Kıbrıs'ta rüzgar nasıl esiyor?..

Başbakan Erdoğan'ın 20 Temmuz Barış Harekatının 37. Yıldönümü ziyareti esnasında yaptığı zıpkın gibi açıklamalar birçok Kıbrıs'lıya rahat bir nefes aldırırken, Rum tarafını da çılgına döndürmüş gibi görünüyor.

Son zamanlarda Rum tarafına kötüye giden ekonomik hayat, 2 yıl önce ele geçirilerek deniz üssünde tutulmakta olan cephanelerin infilak etmesiyle birlikte siyaseten de karışan Güney liderliği ortaya çıkan elektrik sorununu çözme girişiminde bulunan Türk tarafına Erdoğan'ın bu açıklamaları nedeniyle itibar etmiyor.

Adanın her iki tarafında sıkıntılar aslında iki taraf arasında başlatılabilecek işbirliği ile hafifletilebilecekken, Türk tarafının tüm iyi niyetli girişimleri karşılık göremiyor. Güneydeki Ortodoks kilisesi yaptığı bir açıklama ile "Türklerden elektrik almaktansa mum ışığında yaşayın" açıklaması ile Güney'in tavrı şekillenmiş oldu.

Gerek Kuzey gerekse Güney Kıbrıs'ta yaşanmakta olan ve giderilemeyen sıkıntılar, olayı yakından izleyen siyasi çevrelerce bir başka pencereden bakılarak ta  ele alınıyor. Kıbrıs sorununun tarihi incelendiğinde, Türk tarafı ne zaman bir dardoğaza girse hemen ardından önlerine bir çözüm planı sunulmuş. Şimdi Türk tarafı gelmiş geçmiş en kötü dönemini yaşıyor.   
Lefkoşa da son günlerde yaşanan ve özelliklede iş günlerinde daha sık görülen siyasi eylemler  karşısında Hükümetin istifa etmesi an meselesi gibi görülüyor.

Öte yandan Güney Kıbrıs'ta ise cephaneliğin patlaması sonucu havaya uçan elektrik santralı nedeniyle elektriksiz günler yaşanıyor. Bu nedenle Başkanlık Sarayı önünde her gün yapılan gösterilerle Rum Başkan Hristofyas'ın istifası talep ediliyor. İki gün önce bu eylemlerin bir sonucu olarak Rum Bakanlar Kurulu tümden istifasını Başkan Hristofyas'a sunmuş durumda.   Kısacası Güney Kıbrıs'ta da ortalık iyice ısınmaya ve karışmaya başladı.  

İşte bu noktada siyasi gözlemciler bir komplo teosini üretmiş bile. Bu teoriye göre yakın bir tarihte ada halkının önüne yeni bir plan sunulacak. Bu yeni plana her iki taraftan da "Evet" çıkartmanın yolunun iki tarafıda içten karıştırmak uygun bir yol olarak görülüyor. Son günlerde yapılan eylemler ve provakasyonlar,  uygulanmaya çalısılan senaryonun  başlangıcı olduğunu doğruluyor.

Bu durumda doğal olarak, Başbakan Erdoğan'ın söylemlerini, bu girişim öncesinde Türkiye kamuoyuna yönelik bir açıklama olarak görenlerin sayısı gittikçe artıyor.




OGÜNhaber