Hepimiz dönmeyiz ama!

"Etme"diye yazıma giriş yapmak isterdim ancak eden bulur dünyasında "ETME" çok anlamlı durmuyor!

Yine de şu küçük mısrada ki; 

"İsyan et ey arkadaşım, söz söyleyecek an değil. 
Aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun, etme." 
bugün içinde bulunduğumuz günlere güzelce bir anlam katıyor!

Herkesin neye âşık olduğu çoktan belli iken, ne ile meşk ettiği açıkça ve bariz ortada iken… Halk için hak için İsyan edecek bir durumu da beklemek saçmalık olsa gerek…

Toplum olarak âşık ile maşuk pozisyonunda divane-i deli bir şekilde dolanıp duruyoruz…

Ne güzel meşk ediyoruz!

Ne güzel uyuyoruz, mışıl mışıl!

"Üstünü örteyim ey halkım" diyesi geliyor insanın, örteyim ki üşüme…

Mevlana Celaleddin Rumi için yazılanların hepsine ağlarken, ellerimizi hakka doğrulturken, sözlerine kulak vermeyi kaçırdık…

Nasıl bir mesaj verildiğini anlamadık!

Oysaki ne manalar taşıyan sözleri var, tarihin o yıllarında bizlere vasiyet olarak bıraktığı ne güzellikler!

 

"Ne olursan ol gel"demiş Mevlana Celaleddin Rumi!

Gel ki, ilim irfan bulasın!

Şimdi ise "Ananı da al git diyen" ilim irfan sahibi müderrisler mevcut…

Kısacası;

Anamla baş başa kaldığım bilgi çağındayım! Önümü göremeyişim ondan olsa gerek!

Aşk edişim meşk edişim bundan olsa gerek!

Deli divane, uyurgezer oluşum bundan olsa gerek!

Şeb-i Arus törenleri yine kutlanıyor, yine Japonlar ön sıralarda, tıpkı teknolojide dünyada ön sırada oldukları gibi!

Ellerini Hak’ka açıp her bir yönü ile dünyaya dönen semazenler gibi olabilseydik keşke…

Şuracıkta dibimizde olan güzelliğe yüzümüzü,

İlime beynimizi,irfana yüreğimizi dönebilseydik!

Ama sanırım pek beceremedik;

Çünkü biz bir kere sırtını döndüğünde bir daha yüzünü dönemeyen toplumuz! 

 

OGÜNhaber