Fransa'da gerçek halk mı sokakta?

“Osmanlı İmparatorluğu ile Fransa arasındaki yakın temaslar Kanunî Sultan Süleyman'ın saltanatının ilk yıllarında başladı. Fransa, 16. yüzyılda Habsburg İmparatorluğu karşısında var olabilmek için Osmanlı’yla ittifak yaptı. Fransa her zor duruma düştüğünde Osmanlı, asker, donanma ve para desteğinde bulunarak Fransa’yı ayakta tuttu. Kanunî Sultan Süleyman döneminde başlayan ittifak bir asırdan fazla devam etmişti.” (Erhan Afyoncu)

Sarı yelekliler hareketinin masum bir hak arama olmadığı açık. Orada halay çekenler asla Türkiye’yi ne devlet ne toplum nezdinde temsil etmemekte. Macron dik durmalı.

Vuctor Hugo ve Jean-jacques Rousseau, Fransız devrimine fikir babalığı yaptılar. Bu imparatorlukların yıkımını beraberinde getirdi. Sözde iktidarı monarklardan yani hanedanlardan alıp halka vermek olacaktı işleri. Ne oldu peki? 15-20 aile değil devletleri dünyayı idare ediyor şimdi. Ve dünya hiç olmadığı, görmediği kadar kıtalar büyüklüğünde karanlıklara içinde. Devletlerin hanedanlığı bitirip dünya hanedanlığı kurdular.

Avrupa bazı şeylerden radikal şekilde kopmalı;

1- Vatanını satanlarla ortak çalışmamalı. Bugün vatanını satan yarın seni satar.

2- Terörün hiçbir zaman çözüm olamayacağını bilmeli.

3- Başka ülkelerde rüşvetle siyasetçi-gazeteci-hoca-imam-profesör görünümlü ajan satın almayı bırakmalı.

4- Tüm dünya devletlerinin seçlmiş meclislerine, meclislerinde üretecekeleri çözümlere saygı duymalı.

5- Seçimlere katılımı arttırmalı. Bunun için: çarşaf liste seçim sistemine geçip demokrasiyi temsilî olmaktan çıkarmalı. Avrupa parlemantosu seçimlerine katılım oranı %43 bu ayıptan kurtulunmalı.

6- Algı operasyonları ile halkları idare etmeye çalışmaktan vazgeçmeli. Bunlar tarihi zeminden mahrum eşkıya çözümleridir.


Çözüm;
1- Biz tüm dünyada seçilmiş halk meclislerinin yegane çözüm mercii olduğuna inanıyoruz. 
2- Sarı yelekliler kim? 
3- Başı kim? 
4- Yetkiyi kimden almışlar? 

Bunlar cevaplanması gereken sorular.  

“Nitekim 1532'de Fransa Kralı Fransuva, Venedik elçisine Şarlken'e karşı Osmanlılar sayesinde güvence altında olduğunu söylüyordu. Fransa, Osmanlı'dan aldığı destekle ayakta kalmasına karşın Türkler'le ilişkiye girmesi Avrupa'da Kâfirlerle işbirliği yapıyor suçlamaları yüzünden aradaki ittifakı hep reddetti. Çağrıldığı Haçlı seferlerine katılacağını söyledi ama zamanla muhataplarını oyalayarak, Türkler'e karşı bir oluşuma girmedi. Fransız Kralı Dokuzuncu Charles, 1572'de boşalan Polonya Krallığı'na kardeşi Henri'yi seçtirmek için Osmanlı yönetiminden destek istemişti. Pek yüksek, pek muazzam, pek muhteşem, namağlup hükümdar, Müslümanlar'ın büyük padişahı, bizim pek aziz ve muhterem dostumuz Fransa kralı II.Henry'den Kanuni Sultan Süleyman'a 3 Temmuz 1555” (Erhan Afyoncu)

Tarih affetmez, Allah’a emanet olun..
OGÜNhaber