Medya Sorgulanırken, Bir ''Samimi Özeleştiri''

Oysa, çoğu söylemin ve iddiaların ''abartılı'' olduğu da sonradan ortaya çıkıyor.
Buna rağmen, yanlı basında mekanizmanın nasıl işlediği ve bu çapraşık süreç ile ilgili özeleştiriyi sunmamız bir görevimiz oluyor.
Gazetecilik, ilgi uyandıran, merak edilen vasfını hala koruyor.

Gazetecilerin yaşayışları da dikkatleri çekiyor. Bu yüzdendir ki, çoğu televizyonlarda gazeteciler sık sık ekrana çıkıyor, tutulan, bağımsız  programlar yapıyor.

Yani, gazetecilik ve gazeteci daima ''odak'' noktası oluyor. Medya, çoğu kez ''mercek'' altına alınıyor.

AYNAYI KENDİMİZE TUTALIM
Böylesine bir ''hassas'' konum, gazete ve gazetecilerin daima ''ciddi'' olmasını, ''dürüst'' olmasını, ''objektif'' olmasını gerektiriyor.
Zaten, önce ''meslek ilkeleri''sonra ''yasalar'' ve ''gelenekler'', gazetecinin kendisine çekidüzen vermesini icap ettiriyor.
Hiçbir gazete veya gazeteci, ''müşkül'' durumda kalmayı istemiyor.

Aşırı doktrinel yaklaşım ve şahsi kaprislerin zaman zaman gazete veya gazetecileri yanılttığı oluyor.

Bu durumda, her şeyden önce, ''tekzip'' veya ''düzeltme'' müessesesi, sonra ''Basın Konseyi'ne şikayet'' devreye giriyor.
En zor ve pek arzulanmayan yol ise mahkemeye başvurmak oluyor.

Nitekim, gerek içte ve dışta çok siyaset adamı, diplomat, bilim adamı, sanatçı, yazar, kendileriyle ilgili iddialara, aleyhlerindeki yazılara tepkiyi, ''mahkemeye vererek'' göstermiyor.
Ne var ki, öncelikle mahkemeye başvurma, gazeteciyi bir yerde görevinden alıkoyma, sindirme eylemini de çağrıştırıyor.
Tabii ki ''haysiyet'', ''namus'' gibi değer yargılarına doğrudan doğruya yayınla hücum, hiçbir ''mazeret'' kabul etmiyor.
Bu özeleştiri yazısında, başka bir yönü de açıklamak hatta özeleştiride bulunmak, görevimiz.

YANILGIYA DÜŞÜLÜYOR
Gazetede yayınlanan bütün haber, yazı, fıkra ve makalelerin A'dan Z'ye tüm ayrıntılarının;
Genel Yayın Yönetmeni tarafından her gün, her an denetlendiğini zannedenler, büyük yanılgı taşıyor.

Tabii ki, kurulan mekanizma, bütün haber ve yazıları Genel Yayın Yönetmeni'nin önüne getirebiliyor.

Aslında da, Genel Yayın Yönetmeni bu ''önemli'' görevini yerine getirmeye çabalıyor. Ne var ki, yıllık, haftalık izinler, seyahatler, toplantılar ve gazetenin diğer işleri, bu işlevin hakkıyla yerine getirilmesine zaman zaman adeta set çekiyor.

ZARFA DEĞİL MAZRUFA BAKALIM
Ancak, her yazının ve haberin editörler tarafından mutlaka gözden geçirildiği de biliniyor.
Bu yüzden de yasalarda, genel yayın yönetmenlerine dava açılması yer almıyor. Asıl yasal sorumlu, yazı işleri müdürleri kılınıyor.

Gazetelerde zaman zaman yayınlanabilençarpıklıkların başında, haberlerde yer alan rakam ve tarihler geliyor. Rakamları, ''teyit'' etmek de, çoğu kez zor oluyor.
Böylece, örnek olarak 150 bin yerine 400 bin rakamı yer alabiliyor. Önemli olan, yapılan fiilin doğruluğu değil mi?
Ha 400 olmuş, ha 150 olmuş...
hani bir zamanlar, bir işadamına ''25 milyon kredi almış'' iddiasına karşılık buna cevaben ''Hayır, bu tamamen yalan, 17 milyon kredi alındı'' açıklaması yapılmıştı.
Şimdi burada, ''tahsis edilen paraya'' değil, ''tahsis'' olayına bakmak gerekmiyor mu?

Gerçekten de, rakamlar ve tarihler yayın dünyasını çok zorluyor. Dikkat edilirse, bir afyon kaçakçılığının haberinde, bütün gazetelerde rakamlar ayrı ayrı çıkıyor. Dahası, döviz ve altın fiyatlarında bile zaman zaman rakam kargaşası yaşanıyor.
Aslında rakamların ve tarihlerin de ''tam'' yazılması bekleniyor.

Kamuoyunu ilgilendiren ve haber değeri olan bir olay yayınlanırken veya internet sitesinden aktarılırken yapılan; genelde ''gazetecilik
görevi'' olarak değerlendiriliyor.

GAZETECİLİK NOSYONU
Üstelik, o haber aktarılırken ''İleri sürülüyor'', ''İddia ediliyor'' veya ''Filan internet sitesine göre'' ibareleri bulunuyorsa, bunda ''gazetecilik  hatası'' aramak ''temelsiz'' kalıyor.

Bu, biraz da ''özeleştiri'' anlamına gelen yazımızdan maksadımız, kim olursa olsun, hiç kimsenin ''şahsiyeti'' ile oynama çabamızın olmayacağı, aksine bu tür girişimlere ''karşı'' olan bir gazeteciliği benimsediğimizi aktarmakla özetleniyor.

 

kakin@ogungazetesi.com.tr


OGÜN/2-8.Aralık.2007/Sayı:49/Sayfa:08
OGÜNhaber