Fiyat Kontrol Komitesi.. (Tarih tekerrür etmez, ibret alınır)

Son iki, üç ayda doların yükselmesini bahane eden bazıları dövize bağlı olmadıkları halde ürün fiyatlarında yüksek artışlar yaptılar.

Bu konuyu çok değerli bir dostumla paylaştım, kendisi bu konu üzerine inceleme ve araştırmalar yapmış, iktisadi ve ekonomik ahlaka dair bilgilere sahip uzman biri olarak bana bir uygulamadan bahsetti.

Tarihte dedemiz Sultan Abdülhamid Han tarafından da uygulanmış bu uygulamanın ne olduğuna hep birlikte göz atalım;

Bu coğrafyada olmanın gereğidir ayağın üzengide olması. İktisadi bir savaş veriyoruz. 1980 den önce fiyatları tutamayan devlet fiyat kontrol komitesi kurmuş her şeye alt-üst fiyat sınırı koyarak durumu kontrol altına almıştı.

Şimdi de bu hamle yapılabilir. Hiç olmazsa pilot bir bölgede uygulanabilir. Başarılı olacağından % 100 eminiz. Tabi burada hemen şeytanın avukatları devreye girecek. Neymiş efendim serbest piyasaya aykırı bu uygulama. Peki o zaman AVM ve zincir mağazalardaki tek fiyat sistemi ne? Kapitalist yapı kendi organize terör zincirlerinde serbest piyasayı neden uygulamaz.? Her mağazada fiyat aynı. İşte bunlar samimi değil. 

Peki bu sistem nedir, nasıl işler? 

"Esnaf bir kardeşimiz anlattı o günleri; 

80’li yıllara yakındı. Bakkallar derneği vardı. Piyasada toptan satış yapan esnaf karaborsacılık yapıyor, malları stok yapıp satmıyorlardı. Şeker-yağ-pil-deterjan.. aklına ne geliyorsa...

Sonra dernek boykot kararı aldı. Pazar günü bakkalları kapattık. Bu boykot, bir zaman piyasayı canlandırdı ama gene devam ettiler. Arada bir dernek başkanı, tekrar boykot ederiz diye ikazlarda bulunuyordu.

Devlet baktı ki fiyatları tutamıyor, “Fiyat Kontrol Komitesi” kurdu. Esnafa kâr sınırı koydu. Etiket zorunluluğu getirdi. Etikete alış fiyatı ve satış fiyatı yazılacaktı. Geliş fiyatı ile faturada yazan aynı mı diye faturalar kontrol ediliyordu. Müşterilerden tepki aldığımız dahi oluyordu. Denetçi halk olmuştu. Müşteri bazen "bu fiyata aldın, bu fiyata satamazsın" derdi.

Fiyat kontrol komitesi, müşteri gibi geliyordu. Bir gün geldiler denetlediler. 30 kuruşa alıp 35 kuruşa satmam gereken makarnayı 40 kuruşa sattığım için tutanak yazdılar. Bir ay sonra karakoldan ifadeye çağırıldım. Gittim. Giderken fatura ve yazılan tutanağı da götürmek zorunda idik. Baktım benden başka bir sürü esnaf var. Çaycı dahi vardı. Çay ve kahve fiyatları dahi kontrol ediliyordu. Esnaflarla konuştum. Hepsi fahiş fiyattan mal satmaktan buradayız dediler. Oradaki memur bana "yarım kilo sarı samsun sigara getir dosyayı kapatayım" dedi, mecburen hallettik. Bir ay sonra kendimi mahkemede buldum. Cezamı ödedim. 

O zaman bu uygulamadan dolayı kızmıştım. Ama bugün görüyorum ki o sistem doğru imiş. 80’den sonra gelen serbest piyasa bir hata imiş meğer. Yaşayarak gördük. Serbest piyasa küçüğü bitirdi. Burada sadece; imalatçı-toptancı ve kayıt dışı çalışan pazarcılar kazanıyor. Asıl vergi yükünü çeken esnaf mağdur oluyor. Tekrar bu sisteme ihtiyacımız olduğu kanaatindeyim. Hatta bu hadiseler Kemal Sunal ve Şener Şen tarafından beyaz perde de canlandırıldı.”

Esnaf Ali bey’den dinlediklerimiz.!

Devletimize bu projeyi arz ederiz. İnaniyoruz ki dünyaya örnek olacak biiznillah. 

Evet dostlarım, ister beğenin ister beğenmeyin bu uygulama günümüzde de lazımdır.

Değerli dostumun bütün bu bilgileri "İktisad ve Ahlak" isimli eserinde mevcuttur. (Yavuzhan Topaloğlu'nun Iktisad ve Ahlak isimli eserinden alıntı.)

Allaha emanet olunuz.
OGÜNhaber