Yazık ettiniz Hatay'a!

Deprem, pazarı pazartesiye bağlayan gece 04:27'de oldu.
Şuanda, pazartesini salıya bağlayan gece ve saat 03:30 civarı.
Yani depremin üzerinden 24 saat geçmek üzere!
Hatay kıyameti yaşıyor.
2500 civarı yıkılmış-enkaza dönmüş bina ve onlarca-yüzlerce-binlerce kurtarılmayı bekleyen insan,
Ve, sayısı belirsiz oturulamayacak halde bina var!
Vatandaş tırnağıyla eliyle, kazmasıyla küreğiyle enkazı kaldırmaya çalışıyor.
Ki, altındakilere ulaşabilsin,
Bir fazla kişiyi canlı çıkarabilsin!
Ama arkadaş,
Sanki Hatay, kuş uçmaz-kervan geçmez Fizanvari bir şehir!
Sanki Hatay'da, bilişim erişimi ve haberleşme imkanı sıfır ve bir Allah kulunun burada yaşanan felaketten haberi yok!
Sanki kaderine terkedilmiş,
Ya da gözden çıkartılmış gibi!
Ayırt etmeksizin; sağcısı-solcusu, filanca medyası-falanca televizyonu, muhalefet-iktidar ve kamu görevlileri fark etmeksizin; herkes ama herkes adeta Hatay'da yaşanan trajedinin büyüklüğüne ve vahametine bigane kalmış gibi,
Veya Hatay'da deprem, henüz/bir saat önce olmuş gibi,
Ya da Hatay'ı teğet geçmiş gibi, kimse Hatay'dan bahsetmiyor!
Ben, sıradan bir vatandaş olarak Hatay'ın sadece küçük bir ilçesinde 50'den fazla vatandaşın hayatını kaybettiğini duyarken, yetkililer "Hatay'da ölüm sayısı 4" diye açıklama yapabiliyor!
Soran, üzülen, geçmiş olsun diyen arkadaşlarıma "Hatay'da durum vahim-korkunç-dehşet yaşanıyor ve perişan halde" deyince, abarttığımı düşünenler bile olmuş olabilir.
Neden?
Çünkü Hatay'daki trajedinin medyada yer almayışına ve yetkililerin Hatay'dan bahsediş şekline bakınca haksız da sayılmazlar!
Ancak 15-16 saat geçti,
Nihayet farkına varıldı, Hatay'a yardım ve kurtarma ekipleri yollamaya başlandı.
Yahu öldü insanlar, öldü!
"Yardım edin" diye yalvara yalvara, enkaz altında soğuktan öldü!
Ve hala,
Bu yazıyı yazdığım şu vakitlerde (saat 03:30 sularında),
Gidilmeyen, dokunulmayan, müdahale edilmeyen yüzlerce yıkık bina/enkaz var!
"Yardım" çığlıkları yükselen ve el atılmadığı için soğuğun acımasız kollarında susan ve ölüme teslim olan feryatlar var!
Çıldırmamak elde değil!
Öldü insanlar öldü,
İnleye inleye, bağıra bağıra, "ben buradayım, can kurtaran yok mu!" diye diye öldü!
Enkazı tırnağıyla kazan,
Ama bir beton blok karşısında aciz kalan yakınlarının kahroluşuyla öldü!
"Nerede bu devlet,
Nerede bu yardım!" desek; birileri kızacak!
Ama kimse kızmasın,
Çünkü kimsenin buna hakkı yok!
Çünkü geç kalındı hanımlar beyler,
Geç kalındı!
Hassa'da, Kırıkhan'da, Antakya'da, Defne'de, Samandağı'nda geç kalındı!
Neden ki? diye sormayın!
Çünkü mevsim kış, hava soğuk,
Çünkü hava yağışlı,
Çünkü dayanma gücü az!
"Ecel işte, neylersin" demesin kimse!
Ona kimsenin bir itirazı yok!
Sen önce yapacağını yap; ecel kısmını Tanrı'ya bırak!
Şikayetçiyim;
Hatay'a bigane kalan medyadan da,
Sesini duyurması gereken Hatay'ın yöneticilerinden de,
Yardım ve kurtarma organizasyonunu yapanlardan da,
Bu ülkenin iktidarından da, muhalefetinden de şikayetçiyim!
Allah şahit; bunları yazarken bile içim acıyor,
Gözyaşımı tutamıyorum!
Yazık oldu beyler,
Hatay bunu hak etmemişti!
Yazık ettiniz Hatay'a!

Dipnot:
Bunları yazdığım için diğer şehirlerimizde yaşananlara bigane kaldığım sakın düşünülmesin!
Her bir şehir, enkaz ve can için yüreğim yanıyor, ciğerim dağlanıyor.
Ben sadece, fark ettiğim bir farka dikkat çektim.
Hatay'ın maruz kaldığına, başka bir depremzede şehrimiz maruz kalmış olsa; aynı netlikle onu da yazardım!
OGÜNhaber