Dünya tersine mi döndü?

Murat Yılmaz

London Times gazetesi geçen gün bir manşette; "17 aydır Türkiye de niye bombalar patlamıyor" diye sormuştu. Bu durumdan pek bir rahatsız olmuşlar anlaşılan.

Hakikaten niye patlamıyor yahu? 

Sakın Trump’ın yemin ettiği gün, onunla yarım saat ayakta muhabbet edip de raconun dik alasını kesen bir vatan evladan ötürü olmasın? 

“Türkiye artık eski Türkiye değil, ayağınızı denk alın, yoksa elimizde belgeler ile her platformda rezil ederiz, dahasını ve gerisini siz düşünün!”… gibi bir dik duruşdan dolayı olmasın?

Şimdi tabii spekülasyonlar çok! Lakin ben de diyorum ki, neden oldu ise oldu, emeği geçen her kim oldu ise oldu, şu bir kesin ki, yüzlerce, belki de binlerce insanın hayatı kurtuldu, bundan dolayı da işte her kimse, Allah o kulu cennetine almadan, cennetin kapıları kapanmasın! 

ABD bir siyasetsizlik içinde! Sadece son bir yıl da yaşanan türbülanslar, belki son elli yıldır yaşanmadı! 

Hiçbir konuda tutarlı ve istikrarlı bir duruşu göremez olduk! 

Birinin söylediğini, bir başkası, saatler içinde yalanlıyor! Birileri oturdukları koltuklardan jet hızıyla, ya kovuluyor, ya istifa ediyor! Buyrun son örneği, dışişleri Bakanı Rex Tillerson! 

FBI, CIA’in başları, eskiden uzun yıllar görev yaparken, şu an da koltukları tıpkı atlı karınca ya döndü! Ya da dönme dolaba! ABD yönetimi şu an bir sirk arenasından farksız! 

CENTCOM komutanının, savunma komisyonu karşısındaki son ifadeleri, bunun ayan beyan ilamı oldu adeta! 

“Suriye hakkında böyle bir politikamız var mı bilmiyorum” dedi. Be birader, ‘Sen bilmiyorsan kim bilecek’ demezler mi adama!

Bir diğer soru da ise can alıcı bir cevap verdi! Soru; “YPG/PYD DEAŞ ile mücadelede den çekildi mi?” idi!

Cevabı ise; “Evet şu anda bu durumdalar” oldu. Yani artık ne PYD’yi, ne de YPG’yi, bu sözde mücadele den dolayı kollamayacaklar, kollayamayacaklar! 

Afrin de herhangi bir faaliyet de göstermeyeceklerini belirten CENTCOM komutanı, aslında diğer bir dil ile: PKK’yı sattık demeye getirdi!

Efendim söz konusu istikrarsızlıkdan açılmış iken, elbette AB’ye ve ana arteri Almanya’ya değinmeden olmaz! 

Koca bir altı ay hükümetsiz kalan Almanya, sonunda aslında hiç kimsenin istemediği, ancak başından beri başka hiçbir seçeneğinin olmadığı yeniden büyük koalisyon hükümetine kavuştu! 

Angela Merkel ise yeniden Şansöyle oldu. Oldu ama neler pahasına oldu? 

İlk ve en önemlisi yürüttükleri aşırı sağ popülist ve de özellikle ülkemizi ve Sayın Cumhurbaşkanımızı hedef alan, seçim propagandasından ötürü, her iki eski ve yeni koalisyon ortakları CDU/CSU ve SPD tarihi kayıplar aldılar!

Ülkede nasyonal sosyalizmi hortlatarak, aşırı sağcı be ırkçı AfD Partisinin, Almanya’nın 3. Büyük Partisi, dolayısı ile de an itibariyle Ana muhalefet partisi haline getirdiler! 

Bu partinin, hiçbir liyakatının olmadığını ise geçen hafta gördük! 

Bunlar hakikaten Esed’in baş müftüsüne heyet yollayıp, “Ne olur, bir fetva verin de, bizdeki Suriyeliler, size geri dönsün” gibi hiçbir mantığa sığmayan, tamamen akıl tutulması örneği bir saçmalığa imza attılar!

