İlk rakibiniz kim hatırlıyor musunuz..?

Elif, 3 aylık kardeşini ve onunla ilgilenen annesini  izlerken; annesinin artık tüm vaktini kardeşiyle geçirdiğini düşünerek kendini  “kandırılmış”  hissetti….

Çünkü;  herkes ona kardeşi doğduğunda çok güzel olayların onu beklediğini anlatmış ama kimse ona “Annesini  Kaybedeceğini”  söylememişti…

Kendisine olan tüm ilgi kesilmişti … “terk edilmişlik”  yaşıyordu ayrıca hayatının en önemli tecrübelerinden biriyle   İlk  Rakibiyle   karşı karşıyaydı…

Yaşamdaki  en uzun süreli ilişkidir “kardeşlik”….  Kardeşler arasındaki  “sevgi” bağı çok büyük olsa da “rekabet ve kıskançlık” duyguları da oldukça fazladır… sevgi ve kıskançlık birlikte…  aynı anda hissedilir...

Kutsal kitaplarda  “Habil ve Kabil” hikayesi ile anlatılan kardeş kıskançlığı  EVRENSEL  bir duygudur ve bir çok çocukta yaş dönemine göre farklı biçimlerde yaşanır…

Örneğin…Lise öğrencilerinde yapılan bir çalışmada “ergenlik depresyonu ve psikososyal sorun yaşayan”  çocukların %15.7’sinde kardeş kıskançlığı belirlenmiştir..

Kıskançlık; kızgınlık sonucu oluşan insanlara ait bir içerleme durumudur…
Nedeni ve ifade ediliş biçimi genellikle  toplumsal ve sosyal uyaranlar ile bağlantılıdır… Kıskançlık  çoğu zaman korku ve kızgınlık ile birlikte yaşanır ...

İlk çocuk önceleri  “tek” tir  ve ailesinin tüm  sevgi-ilgisi  ona aittir…  Özellikle annesinin sadece kendisine ait olmasını isterken yeni kardeşin gelmesiyle yaşamında karmaşa başlamıştır… Bundan sonraki yaşamında, anne-babası karşısında statü kazanmak için mücadele etmesi gerektiği gibi önceleri sadece ona ait olan sevgi ve ilgiyi de paylaşmak zorunda kalacaktır…

Kıskançlık duygusunun  PATOLOJİK  boyuta gelmesinde anne-baba tutumu önemli bir etmendir… Örneğin;  var olan duruma çok endişeli yaklaşan ve sorunu çok abartarak sürekli çözümlemeye çalışan annelerin çocuklarında kardeşler arasındaki gerilimin daha da arttığı belirlenmiştir..

Çocukta kıskançlık duygusu patolojik boyuta geldiğinde ve beraberinde gizli düşmanlık duyguları yerleştiğinde …

•Saldırganlaşır; kardeşine zarar verebilir (ısırabilir, vurabilir…)
•Regresyon; bebeklik dönemi davranışlarına geri dönebilir (emekler, altını ıslatır…)
•Yemek yemez,  söz dinlemez, bazen de içine kapanabilir…

Peki o halde ne yapalım…
İnsanlık tarihi ile birlikte var olan bu duygunun patolojik bir hal almaması için ;
•Büyük çocuk yaşına uygun olarak “olumlu olumsuz tüm yönleri ile”  kardeşinin doğumuna hazırlanmalı
•Bir aile üyesi olarak  abi/abla rolü ve sorumlulukları anlatılmalı,
•Büyük çocuk ihmal edilmemeli,  anlayabilecek yaşta ise kardeşine yapılan ayrıcalıkların nedeni anlatılmalı… (örneğin bebeğe hiçbir sınır konulmazken kendisinin sınırlanması konusunda; kendisi bebekken onun da sınırlanmadığını aynı şekilde kardeşi büyüdüğünde ona da sınırlamalar getirileceği anlatılabilir)
•Yine yaşına uygun olarak bebeğin bakımında rol alması sağlanarak kendisini önemli hissetmesi  desteklenmeli…

Örneğin ; bebeğin banyo malzemelerini  hazırlayabilir ya da giysilerini seçebilir
-Bebeğin adı konusunda fikri sorulabilir
-Bebek için alınan eşya malzeme için yardımı istenebilir

•Daha büyük çocuklarda yaşanan çatışmalar doğal karşılanıp mümkün olduğunca karışılmamalı ve sorunu kendilerinin çözmesi beklenmeli…(böylece her iki çocuğun da sorun çözme yetenekleri desteklenmiş olacaktır)

UNUTMAYIN..
Kardeşler birbirlerinin ilk sosyal bağlantısıdır…
Taklit etmeyi, oyun oynamayı, kurallara uymayı, paylaşmayı birbirlerinden öğrenirler…
Birbirlerinin ilk arkadaşı, koruyucusu, sırdaşı, öğretmeni aynı zamanda da İLK RAKİBİ olurlar…..







OGÜNhaber