Schulz, Merkel ve Erdoğan!

Can Dündar, bitmek bilmeyen Alman yalakalığının gereği, bu programı medeni bir tartışma, ve sayın Cumhurbaşkanının asla cesaret etmediği bir şey olarak lanse etse de, izleyen halkın, tartışma beklediği ancak, yeni koalisyon görüşmesi izlediği bir gerçek!

İşin ilginç tarafı ise, 90 dk. Programın ana konuları: Türkiye ve Recep Tayyip Erdoğan olması idi. İki lider, Türkiye'ye karşı hangimiz daha sert politika uygulayacağız diye adeta birbirlerini tiftikledi! 

AB ile üyelik müzakerelerinin durdurulması, ekonomik yaptırımlar, seyahat uyarılarının sertleşmesi... Neler, neler! Sanki seçimler Türkiye de oluyor ve bu koalisyonun muhalefet lideri Sayın Cumhurbaşkanımız! Türkiye ile yatmış, Erdoğan ile uyanmışlar adeta! 

Yahu sizin ülkenizde, çok sevdiğiniz Avrupa da hiç mi sorun yok, hiç mi konu yok? 

Bakalım, mesela Martin Schulz'a; Alman Siyasi dünyasının en büyük looseri! Belediye Başkanı olduğu Aachen in Würselen İlçesi, onun zamanında, ki ancak bir yıl yönetebildi, borç içinde sefalet misali olmuştu!

Sonunda başkanlığını yaptığı AB Parlamentosu, onun zamanında neler yaşamadı ki; Brexit, Yunanistan, İspanya, Portekiz, İzlanda nın nerdeyse batmaları, hatta Yunanistan'ın batması ve bunları ayakta tutabilmek için Almanya'nın baş para vericisi durumuna gelmesi. Bu adam yaşayan başarısızlık! 

Merkelin bilançosu ise çok daha kabarık ve kitap bile doldurur. Lakin en son fiyaskosu dünyaya rezil olmasına sebep oldu, o da Alman otomobil sektörünün dizel skandalı ile dünyada, sahtekarlık yaftası yedikleridir! 

İş artık nerelere geldi? Siz kimi ne ile tehdit ediyorsunuz? 56 yıldır bir türlü gerçekleşmeyen AB'ye tam üyelik masalı ile mi

Buna artık hiç bir aklı selim Türk vatandaşı zaten inanmıyor! Kaldı ki siz AB'nin tek sahibiymişsiniz gibi caka satıyorsunuz. 

Değilsiniz! Bizleri de, hiç olmayan ve zaten olmayacağını bildiğimiz bir şey ile de tehdit edemezsiniz!

Tüm bu tavırların arkasında ki kinayelik nedir? 15 Temmuz'u planlayıp, yönetip, tutmayınca kahrolmuşluk mudur?
Türkiye'nin sadece bir kaç yıl içinde enerji merkezi olacağı ve sizin de el mecbur gazınızı bizden almak zorunda kalacağınızın ezikliği midir?
THY'ye, 2012 de yamamaya kalktığınız ama kabul ettiremediğiniz Lufthansa'nın, şimdilerde THY'nin ancak türbülansına girebilmesi midir?
Üçüncü havalimanının, başta Frankfurt olmak üzere, Heathrow, Amsterdam Shipol havalimanlarını önemsizliğe itecek olması gerçeği midir? 
Uluslararası platformlarda hep yukarıdan baktığınız Türkiye'nin şimdi size göz hizasında olması mıdır?
Desteklediğiniz bilimum terörist gurupların çoğunun tarafımızca yok edilme safhasına getirildiği mi?
Adeta hamiliğini yaptığınız FETÖ'nün aldığı ağır darbeler mi?

Düşmanlıklarınız saymakla bitmez. Artık bilmelisiniz ki, siz dost da değilsiniz, müttefik de değilsiniz. Zaten hiç bir zaman da olmamıştınız. Biz size ancak tahammül ettik. 

Ekonomik yaptırımlar ile tehdit ediyorsunuz, eyvallah da, bunun için sizi yönetenlerden icazet aldınız mı? Otomobil sektöründen, tekstil sektöründen, toptan gıda sektöründen icazet aldınız mı? Ya enerji sektöründen? Ağır sanayinizden? Bir de onlara sorun bakalım, sorun da alacağınız cevap sizin aklınızı başınıza getirsin! 

Yok bayan Merkel, yok bay Schulz! Öyle ucuz popülizm ile olmuyor bu işler. Evet popülizm. Çünkü ülkenizdeki sağ eğlem artık gizlenecek gibi değil. Neonazizm hortladı! 

Aşırı sağ popülist partiler averajdalar ve sizin buna karşı yapacak hiç bir eyleminiz olmadığından, siz anca onların dümen suyuna girerek oy devşirme peşindesiniz!

Aslınıza döndünüz işte! 1933 havası ülkenizde hakim! Bundan mütevellit bizleri, diktatörlük ile suçlayacağınıza, nerdeyse 30 Milyon insanın hayatına mal olmuş olan o kirli tarihinizi tekerrür ettirmemek için uğraşın. Zira ne tarih 1933, ne de içinizde yaşayan 3 Milyon insanımız, sizin katlettiğiniz yahudiler! 

Bir sonraki yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
OGÜNhaber