ziyaretler diğer taraftan da basın yoluyla davalarını canlı tutma gayretleri neticesinde Bakanlar Kurulu, 13 Mart 1952 tarihinde 1850 Doğu Türkistanlının iskânlı göçmen olarak Türkiye’ye yerleşmelerine karar vermiştir.

Adnan Menderes Hükümetinin aldığı karar sonrası 1952 yılı Eylül ayından itibaren Doğu Türkistanlılar Türkiye’ye yerleşmeye başlamıştı. İsa Yusuf Alptekin, vatandaşlarının işlemlerini yoluna koyduktan sonra ailesiyle birlikte Haziran 1954’te Türkiye’ye yerleşmiş ve 4 Aralık 1957’de de Türk vatandaşlığına kabul edilmiştir.

1949-1954 yılları arasında tahammül edilemeyecek derecede zor şartlar içinde geçen ve tarihin en dramatik göç hadisesi olarak nitelendirilebilecek bu hicretten beş yıl sonra Türkiye’ye yerleşen Doğu Türkistanlılar ve İsa Yusuf Alptekin bir nebze de olsa huzura kavuşmuşlardır.

Alptekin, Türkiye'ye yerleştikten sonra davasını anlatabilmek ve taraftar bulabilmek gayesiyle 15 Mart 1952 tarihinde ilk defa Batı Türkistanlı ileri gelenlerle beraber Prof. Dr. Tahir Çağatay'ın Ankara’daki evinde bir toplantı tertip etmişlerdir.

Tarihe "Ankara Toplantısı" olarak geçen bu istişare toplantısından sonra Türkistan davasının nasıl ele alınması gerektiğine dair prensipler 11 madde halinde kaleme alınmış ve uygulamaya konulmuştur. İsa Yusuf Alptekin ve Mehmet Emin Buğra 1954 yılı Eylül ayında ise tarihe "Hicaz Kurultayı" olarak geçen Suudi Arabistan'ın Taif şehrinde bir toplantı tertip etmişler ve bundan sonraki süreçte hariçteki Doğu Türkistanlıların nasıl hareket etmeleri gerektiğine dair vatandaşlarıyla istişarelerde bulunmuşlardır. 5 gün süren Kurultay aynı zamanda hariçte Doğu Türkistan davası adına yapılmış olan ilk kurultay özelliği taşımaktadır.

İsa Yusuf Alptekin ve Mehmet Emin Buğra, Türkiye’de 1956 yılında “Türkistan'ın Sesi” dergisini çıkarmış, 1960 yılı itibariyle de birçok ulusal ve uluslararası toplantılara iştirak ederek Doğu Türkistan meselesini gündemde tutma ve BM gündemine taşıma gayretinde olmuşlardır.

1965 yılında yakın dostu, kadar arkadaşı Mehmet Emin Buğra’yı kaybeden İsa Yusuf Alptekin, davasını anlatmak üzere 1970 yılına kadar üç defa dünya seyahatine çıkmış ve birçok memleket dolaşmıştır. Başta Asya-Afrika Konferansı, Dünya İslam Birliği ve Dünya İslam Kongresi olmak üzere pek çok uluslararası konferanslara iştirak etmiş ve pek çok devlet büyüğü, bürokrat, askeri yetkili ve basın kuruluşları ile görüşmüştür.


İsa Yusuf Alptekin, 1961'de Hindistan'da Asya-Afrika Konferansı’nda komisyon toplantısında M. Emin Buğra ve diğer delegeler ile


Bu süre zarfında Türkiye’de ise gazete ve dergilere mülakatlar verme, her çağrılan yere giderek konferanslar vermek suretiyle kamuoyu oluşturma gayretinde olan İsa Yusuf Alptekin, oğlu Murat’ın Elbistan’da çok genç yaşta bir trafik kazasında hayatını kaybetmesinin derin üzüntüsünü yaşamıştır.

Bütün olumsuzluklara rağmen davasından ödün vermeyen İsa Yusuf Alptekin, 1951 yılında Doğu Türkistan’da Komünistler tarafından gaz odasında şehit edilen Dr. Mesut Sabri Baykozi’yi, 1951 yılında kızı Yalkın’ı, 1963 yılında oğlu Murat ve 1965 yılında kardeşten öte gördüğü Mehmet Emin Buğra’yı kaybetmiştir.

Yine de ömrünün geri kalanında davasını anlatmak ve dünya gündemine getirebilmek için son nefesine kadar mücadele etmekten vazgeçmemiştir. Gelecek yazımızda İsa Yusuf Alptekin’in vefatına kadar ki dönemini ele alacağız.
OGÜNhaber