Bozkırın Demir Atlıları

Bu öyle büyük bir değişim olacak ki tarih belki de bu denli büyük bir terör örgütünden asla bahsetmeyecektir. Türkistan olayları, ülkemizdeki terör girişimleri, İran saldırısı gibi çoğu eylem artık farklı şekilde modellenecek. Bilindiği gibi ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun Orta ve Doğu Avrupa turundaki asıl amaçlarından birinin Türk akım doğalgaz boru hattının Avrupa'ya girişini Macaristan'da durdurmak olduğu biliniyor.

Tek başına 40 milyar dolar değeri olan Çin Tencent Bilişim Firması, Alibaba, Huawei ve Rus Yandex, Gazprom, Sberbank gibi doğu devlerini Avrupa'da istemiyorlar fakat Bozkırın Demir Atlıları olan Putin, Ruhani, Erdoğan ve Cinping sürekli karşı hamle yapıyorlar. Bu dün Atatürk'tü, Lenin'di, Mao'ydu, Şah Rıza'ydı ve bugün de saydığım liderler. 

İstihbaratın tavan yaptığı şu dönemde ülkemizde ağır tehdit altındadır. Eğer Demir Atlılar Suriye ve Kuzey Irak'ta bir tampon devlet olacak olan Türkmeneli’ni kurabilirler ise Türkiye müthiş büyüklükte bir doğu yatırım hamlesi yapacaktır. 

Şirketokrasi savaşlarının uçuşa geçiş yapacağı 2019 yılı ekonomik generallerinde fikirleriyle sancılı geçecektir. Artık sadece plan yapmıyorlar, operasyonel saldırıları uygulamaya başladılar. Bu durumda gayri ahlaki tutum içinde olan batı, binlerce yıllık geçmişi olan Çin, Rus, Türk ve Fars gibi milletlerin üzerinde, içeride oluşturulmuş oldukları terör örgütleriyle infial yaratma çabaları devam etmektedir.

Projesi tarafımdan yazılan belediyelerin tanzim satış işi de bir karşı önlemdir. Bilindiği gibi ülkemiz üzerinde de çok eksenli oyunlar kurulmaktadır. Hani şu bizim muhalefetin ‘dış güçler’ dediği ve ciddiye alınmadığı iktidarın bile çok sık kullandığı bir kelime. 

Dış güçler: Dünyayı sayıları on binleri geçen, 130 üzerinde IQ'su olan fikir adamları şekillendiriyor. Bu yönetimde olan Trump, Putin, Erdoğan ve Cinping için de öyle. Hatta tüm dünyada bu böyle ve öylesine hassas diplomatik planlar yapıyorlar ki bazıları insanın kanını dondurabilir. 

Sefil bir hayat ve aç kalma korkusu tüm halklara pompalanıyor ve belli bir saatten sonra insanlık devreye giriyor, din ve ırk söylemleri hükümsüz kalıyor. Tarihte olduğu gibi günümüz Demir Atlıları da insanlık adına güzel şeyler inşa etmeye çalışıyorlar. 

Avam kamarası ve İspanyol haydutlar dün olduğu gibi bugün de tesis edilecek her şeyi bozmaya gelecektir ve bu yarın da böyle olacaktır ama iyi niyet her zaman kazanacaktır. 

Daha önceki yazılarımda kaleme aldığım gibi Pakistan’a yapılan resmi ziyaret Selman’la kalmayacaktır ve dost dediğimiz Katar bile bu büyük oyunda Pakistan ile içli dışlı olabilir. 

‘İki dost ülkenin yakınlaşmasında ne olabilir’ dediğinizi duyuyorum. Fakat olaylar 10 yıl sonra daha berrak görünecektir. Daha olaylar olmadan buradan yazıyorum Türkistan’da Pakistan'ın Lahor bölgesi ve Belucistan eyaletlerinde kan gövdeyi götürecektir. 

Haydutların sinsice yaptıkları plan bu saatten sonra Ortadoğu’yu aşacak Uzakdoğu’ya kadar dayanacaktır. 

Şangay İşbirliği Örgütü, Türk Akım Doğalgaz Projesi, Huawei, Çin'in kontrolsüz büyümesi, Honda'nın Avrupa'dan çekilme çabası, Amerika'nın Selman eliyle Kürdistan hamleleri ve daha sayamadığım birçok argüman bu ezoterik üst akıl tarafından durdurulmaya çalışılacaktır. 

Halbuki müttefik olarak gördüğümüz Çin, Rusya, İran, Pakistan ve arada kalan Türki Cumhuriyetler tek elden ŞİÖ'ye destek verseler olaylar çok daha farklı gelişecektir. 

Hindistan, İngiliz baskısından dolayı sesini çıkaramamaktadır ama yukarıdaki devletler başkaldırıyı sürdürürse hindularda harekete geçecektir. 

Yazımıza yine başbuğ Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün uluslararası kitlelere açıkça hitap ettiği bir sözü ile son vererek esenlikler diliyorum. 


"Çünkü alnı açık, dimağı açık, kalp ve vicdanı açık insanlar tarafından idare olunabilen toplumlar ancak bu manada hareketlerin izleyicisi olabilirler. Fikirlerini, duygularını ve teşebbüslerini gizli tutanlar, gizli vasıtalar uygulamaya girişenler mutlaka utanma ve sıkılmayı gerektiren, akıl ve mantığın haricinde hareket edenler olabilirler. Bu gibi işlere girişenlerin sonu er veya geç acıdır.” 
1926
OGÜNhaber