Almanya'da Cami vergisi!

Oldukça enteresan bir konu!

Ortaya atan kim?

Liberal İslam saçmalığı ile popüler olan, FETÖ'nün solmuş çiçeği Seyran Ateş!

Efendim neymiş, kurduğu 'camiiler', iflas etmiş, paraları yok muş.

Şimdi yanlış anlaşılmasın, bu kadın bile demeye dilimin varmadığı kişi, halı döşeli salonlarda, erkekli, kadınlı, şortlu, mini etekli eş imamlık yapan bir müptezel! 

İslamın tüm kural ve kaidelerini ayakları altına alarak, alay ederek, gay ve lezbiyenlere 'helal sertifikası' veren bir soytarı!

İşte bu kişi züğürtleşmiş. 

Kaynak devşirme peşinde.

Gösterilen film bu!

Gelelim işin asıl yüzüne ve de saçmalığına!

İşin asıl yüzünde ve de hedefinde DİTİB ve Türk camileri var. 
Çünkü bu camiiler, Türkiye'den İmam getirtip görev yaptırıyor. Eh bu da Almanlara zaten on yıllardır batıyor!

Arap ve Mağrip kökenli camilerin durumu da ekstra tehlike onlar için.

İşte orda yaşayan Müslüman halkın, Anavatanları ile irtibatlarını kesmek istiyorlar. Tüm mesele bu!

Bu olayı da iyice sakız edenler, sağ popülistler!

Şimdi işte, işin absürtlüğü ortaya çıkıyor!
Tabii samimiyetsizliği de.

Bir kere, Almanya'da İslam, Resmi din değil!

Din olarak tanınsa bile, resmi hiçbir sıfatı yok, hükmü yok.

Camiiler dernek olarak kuruluyorlar ve dernekler kanununa göre yürütüyorlar.
Ruhbani hiçbir selayetleri yok. 

Ancak, vergi kesebilmek için, İslam'ı Resmi din olarak tanımaları gerekir. 
Statü vermeleri gerekir.

Kiliselere verdikleri tüm ayrıcalıkları, imtinaları, imtiyazları vermeleri gerekir!
Misalen, nikah kıyma ve kıyılan nikahı resmen tanıma.

Her ilçeye bir Camii açma.
Onuda şimdiki gibi, eski şirket ve fabrika lardan bozma, çevirme değil, şöyle minareli, kubbeli ve de EZANLI.

Okullarda resmi ders olarak okutularak.

Bir papaz ya da rahibin, resmi bir evrağı 'aslı gibidir' diye fotokopisini tasdik etme hakkı ile!

Kafalarına göre, girip baskın yapamayacak bir statü de.

Çünkü Almanya'da kiliseler özerk bölgelerdir ve devlet memurları, polis dahil, ellerini, kollarını sallayarak giremez.

Hatta sığınma hakkı bile verir. 

Tüm bunları ve bunlara benzer statüleri vererek, İslam dinini tanımaları gerek!

Arabistan'dan gelen paraları bildirme zorunluluğunu getirdiler. Sıra Türkiye'ye ne zaman gelir bilinmez!

Bir de bu Camii vergisi kimlerden kesilecek, kimler yararlanacak? 

İşin içindeki iş, Seyran Ateş ve onun gibi olanların önünü açıp, ‘light İslam'ı' yaygınlaştırmak.

Zira, Avrupa'da müslümanlar kalıcı. Bunu öğrenmeyen kalmadı sanırım.

Bu insanları kontrölleri altına almak istiyorlar elbette!

Şimdiden, yıllarını, İslam'ın resmi din olarak tanınması için harcamış insanlar ile konuşuyorum ve hepsi hem endişeli, hem de şaşkın.

40 yıl boyunca bu meseleye en ufak şansı bile vermeyen Alman devletine, şimdilerde ne oldu, merak ediyorlar.

Tüm bu yukarda sayılanları yerine getirecek ise Almanya, amenna, vergi de toplasın, orada yetişen insanlarımız, imamlık görevlerine başlasın. Buna kimse karşı çıkamaz.

Ancak, bu hakların hiçbiri verilmeden, Seyran Ateş ve müptezelleri me yol aramak için vergi kesip, para dağıtmaya kalkar ise Alman devleti, tüm dünyaya rezil olacağı mahkeme davalarına da hazırlıklı olmalı.

Çünkü dava dilekçeleri yazıldı bile.

Tarih atılıp içeriye verilmeyi bekliyor.

Diyanet işleri başkanlığı ve Dışişleri Bakanlığı ise bu süreci bilahare yakından takip etmeli ve derhal gerekli refleksleri göstermelidir.

Almanya'da yaşayan insanımız, Alman Devletinin şaklabanlık oyunlarına, asla maruz bırakmamalıdır.


Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam 
OGÜNhaber