Yani kasaba koyun yollama gibi bir şeyde bulundular!

Bunu ne bir akıl, ne de bir vicdan, asla kabul edemez! Asla! 

Fakat maalesef inanıyorum ki, bu tip akıllara ziyan, beyin yakan eylemleri bunlardan daha çok göreceğiz!

Maalesef bir diğer etkisini ise Avrupa’da yaşayan vatandaşlarımız çekmekte. Zeytin Dalı Operasyonu’nu bahane eden Avrupa’da iyi örgütlenmiş PKK’lılar, sadece üç günde beş Camiimizi kundakladılar ve de daha devam edeceklerinin tehditlerini savurmaktalar. 

Alman makamları ise, her zaman yaptıklarını yapmaktalar: Omuz kaldırıp, ilgilenmemekte. Gurbetçi kardeşlerimiz, hemen her yerde, gönüllü nöbet tutmaktalar, halbuki bu Avrupalı Polisin işi! Zira Sinagogların önünde, 7/24 nöbet tutmaktalar! 

Kudüs meselesi gündemde iken, protestolar esnasında, İsrail bayrakları yakıldı diye, bunu suç olarak ceza kanunlarına ekleyen Almanya, bakıyoruz ki, aynı hassasiyeti, PKK’nın yaktığı Türk bayrakları hududunda göstermemekte!

Halbuki İsrail de bir dış devlet, Türkiye de bir dış devlet! Suç oranı da aynı olmamalı mı? 

Bunlar baş etkileri idi!

Evet, Merkel yeniden Şandöyle seçildi, ama Merkel eski Merkel değil artık!

Bu geçen süreç, Merkel’in elinden en başta karizmasını aldı. Daha önemlisi de, elindeki gücü! Merkelin bundan sonra, ne Almanya içinde, ne AB’de ve ne de Dış Politikada, eski ağırlığının olabileceğini ben şahsen sanmıyorum. Aslında bu tüm Alman hükümeti için geçerli! 

SPD de kendi içinde kavgalı, ayrı, kaldı ki erozyon gibi bir oy kaybı yaşadı. Şu an atadıkları Bakanlar dahi, daha göreve henüz başlamış iken, tartışma konusu oldular! Özellikle de yeni Dışişleri Bakanı Maas. 

Almanya’yı da, tıpkı ABD ve diğer AB ülkeleri gibi, ciddi bir istikrarsızlık beklemekte!

Yeni hükümet ne kadar dayanır, bunu şu an kestirmek hakikaten çok zor.  Ancak tüm dört yıl dayanamayacağını öngörmek, bence üstün bir kehanet gerektirmeyen bir konu!

Netice de, İtalya’dan çıkan seçim sonuçları da, bir diğer istikrarsızlık bölgesinin doğduğunu işaret ederken, Batı dünyasının topyekün gerilediğini çıplak göz ile görebiliyoruz! 

Bunun karşısında ise, şaha kalkmış, dimdik duran bir Türkiye’yi keyifle izliyoruz ve de izlemeye devam edeceğiz!

Elbette bir başka çok vahim bir konu, bu yazı yazılır iken cereyan etmek te, o da İngiltere ile Rusya’nın, “Eski bir Rus ajanının, İngilterede zehirlenmiş olma iddiası!”

İngiltere bu konuyu bugün NATO ya intikal ettirdi ve bunun üzerine Almanya, “mızrak ucu güçlerini” doğuya doğru harekete geçirdi!

Bu çok vahim bir hamledir! 

Bu hamlenin bir diğer tarafı ise, hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki, Rusya ile Türkiyenin yakınlaşması, S400 lerin alımı ve Suriye’de terör ile ortaklaşa mücadele ye engel olunmak istenmesi dir! 

Çünkü Türkiye bir NATO üyesi ve olası bir savaş halinde, safının yeri belli. Ancak ben de, Sayın Cumhurbaşkanımızı azıcık tanıyor isem ve perde arkası diplomasi ustalarını tanıyor isem, bu hamle de boşa çıkacaktır!

Evet, fazla değil daha iki yıl önce kimsenin olasılık vermediği durumları yaşıyoruz! Dünya tersine mi döndü ne?

Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam 
OGÜNhaber