Absürt, zırva, algı

Mayıs ayının 14'ünde ve 28'inde yapılan seçimler ve çıkan sonuçlar belli.

AK Partisi, Cumhur ittifakı ve ortak adayı Sayın Erdoğan, bu seçimlerden, hem TBMM bazında ve elbette ki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, mutlak ve su götürmez bir zafer ile çıktı.
Bu, bu kadar basit.

Ve fakat, Millet İttifakı cephesinde, özellikle de CHP'de, kazanlar kaldırılıyor, hatta kaynıyor.

Ancak Kılıçdaroğlu, hiçbir şey olmamış gibi davranmaya devam ediyor ve dahası, yaptığı tüm ağır hataları kabul etmiyor, faturasını başkalarına kesiyor, yetmiyor, seçmeni, yani halkı aşağılıyor, hakaret ediyor, suçluyor.

Onlar kendi aralarında kavga ede dursunlar, o cenahın kalemşörleri, şovmenleri, absürt, saçma, hatta deli zırvası niteliğinde çıkışlar ile, hu kavgaları perdelemeye çabalıyor ve suni gündemleri algısını yapıyorlar.

Can Ataklı ve Enver Aysever, bu gurubun en zihni zihir fikirleri olarak karşımıza çıkıyorlar.

Can Ataklı kafayı TOGG'a takmış.
Gerçekten ağır saçmalık seviyesinde ve tamamen akla, mantığa tepki olarak görülebilen açıklamalar yaparak, aslında kendini gülünç duruma düşürüyor.

İşin en üzücü tarafı ise bu zırvalara inananlar var, yani gerçekten inanlar var!
Bunlar üstelik de kendine aydın diyen, okumuş diyen, elit olarak gören insanlar.

Bu nasıl bir gudubettir Allah aşkına?
Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır?

Bırakın tüm Türkiye'nin görüp bildiğini, uluslararası basın, hem de konu ağırlıklı basın, gelmiş görmüş, yazmış çizmiş.

Daha bir iki gün önce Alman otomotiv basını toplu halde gelmiş, görmüş, yazmış, videolar çekmiş, yayınlamış.

Tüm dünya otomotiv şirketleri görmüş, kabul etmiş, tebrik etmiş.
Uluslararası fuarlara gidilmiş.
EURO NCAP testleri geçilmiş.

Amiyane tabirle, tüm dünya kabullenmiş, ama gel gör ki, Can Ataklı bir türlü görememiş, ona inanan ve sosyal medyada destek verenler de görememiş, kabullenememiş.

Vallahi hastalıklı bir ruh hali bu.

Hele bir de iddialar var ki, tamamen akla zarar, deli zırvası, yalan, dolan.

Gazetecilik ile meslek etiği ile uzaktan yakından alakası yok .

Neymiş efendim, Gemlik'te bir liman varmış, buraya sadece arabalar gelirmiş.
Varan bir yalan bir.

Bursa ve çevresi otomotiv sanayii ile meşhurdur, aynısı tabii Kocaeli içinse geçerlidir.
Gemlik'teki limandan daha çok araba gönderiliyor, veya, yurtdışında yapılan dünya markaları araçlar Türkiye'ye giriş yapıyor ve distribütörlere dağıtılıyor.

Neymiş efendim, belli günlerde, gecelerde, (bazen İtalya'dan, bazen Çin'den, bir karar verin artık), gemiler geliyor.

O gemiler gelmeden saraydan sivil görevliler geliyor, bunları aynen böyle saçmaladı, tüm ışıklar kapatılıyor, kameralar kapatılıyor, ve yurtdışında üretilen TOGG'lar, fabrikaya götürülüyor, fabrikanın içi boş?!

Allah'ım sen aklıma mukayyet ol!
Yahu, bunları hangi kafa ile saçmalıyorsun Can Ataklı?
Bir de belge sunmuş ki evlere şenlik.

Binlerce dediği arabalar aslında 68 tane imiş, onlarda yurtdışına testlere gönderilip geri gelen TOGG'lar imiş.

Güler misin ağlar mısın arkadaş?
Kızmaya çalışıyorum, ancak bu kez de bir gülme tutuyor.

Hani bu Enver Aysever'in, canlı yayınlarda tüm Türkiye'nin izlediği, yani var olduğunu gördüğü ve bildiği Defne hastanesi gibi bir şey.

Akla ziyan bir inkar.

Tabii bunlar bilinçli yapılıyor ve birileri şimşekleri üzenlerine çekmeye bakarak, asıl skandallardan, CHP'nin içindeki kavgaları perdelemeye çalışıyor.

Fakat, işte, neden seçimleri kaybettiler sorusunun cevabı da işte burada, ayan beyan ortada.

İdeolojik saplantılıklar ile akla ziyan beyanatlar ile halka yalan söylemek ile suçlamak ile bir adım öteye gidilmez.

Bunlara inanlar da, onlardan daha iyi değil hoş.
Yani kafasında beyin olan, bunu da kullanmasını bilen biri, asla böyle deli zırvalarına prim vermemeli.

Kin ve nefret gözlerini o kadar bürümüş ki, bunlara kalkıp da o malum şovmenler, "İstanbul'a şu an UFO indi, AKP ye destek veriyor" deseler, inanacaklar, gerçekten de inanacaklar.

Allah kimsenin aklı ile oynamasın...

Dipnot:
Söz bir sonraki yazı, hakiki gündem üzerine olacak.


Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
OGÜNhaber