Acı gerçekler ile karşı karşıyayız!

Bunun vicdan rahatlığı var bizde!

Rusya’nın güvenilmez bir unsur olduğunu da daha önceden biliyorduk. Bu da değil.

Acı gerçekler, bizim her dertlerine koştuğumuz, sözde islam ülkelerinin tek çıt çıkarmamasıdır.
Suskunluğu tercih etmeleridir.

Türk’ün, Türk’ten başka asla dostu olmadığı gerçeğidir.

Suriye meselesi başladığında, Arap baharından ders alan Batı dünyasını, başta Esedi düşürmeyi planladı ise de bir takım gizli ve çok kirli anlaşmalardan sonra, bundan vaz geçmiştir.

Türkiye ise bu siyaseti ile bir anda yalnız kalmıştır.

O vakitler, dışişleri bakanı olan akademik ünvanlara sahip olan biri, derin stratejiler ile uğraşırken, sığı diplomasiyi unutmuş ve Suriye meselesini, içinden çıkılmaz bir hale döndürmüştür.

Bugün Parti kuran Davutoğlu, bu yanlışların mimarı olarak, hangi yüzle milletin karşısına çıkacak, çıkıyor, ben hayret ediyorum doğrusu!

Acı gerçekler, dün gece de ülke içinde yaşandı!

Bir TV programında yayılarak oturan Barış Yarkdaş, bir anda, askeri strateji uzmanı kesiliverdi. Ve daha kesin hiçbir bilgi yok iken, programdakiler ile ille de şehid haberleri verilsin diye, üstün bir efor sarfetti!

Sosyal medyada olup bitenler ise tam bir facia. Tam bir feveran!

Nerdeyse şehid var diye, sevinç çığlıkları atan bir güruh palazlandı. Hem de öyle abuk subuk rakamlar ortaya atıldı ki, öyle yanlış bilgiler verildi ki, gecenin ilerleyen saatlerinde devlet, sosyal medyaya erişim engelini koymak zorunda kaldı.

Zira bilgi kirliliği had safhaya ulaşmıştı!

Bu tip insanlara diyecek hiçbir lafım kalmadı, ama yüzlerine tükürecek epey malzemem var!

Çünkü bunlar, muhalefet edeceğim diye, devletin parçalanmasına razı olan ruhsuzlar!

33 Şehidimiz var!

Şimdilik verilen bilgi bu!

Tek bir Mehmetçiğin bir damla kanı dahi dünyaya bedeldir. Bunda kimsenin şüphesi olmasın. Kaldı ki 33 Arslan şehid olmuş.

Bunun elbette ki cevabı, hayır intikamı, çok, çok ağır olmalı.

Sanırım, diplomatik görüşmelerde sergilediğimiz yapıcı tutumlar, bazıları tarafından yanlış anlaşıldı. “Ne istersek yaparız, Türkiye karşılık vermez” gibi bir intiba uyandırdı!

Dün geceden itibaren, bu algıya kapılanlar, korkunç gerçekler ile karşı karşıya kalmışlardır ve kabusları hiç de erken bitmeyecektir!

Şimdi iş TBMM’de!

Meclis derhal savaş kararı almalı, ülkede savaş hukuku işlemelidir!

Türk milleti, böylesi bir hain saldırıyı yalayıp yutamaz!

NATO’nun meşhur 5. Maddesi yürürlüğe giremez. Çünkü saldırı Türk topraklarına olmadı. Zaten Ruslar da Rejim de bunu gayet iyi bilmekteler, ondan dolayı da saldırıyı Suriye sınırları içinde yaptılar!

Ancak, NATO kurallarından daha önemli bir şey var ki, bunu unuttular:
2000 yıllık kadim Türk devleti geleneği ve töresi!

Artık İdlib’e Türk kanı değmiştir, dolayısı ile bundan böyle Türk Vatanıdır!!!

Bundan sonra, müzakere bitmiştir.

Artık söz, Şanlı Türk Ordusundadır ve Mehmetçik, kardeşlerinin intikamını almak için yemin etmiştir, hırs içindedir.

Müzakerelere Türkiye, belli “olup bittileri” ortaya getirdikten sonra oturmalıdır ancak.

Şu ana kadar, TSK, Rejim unsurlarına, büyük kayıplar vermiştir, vermeye de devam etmektedir.

Esed’e kati bir ders verene kadar, gerekirse Rejim Ordusunu silip süpürene kadar da bu ağır kayıpları verdirmeye devam edilmeli!

Rusya ise aklını başına toplayıp, yanlış ata oynadığının farkına varırsa, ne ala, ha yoksa da kendileri bilir.

Burası Ukrayna değil!

Bunu Rusya da çok acı bir şekilde anlayacaktır.


Sınır kapıları açıldı.

Mülteciler, binlerce guruplarla, Avrupa yolculuğuna çıktılar.

İşte bu adım, çok, çok önceden atılmalı idi.
Avrupa, Türkiye’nin iyi niyetini suistimal edip, birkaç yıldır çok fazla rahattı.
Artık o rahatlık olmayacak.

Gitmek isteyene mani olunmayacak.

Ve bu hamle iki yıl önce yapılsa idi, şu anda durumlar çok daha değişik olabilirdi!
Ben, amasız, şartsız, devletime güveniyorum, kahraman Türk askerinin de yanındayım.

Şehid düşenlere Allah’tan rahmet, kederli ailelerine metanet, yaralı yiğitlerimize de acil şifalar diliyorum!

Ya Devlet başa, ya kuzgun leşe!


Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
OGÜNhaber