Haftanın yabancı filmi: Richard Jewell

1996 Yaz Olimpiyatları sırasında, Atlanta'daki Centennial Olimpiyat Parkı'nda çalışan, Richard (Paul Walter) adında garip, aşırı kilolu, yavaş zekalı bir güvenlik görevlisinin başına gelenleri konu ediyor.
 
Jewell, parkta gerçekleşen açık hava konseri sırasında bir çantada bomba olduğunu fark eder.
 
Sayısız seyircinin hayatını kurtaran Jewell önce halk kahramanı olur fakat daha sonra acımasız bir muhabir ve FBI yüzünden terörizmle suçlanır.
 
90'larda geçen, gerçek ve yaşanmış bir hikayesi olan bu filmde; ABD hükümetinin ve medyanın kendi çıkarları ile kazançları uğruna neler yapabileceğini görüyorsunuz.
 
Masum bir adamın ve ona çok düşkün olan annesinin (Kathy Bates) bu süreçte yaşadıklarını izlerken üzülmemek elde değil.
 
Başroldeki Paul Walter Hauser, bilinmeyen bir aktör olmasına rağmen etkileyici bir performans sergiliyor.
 
Hayranı olduğum yönetmen Clint Eastwood ise; yine her zamanki gibi, gereksiz kamera açıları ve hareketlerine yer vermeden, sadece hikayeyi doğru anlatmaya odaklanan, yalın, süssüz ama bir o kadar da zor ve kendine güvenen anlatımıyla seyirciyi kavrayıvermiş.
 
Medyanın, vatanına sonsuz bağlı olan, iyi niyetli bir adamı, günah keçisine dönüştürmesini anlatan duygu yüklü bir hikayesi var.
 
Bu film, içinizdeki saf duyguyu ortaya çıkaran, sizi kesinlikle içine çeken, Clint Eastwood'un son yıllardaki en iyi filmi olmuş.
OGÜNhaber