Daha kim neyi bekler?

HDP denilen terör yuvası, dahi odağı olan partinin kapatılmasından söz ediliyorum.

Artık bir değil, iki değil, on değil, yüz değil, bin değil!

Sadece terörü destekler de demiyorum, bizzat terörün faili olmuş bir partiden söz ediyorum.

Açıkça Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmez bütünlüğüne, dahi Anayasal düzenine, bırakın baş kaldırmayı, fiilen savaş açmış bir partiden söz ediyorum.

Son numune de Baykan Eski Belediye Başkanı Remzi Sarsılmaz adındaki kişi.

Gözaltına alındığında el konulan ajandasın içinden çıkan notlar arasında, bomba eğitim bilgileri çıkmıştır!

Belediye başkanlarının liyakat alanına bomba yapım uzmanlığı girdi de biz mi bilmiyoruz acaba?

Yahu bu nasıl bir ihanet çarkıdır?

Bu, hemde bu milletin paraları ile dönen nasıl bir ihanettir?

Buna neden halen göz yumulur?

Yoksa yeni Genel Başkanları, veyahutta Milletvekillerinin bizzat ellerinde silah ile yakalanmaları mı beklenmektedir?

Kaldı ki ele geçen belgeler arasında, bir de “eş başkanlık sözleşmesi” çıkmış.

Ve yine hayret ile sorarım:
Bu ülkede bu şekilde bir sistem var da biz mi bilmiyoruz?

Yani, seçime dahi girmeyen birisi, bir makama ne hakla oturabilecek?
Hangi hukuka göre?

Bu da Anayasal düzene baş kaldırmak değil midir?
Hatta, çok savundukları Demokrasiye aykırı değil midir?

Yoksa bu, “Biz kafamıza göre kanun da yaparız, uygularız da” diye kafa tutmak mıdır?

Bu partinin yıllardır terörü beslediği, yeteri kadar ispat olmadı mı?
Dağa silah taşıyan, erzak taşıyan vekilleri yakalanmadı mı?

Sırtını terör örgütlerine dayayanlar bunu avaz, avaz bağırmadı mı?

Bu partinin mensubu kaç tane vekil, belediye başkanı, terör suçundan ya yakalandı ya da kaçmadı mı?

HDP’nin terörün odağı olduğu, yeterince ve defaatle ispat edilmedi mi?

Edildi!

Peki neden kapatılmaz bu parti?
Vekilleri hakkındaki fezlekeler neden görüşülmez TBMM de?
Daha ne olması gerekiyor acaba?

Ve bunlar kapatılıp derdest edilmedikçe, işledikleri her bir suçun, her bir cinayetin vebali, bunları kapatmayanların, derdest etmeyenlerin de boynuna değil mi?

Aziz Türk milleti, bunlara daha halen tahammül etmek zorunda mı?

Peki ya CHP’ye ne demeli?
Bu bahsi geçen Belediye Başkanını en çok kim savundu?
CHP!

Başını Kaftancıoğlu çekti ise de Muharrem İnce bile kalkıp bunları savundu uluorta!

Çok afedersiniz de belki benim anlayışım kıttır da ondan anlamam:
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa’nın Partisi olduğunu iddia eden bir Parti, nasıl olurda, bu Cumhuriyete kastedenleri, bu devletin Anayasal düzenine kastedenleri, bu vatanın bölünmez bütünlüğüne kastedenleri, on binlerce insanımızı, askerimizi, polisimizi, öğretmenimizi, hemşiremizi, hekimimizi, çiftçimizi, çobanımızı, kucağında yavrusu ile analarımızı şehid eden bir terör örgütünü ve siyasi uzantısını savunabilir?

Benim zihnim bunu almıyor!

Nasıl olurda, bu ülkeyi kuran bir partinin mensubu olduğunu iddia edenler, bu ülkeye kastedenleri savunur?

Bunda bir terslik, bunda bir doku uyuşmazlığı yok mudur?
Ama nasıl olmaz?
En alasından var hem de.
Ama ne diyeyim.

Bu devletin savcısını, makamında şehid eden bir terörist geberdi diye, arkasından ağıtlar yakan bir hakimi, yani meslekdaşını gördük biz!

Ve bu ucube de görevden alındı diye, sesini en çok çıkartan kim oldu dersiniz?
Evet, bildiniz, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu oldu.

Bizde gelmişiz de bu ülkede adalet bekliyoruz.

Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
OGÜNhaber