Müzik Dünyası - 5

İnzivaya mı çekildik??
Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba sevgili okurlar 😊 Takip edenlerin bildiği üzere 'Covid-19' döneminin başlangıcında dayımı kaybettim onun üzüntüsü ve ve defnetme işlemleri akabinde birkaç rahatsızlık üst üste geldi. Buradan tekrar kendisine rahmet sevenlerine baş sağlığı diliyorum. Fakat sadece kötü şeyler değil iyi şeylerde oldu tabi bu telaşede sizleri biraz yazılarımdan mahrum bıraktım. Kurmuş olduğum EMC yapım adlı dizi, film ve müzik şirketimizden, sözü ve müziği bana ait olan 'Derin Uykum' adlı single çalışmamızı geçtiğimiz hafta cuma günü tüm dijital platformlarda yayınladık. Bu güzel haberden ve detaylarından bir sonraki yazımda uzunca bahsedeceğim.



Ülkemizde müzik nereye gidiyor??
Ülkemizde müzik nereye gidiyor? Yoksa gitmiyor mu? İşler çığırından çıkmaya mı başladı... Biraz bu konulara gözlerinizi çevirmek istiyorum sevgili okurlar. Ülkemizde sanat, sanat için yapılması gerekirken ama maalesef uzun bir süredir toplum için yapılırken, o toplum en ufak bir sorun ve telaşede sanatı ve sanatçıyı unutur oldu... Pandemi başlamasıyla beraber iyice ortalığı kan götürmeye başladı... Atatürk' ün 'Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.' ile 'Sanatkar el öpmez; sanatkarın eli öpülür!' gibi sözleri çoktan unutuldu... Pandemi döneminde işsiz kalan, hayallerini çoktan unutmuş tek isteği evine ekmek götürmek olup onu bile götüremeyen yüzü aşkın müzisyen geride sadece enstrümanlarını bırakarak intihar ettiler... Vergilerle, dövizle ve suçlayıcı soruşturmalarla zaten uzun bir süredir kenara sıkışmış olan müzik camiası bu köşe kapmaca oyununda evsiz kaldı maalesef... Ve bir tedbir almazsak müzik camiası ile ekmek yiyen yüzbinlerce (müzisyenlerden rodilere, rodilerden barmenlere temizlikçilere, temizlikçilerden taksicilere dürümcülere çorbacılara aranjörlere müzik mağazalarına daha sayamadığım birbirinden beslenen mesleklere..) hatta milyonlarca kişi aynı durumdan müzdarip bu kapanda kısılıp kötü tercihlere itilebilirler.. Peki elden ne gelir... Hiçbir şey… Tek başımıza veya düşünerek, üzülerek elimizden hiçbir şey gelmez. Hükümet bir karar veya bir politika izlemezse bu konuda korkarım camianın sonu vahim...

Müzikle Covid-19 bulaşır mı??
Geçtiğimiz haftalarda bir haberle uyandım sizin de okuduysanız bildiğiniz üzere fakat ben şaşkınlığımı gizleyemedim... Gözlemlediğim kadarı ile minibüsler hınca hınç affedersiniz ama insanlar birbirine neredeyse değmeyi bırakın sürtünerek binerken, kıraathaneler, restoranlar sinema salonları açıkken ve insanlar maske takmıyorken, yazlık alan ve sahiller hınca hınç dolu insanlar sarılıp tokalaşıyorken hava yolları ve taşımacılıkta ki bence en önemli yayılma unsuru olan toplu taşımalarda bir koltuk boşluk bile bırakılmıyorken bu kadar güvenlik açıkları mevcutken, hiçbir önlem alınmaksızın ve hiçbir telafi, siyaset ya da destek düşünülmeksizin müziğin kısıtlanması ve susturulması haberini okuduğum an işte sizin şuan detaylı şekilde anlattığım zamanki farkındalığınızla aynı farkındalıkta şaşırttı beni.. Fakat sadece şaşırdım mı hayır... Geçtiğimiz günlerde Müzik camiasının ileri gelen firmaları, menajerleri ve organizatörleri güzel bir yazı hazırlayarak bir farkındalık yaratmak istediler ve tabi ki bu haklı mücadeleye katıldım. Bir sonuç verdi mi peki? Tabi ki hayır... Peki soruyorum arkadaşlar müzikle covid-19 bulaşır mı 😊 tabi ki hayır!!..

Müzisyenlikte meslek mi canım??
Çoğumuzun böyle düşündüğünden emin olduğum bir soru ki hatta biz bile ebeveynlerimizin biz küçükken aman oğlum veya kızım şarkıcı olma müzisyen olma o olma şu olma aç kalırsın gibi cümleleriyle savaşmışızdır… Üzülerek bir gerçeği söylüyorum ki ülkemizde sanat bir meslek dalı olarak görülmemekte... Ne acı… Dünyayla yarışmak isterken biz ve bir o kadar konuda da üstün olabilecekken hatta, birçok konuda o kadar gerideyiz ki... Sanat ve sanatçıya tutum da buna dahil...

Mesleklerin kıyası olmamasına rağmen, o da meslek mi bu böyle zor mu gibi sinsen cümlelere mağruz kalıyoruz... Halbuki sanatın ve zanaatkarlığın ne kadar zor olduğunu bilmiyor görmüyoruz... Kulaktan dolma bilgilerle, izlenilen uyduruk videolarla enstrumanların çalımının ya da şöyle söyleyeyim 'ustaca' çalımının kolay olduğunu düşünüyor, insan eğlendirmenin basitliğinden yakınıyoruz... Halbuki öyle zor ki insan eğlendirmek... Artık teknoloji ile çok çabuk tüketen, her şeyden çabuk sıkılan bunalan, değer yargısını yitirmiş, neredeyse ahlaki değerlerini bile yitirecek, her konuda hatta bilmediği konularda bile söz ve yorum sahibi bir toplumu eğlendirmek o kadar zor ki bunu sektör dışındaki hiçbir meslek bilemez anlayamaz... Kötü insanların ne yaşadığı bilinmez tiplerin sarhoşların kahrını çeken müzisyenler sabah sizin gibi mesaiye başlarlar dünün yorgunluğuyla ağrı sızı içinde uyanarak çünkü işi geç bitmiş evine sabaha karşı anca ulaşabilmiş, çocuğunun kapısını aralayıp saçlarını okşayarak onunla fazla vakit geçiremediği için biraz seyredip öptükten sonra karısının yanına onu rahatsız etmeden uzanmıştır... Üzerindeki leş gibi sigara kokan kıyafetlerini çıkarıp... Evet sabah sizin gibi kalkar yine de çünkü ya çalıştığı bir okulu vardır ya da 2. bir mesleği çünkü ev geçindirmek için işinden aldığı ücret ona yetmemektedir... İşinden evine ya da stüdyoya geçer provasını yapar ve tekrar çalacağı mekana geçer... İnanılmaz bir döngü... Ne rutin ama... Nasıl mı katlanır... Müziğine aşıktır ve çalarken onda huzur bulur ileride iyi şeyler olacağına tek tesellisi müzikte bulduğu o pozitif enerjidir...

Yukarıda ufak bir hikaye kurdum size gözünüzde canlanmasını istediğim...

Bunların çok daha iyileri ama bir o kadar kötüleri de var... Allah daha kötülerini yaşatmasın daha kötü günler göstermesin kimseye sevgili okurlar... Bu konu çok uzun olduğu için devamını kliple alakalı yazımdan sonra paylaşacağım dertleşeceğim sizle...

Şimdilik tekrar görüşünceye kadar hoş çakalın... Sevgiler…
OGÜNhaber