Endişe etmeyiniz, yeniden diriliş yakındır..

Değerli Dostlar, son yazımızda Kendilerini Dünyanın Efendisi gören bir avuç zümreden bahsetmiştik. Hayatın her alanında kurdukları dev şirketlerle, medya kuruluşları ile tüm dünyada kamuoyunu yönlendiren. Hükümetler kuran, kalkışma hareketleri yapan, sahte baharlar getiren, demokrasi ve insan hakları ayağına, girdikleri ülkelerde kan ve göz yaşından başka bir şey vermeyen firavun'cuklardan, nemrutlardan veya karun'cuklardan bahsetmiştik.

Peki nasıl kurtulacağız bu cendereden diye sormuş,

"Titreyip kendimize geleceğiz" diye de sonlandırmıştık yazımızı..

Gizli Dünya Devleti'ni ülkemizde ilk teşhis eden ve hayatını bu uğurda feda eden Prof. Dr. Necmettin Erbakan'a ithaf etmiştik o yazımızı.

Evet, gerçekten de, Merhum Erbakan Hocamız'ın siyasi hayatımıza katmış olduğu en önemli terminoloji elbette ki "Milli Görüş" dür..

Yani,
Kendi motorumuzu,
Kendi uçağımızı,
Kendi yazılımımızı,
Kendi ağır sanayi hamlemizi,
Kendi Milli Bankamızı,
Kendi Medyamızı oluşturacağız..

ila ahir..

Kadim Türk Milleti,

İki Dünya savaşı görmüş Japonlardan, Almanlardan,

1950'lilerde Bir iç savaş yaşamış Kore'lilerden geri bir millet değildir..

Niye o milletlerin Sony'si var, Samsung'u var, Mercedes'i var da bizim bir uluslararası markamız yok..

Bu konu üzerinde düşüneceğiz.. daha doğrusu çok düşünmemiz lazım..yeni  stratejiler geliştirmemiz lazım..

Lakin, bundan evvel, içine düşmüş olduğumuz ümitsizlik girdabından kurtulmamız lazım..

Değerli Dostlar,

Ülkemizin bulunduğu konum, 1. Dünya Savaşı sonrasındakinden daha mı kötü..
Elbette değil..

Önce şunu idrak edelim..
Şu anda Türkiye Cumhuriyeti son 200 yılın en güçlü Türk Devleti..

İşte o anlarda,
Bediüzzaman Said Nursi, bir meclise davet edilir. Bu meclis'de O'na sualler sorulur..

Neden kader bu musibetleri başımıza getirdi?

Bu mağlubiyetin neticesi ne olacak? tarzında sualler sorulur bu cemiyette.

Said Nursi bu karşılıklı münazarayı sonradan "Rüyada bir Hitabe" adı altında kitaplaştırır.

Yine Üstad hazretleri, Alem-i islama ümit vermek için, Şam'a kadar gider. Şam'daki meşhur Emevi Camii'nde Arapça bir hutbe irad eder..

Ve tüm Müslümanlara haykırır.
"Evet, ümitvar olunuz. Şu istikbal inkılâbı içinde, en yüksek gür sada İslâmın sadası olacaktır!"

Neden?
Bir çok önemli tespitler yapıyor..
21. yüzyıl Müslümanları olarak bizlerin, halen gelemediği tespitleri yapıyor.
O tespitleri daha sonra anlatacağız..
Ancak, çok önemli bir tespiti daha var..
Çünkü diyor, Üstad
"Biz Kur'ân şakirtleri olan Müslümanlar, bürhana tabi oluyoruz....onun için akıl ve ilim ve fen'nin hükmettiği istikbalde, elbette bürhan-ı akliye istinad eden ve bütün hükümlerini akla tesbit ettiren Kur'ân hükmedecek"

Ben bu cümleye sevgili dostlar tüm kalbimle inanıyorum..

Gelin Kuran'a, yani Rabbimiz ne diyor, O'na bakalım.
"İstiyorlar ki Allahın nûrunu ağızlariyle söndürsünler, Allah ise nûrunu tamamlayacaktır, isterse kâfirler hoşlanmasınlar." (Saff Suresi 8.)

"Allah da onu bir ilim üzerine şaşırtmış, kulağını ve kalbini mühürleyip gözüne de bir perde çekmiştir." (Casiye,23)

".....Talut ve beraberindeki mü'minler ırmağı geçtikleri vakit; bizim bugün Calut ve ordusuna karşı gücümüz yoktur, dediler. Mutlaka Allah'a kavuşacaklarını bilenler se dediler ki: Nice az topluluk, Allah'ın izniyle pek çok topluluğu yenmiştir. Allah sabredenlerle beraberdir.)" (Bakara 249. Ayet)

"Böyle ona bir tuzak kurmak istediler, bizde tuttuk kendilerini daha alçak düşürdük."(Saffat Suresi, 98)

"Allah O'nu, onların kurdukları tuzakların kötülüklerinden korudu." (Gafir, 45)

"Sonra resullerimizi ve iman edenleri kurtarırız. Biz böyle uhdemizde bir hakk olarak mü'minleri kurtarırız." (Yunus suresi, 103)

"Biz O'nu elbette koruruz."(Yusuf, 12.)

"(Onlar) şurada bozguna uğratılacak derme çatma bir ordudur." (Sad, 11)

"Eğer sana hile yapmak isterlerse (korkma) Allah sana yeter.  O ki seni yardımıyla ve mü'minlerle destekledi." (Enfal, 62)

"Onlar düşmandır, Onlardan sakın. Allah onları kahretsin. Nasıl da (haktan) döndürürülüyorlar." (Münafikun, 4)

"Ne zaman savaş için bir ateş yakmışlarsa, Allah onu söndürmüştür." (Maide 64.)

"Onların (bizim hakkımızda) yaptıklarına üzülme!" (Yusuf, 69)

"Kurdukları tuzaklardan da sıkıntıya düşme." (Nahl, 127)

"O alay edenlere karşı biz sana yeteriz." (Hicr, 95)

"(Firavun'un sana) yetişmesinden korkma, (boğulmaktan endişe etme)" (Taha 77.)

"Korkma Üzülme" (Ankebut,33)

"Korkmayın buyurdu: "Çünkü ben sizinle beraberim, işitirim ve görürüm." (Taha, 46)

"Allah onların nurunu giderdi ve onları karanlıklar içinde bıraktı, artık göremezler." (Bakara 17)

"Kendilerinden öncekilerin tepelendikleri gibi tepeleneceklerdir." (Mücadele, 5)

Ve bunlar gibi onlarca ayet, Müslümanlara kutlu istikbali müjdelemektedir.

Son sözü yine Kuran'a verelim, dualarla kapatalım.

"Ey bizleri yetiştiren Rabbimiz! Üzerlerimize sabır dök. Ve Ayaklarımıza sebat ver ve bizi kafirler kavmine karşı muzaffer buyur." (Bakara, 250)

".. Bizi affet! Bizi bağışla! Bize acı! Sen bizim Mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et!" (Bakara, 286)

Amin..Amin,,Amin.. Binlerce Amin..
OGÜNhaber