Hangisine yanayım..

Herşey var bu macera süresince bir birinizi kaybetmek, ayrılmak, ölüm.. Sonsuza doğru bir bilinmeyene yolculuk var.

İşte en yakın örneği Suriye savaşından dolayı sınırdan memleketimize canlarını kurtarmak için hergün, gün geçtikce sayıları artan iki milyon insan..

Hepimiz insanız, tabi ki yardım elimizi uzatmamız lazım.

Ama bu işin çok sistemli ve dikkatli yapılması gerekmekte, aksi halde neticeleri bizim için telafisi imkansız zaralar oluşturacaktır.

Bilmiyorum okudunuzmu? internette bir doktor; Suriye'den Türkiye'ye denetimsiz ve aşısız giren bu çocukların çesitli hastalıklar taşıdığını, çocuklarımız için büyük tehlike oluşturacağını yazıyor ve Sağlık Bakanlığını uyarıyordu.

Türkiye'ye giren iki milyon aşısız insanın, ülkemizin yıllarca çaba sarfettiği, aşılar yaparak yok ettiği kızamuk, su çiceği gibi bu feci hastalıklarla tekrar boğuşmaya başladıklarını biliyormuydunuz? 30 yıldır ülkemizde görülmeyen bu ve el, ayak, ağız mikroplarının hortladığını ve ülkemizin gelecekte bir elli yıl daha bununla uğraşması gerektigini?..

Hastalık yayılmaya başladıktan sonra sınır girişlerinde aşı yapılmaya başladığınıda ben söylemiş olayım sizlere.

Zararın neresinden dönersek kârdır diyemiyorum ama sadece bu gibi çok ciddi olaylarda neden aklımız başımızda değil diyorum ve çok ama çok üzülüyorum.

Daha bir çok zararlar ama daha fazla moralinizi bozmak istemiyorum.. Allah bizleri kötülüklerden korusun diyorum.

Dostlar bugünde bukadar.. kafam çok karışık, tekrar bir araya gelene kadar sağlık, huzur, mutluluk diliyorum.
OGÜNhaber