Ülke dışından videolar paylaşan ve her paylaşımında gündem olan Peker'in nasıl oldu da bu kadar kontrolden çıktığını inanın çok merak ettiğimi belirtmek isterim.
Alaattin Çakıcı'nın tahliyesi ile başlayan ve birilerinin devrinin kapandığı bir sürecin etkilerimi? diye düşünürken, bu gün yaşadığımız hadiselerin paranoyaklığı açıkça ortadadır.
Akıl dışı iddialar ile Ülkenin İç İşleri Bakanının direk hedef alınması düşündürücü ve üzücüdür. İddiaların vehameti ülkeye zarar verme pozisyonuna gelmiştir.
Türkiye'deyken istediği gibi at koşturan, özel uçaklarla zevki sefa içerisinde, ardından koruma orduları ile güzel bir yaşam süren Peker'in, bu gün ne olduda ? bu denli kontrolden çıktığınıda, herkesin tahmin ettiği düşüncesindeyim.
Uzaktan videolar paylaşarak intikam almaya çalışmak, bir aklanma yöntemi olmayacaktır. Eğer Peker aklanmak istiyorsa, Yargıya güvenip Türkiye'ye dönmelidir. Yargı önünde aklanması ise kendisinin hayrına olacaktır.
Elbette çok vahim olan bu iddiaların araştırılması gerekmektedir. Suç veya suçlu kim ise kanunlar önünde hesap vermesi en doğru yöntem olacaktır.
Kişiler asla ülke menfaatlerinden daha üstün değildir. Görevi ne olursa olsun, aslolan devlettir ve devlet herşeyden daha çok gözetilmelidir.
Bu gün yaşanan olaylar kişilerden ziyade devlete zarar verir pozisyonuna gelmiştir. Uzaktan çılgınca ithamlarla ise zararın yarattığı hasar gün geçtikçe derinleşmektedir.
Üzülerek belirtmeliyim ki, gerek siyaset kurumu, gerekse bir takım yazar diye geçinen kesimin, bu işin vehametini görmezden geldiklerini ve hükümete darbe vurma gayesi ile aslında Ülkeye zarar verdiklerini görmekteyiz.
Sedat Peker'in iddialarını kanıtlaması gerekir ve bunu yargı eliyle yapması da en doğrusu olacaktır.
Benim için aslolan devlettir ve kişiler gelip geçicidir. Bu anlayışla herkesin üzerine düşen görevi harfiyen yerine getirmesi gerekmektedir.
Son bir söz "Gerçek bulutlar arkasına saklanan güneş gibidir. Unutulmamalıdır, güneş er yada geç parlaklığını göstermektedir."
Selam ve dua ile…