“Eşarbını yan bağlama” diye Türkülerde bile baskı yapılmıştır, Eşarbını yan bağlarsan ben söylerim senağlama” sonra haa… Diye inceden ayar verilmiştir…
Anamda baskı yemiştir,
Halamda
Teyzemde,
Kızımda,
Yengemde,
Kimisi Türban takıyor diye,kimisi de Türban takmıyor diye…
Özgür bir ülkeyiz deriz ya…
Hadi oradan derler adama…
Neresi özgür!
Meclise çıkıp yeminini edip görevebaşlayan ilk Başbakandan bugüne dek verilen en büyük söz “Türban sorununu çözeceğim” olmuştur…
Gerçekten sorun mudur? Peki, bu Türban…
Kimilerine göre evet,
Kimilerine göre hayır…
Türbanlı kesim her gün baskışiddet gördüğünü arz eder, Türbansız kesim ise “Hadi canım ne baskısı, abartıyorsunuz” der…
Bundan birkaç yıl önce, Başbakanınhanımı Sayın Emine Erdoğan’ın GATA’ya girmek istemesi ile çıkan polemik, halendevam etmektedir…
Bir taraftan baktığınızdaBaşbakan eşidir, Kraldan kralcılık yapmamak lazım…
Diğer taraftan baktığınızdaAskeri kurumun kendine özgü kuralları vardır…
Tek sorunumuz Türban değildir, aslında…
İnsanların bir birine olan tahammül sınırıdır…
Türbanlı diye, öcügörülenler…
Türbansız diye dinsizsayılanlar!
Türbanı “elindeki silah” gibi kullanan kadınlarda, gerçekten sırf türbantakıyor diye ezilen kadınlarda vardır…
Bazense siyasi simgedirTürban!
Dediğim gibi türbanı siyasalamaç içinde kullanmaya çalışanların ,Latife hanımı, Hayrunnisa hanım’a benzetme çabaları bile olmuştur…
Ama Tayip Erdoğan asla bir duble rakı içmiş Atatürk’ebenzetilemez mesela…
Toplumca işimize gelen kısımıalır, gelmeyeni çöpe atarız biz…
Prof olmuşsun, siyasetçiolmuşsun, asker olmuşsun ama adam olamamışsın be birader… Derler adama.
Başa takılan türban değil beyine örtülen örümcekdesenli örtüdür mesele!
Önemli olan, samimiyeti ödüllendirmek, provokatörlerideşifre etmektir!
Yoksa!
Türkiye var oldukça bin yıl daha beyin örtülerimizleuğraşacağımız kesindir...
Örümcekleri bile bile!