Bir asra yakındır müzeye çevrilen Ayasofya nihayet ibadete açıldı..

Osmanlı Devleti'nin, şer güçler ve ihanet şebekelerinin altını oyması sonucu dağılmasından sonra büyük bedeller ödenip ve uğrunda yüzbinlerce şehit kanallarının döküldüğü, yeni bir Cumhuriyet kurulmuştur...

Anadolu insanının, iman gücü ve cesurca duruşu sonucunda yeniden filizlenen genç Cumhuryetin ilk yıllarında, önce hilafet kaldırılmış, akabinde de ecdadın uğrunda büyük bedeller ödeyip fethettiği İstanbul'un ve dolayısı ile Ayasofya'nın kapısına prangalar vurulmuştur...

Bir asra yakındır ibadete kapalı olan ve özellikle Yunanistan'ın, hala Ayasofya'nın ibadethaneleriymiş gibi bir tavır sergilemeleri, özgür ve bağımsız bir devletin kabul edeceği bir durumda değildir diye düşünüyorum...

Milletimizin ve İslam toplumunun hasreti olan Ayasofya, nihayet cami olarak kapılarını ibadete açmış oldu. Bu günlere büyük mücadeleler sonucu gelinmiş ve bir çok kez siyasetinde ana gündem maddesi olmuştur...

Böylesi tarihi bir karardan sonra Türkiye'de siyasi düşünce ayırmaksızın, bir güç birliği beklerdim. Ayasofya coşkusunu, inanan her kesin iliklerine kadar hissetmelerini isterdim. Gönül isterdi ki, Ayasofya'da kılınan Cuma namazında tüm siyasetçiler saf tutup, batıya ve ülkemiz düşmanlarına ders verilsin...

Ama maalesef yine Türkiye düşmanlarının ekmeğine yağ sürülmüş ve çatlak sesler ile açık verilmiştir. Adeta hasımlarımıza rahat hareket etme alanı oluşturulmuş ve cesaret verilmiştir...

Bakın daha ilk gün Yunanistan, Ayasofya Camii'nin ibadete açılmasına tepki gösterme bahanesiyle İslam'a ve Türkiye'ye karşı düşmanlığını bir kez daha ortaya koymuş, Yunan Hükümeti ile Parlamento üyelerinin hasmane beyanatlarla halkı kışkırtmalarının yanında, şanlı bayrağımızın Selanik'te yakılmasına alenen izin verilmiştir...

Adeta içimizdeki çatlak seslerden cesaret bulan Yunanistan, çapını aşan bir tavır ortaya koymuştur. Ayasofya'ya tavır alan bazı çevrelerin, aynı tavrı Yunanistan'a sergilememeleri ise acı bir durumdur...

Söz konusu milli ve manevi değerler olunca, ülkemizde tek bir sesin yükselmesi gerekir. Türkiye etrafını saran global vandallarla mücadele ederken, içerideki ihanet sarmalıyla da boğuşması maalesef ülkemizi yorgun düşmektedir...

Son bir söz "İhanet eden elbet belasını bulacaktır. Her karış toprağı şehit kanlarıyla sulanmış vatan toprağında operasyon yapmak, hiç bir gücün haddine değildir..."

Selam ve dua ile...
OGÜNhaber