Söz veriyorum uslu bir çocuk olacağım, derslerimi de çalışacağım.. Lütfen bizi geri göndermeyin!

Hatay'ın Reyhanlı ilçesindeyiz. Burada Suriye'li savaş malullerinin fizik tedavi gördüğü, yine Suriyeli bir doktor olan Prof.Dr. Faiz beyin kurduğu Tıp Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezindeyiz. Aslında ziyaretten çok, derneğimizin aracılığıyla 21 adet tekerlekli sandalyeyi teslim etmeye geldik.

Çocuklar sandalyelerini aldıktan sonra da hep birlikte doğum günü kutladık, ödüllü yarışmalar yaptık, oyunlar oynadık. Gerçekten çok mutlu ve özel bir günü adeta bayram havasında geçirdik. Çocuklarla tek tek tanıştık onlarla sohbet ettik, hikayelerini dinledik...



Çocukları izlerken bir an içimi hüzün kapladı her zaman çocuk parkında sağa sola koşuşturan, hoplayan, zıplayan, tırmanan çocuklar görmeye aşina olan gözlerim şimdi yürürken topallayan, sandalyeye mahkum, kolu bacağı olmayan çocuklara bakıyor. Hepsinin küçük bedenlerinde savaştan bir iz kalmış. Enkazın altından sağ çıkmışlar ama kolunu, bacağını, annesini, babasını, kardeşini enkazın altında bırakan savaşın yetim Suriye'li çocuklar.

Düşünüyorum da kimbilir kalplerinde ne izler, yaralar kaldı ama gerçekten hayata da güçlü tutunuyorlar. Herşeye rağmen yüzlerindeki tebessümü görmek onlara olan hayranlığımı ve takdirimi kazandırıyor. Zaten hikayelerini anlatmaya başladıklarında siz de görüyorsunuz, bir an gözleri hüzünle yere doğru iniyor, o an sizin yüzünüze bakamıyor ve gözleri dolmaya başlıyor. İşte, o an anlıyorsunuz sadece kolunu, bacağını değil sevdiği birinin de bu dünyadan yitip gittiğini.

Bu merkezdeki çocuklardan biri olan Ömer ile sohbet ediyorum.
-Bu nasıl oldu?
-Bacağını nasıl kaybettin?
Ve Ömer de az Türkçesiyle anlatmaya başlıyor;
- "Evimiz İdlip'te idi. 8 sene önce henüz ben 2 yaşımdayken, uçaklardan bombalar atılmaya başlamış, evimiz yıkılmış, annem ve ben enkaz altında kalmışız. Ben çok küçüktüm pek hatırlamıyorum. Bizi enkaz altından çıkartmışlar. Annem iki bacağını, ben de tek bacağımı kaybetmişim .

Bizi Türkiye'ye getirdiler, tedavimizi olduk, sonra bu merkezde fizik tedavi görmeye başladık. Sadece fizik tedavi değil buraya gelen bağışlarla bacağıma protez takıldı, anneme tekerlekli sandalye alındı, babama taşıma işi yaptığı bir motor verdiler. Bu bağışlar sayesinde yürüyebiliyorum, okula gidiyorum, babam para kazanıp bize bakabiliyor. Hem Türkiye'yi hemde sizleri çok seviyorum. Söz veriyorum derslerimi çok çalışacağım ve uslu bir çocuk olacağım lütfen bizi geri göndermeyin!"

Diyerek ağlamaya başladı ve bana sımsıkı sarıldı. İşte o an boğazım düğüm oldu, hiçbir şey söyleyemedim, ben de ona sımsıkı sarıldım.

Evet bu merkezde sadece bedensel ihtiyaçlar karşılanmıyor. Meslek sahibi olmaları da sağlanıyor, bayanlara dikiş, telefon tamiri, el sanatları, resim, dil dersleri veriliyor, durumu olmayanların düğünleri yapılıyor, evleri kuruluyor, iş yeri açmaları için destek veriliyor. Çocuklar eğitim almaları, okula gitmeleri için destekleniyor, onların doğum günleri kutlanıyor.

Görüyorum da burada gerçekten paylaşılan acılar yarıya iniyor. Paylaşılan bir mutluluk ise yüz kat oluyor.
Biz bugün buna bir kez daha şahit olduk. Dilim döndüğünce size duygularımı anlatmaya çalıştım sürçülisan ettiysek affola..
Selam ve dua ile Allah'a emanet olunuz!

OGÜNhaber