Kastamonu Valisi Yaşar Karadeniz, Kastamonu Gazeteciler Cemiyeti (KGC) Başkanı Mustafa Balcı’nın makam ziyaretinde gündemde yer alan konular hakkında açıklamalarda bulundu.

Afiliasyon süreci üniversite dışında herkesin ortak fikriydi

“ÖNCELİKLE ULAŞIMI ÇÖZMELİYİZ”

Horna Kanyonu’nda yürüyüş yolunun tamamlandığını ve ortaya güzel bir çalışma çıktığını açıklayan Vali Yaşar Karadeniz, “Horna Kanyonu'ndan şelaleye ulaşıyorsunuz, oradan arazi yoluna varıyorsunuz. Ilgarini Mağarasını turizme kazandırırsak, mağaranın içinde de bir şeyler yapmak lazım. Ancak mağaranın içini bozamazsınız, insanların mağaranın içine girip rahatlıkla çıkabilecekleri aydınlatma ve yürüyüş yolu şeklinde çalışma yapılması da gerekiyor. Ama öncelikle ulaşımı çözmeliyiz. Valla Kanyonu'na yapılacak olan yol hem Valla Kanyonu'na hem de Ilgarini Mağarasına hizmet verecek.

“TURİZM ROTASI OLUŞTURULACAK”

Kastamonu'dan Daday'a, Daday'dan Selamaz üzerinden Suğla Yaylasına, oradan Pınarbaşı-Kerte Yolundan uzanan bir güzergah ile turizm rotası oluşturulacak. Ancak, bu süreç 4-5 yıllık bir süreç. Bunun en büyük faydası ise konaklama sayısına olacaktır. Son rakamlarda 520 binden fazla kişi Kastamonu'ya gelmiş, 670 bin kişi konaklamış. Bu ise şu demektir, 1 kişi ortalama 1.4 gece kalmış. Bu sayıyı artırmanın yolu, insanların Pınarbaşı'na gidip, Pınarbaşı'nda kalmalarını sağlayabilmek. Kamu olarak konaklama tesisleri yapıldığında müşteri getirecek unsurları hazırladık. Yatırımın da olacağına inanıyorum” diye konuştu.

“AFİLİASYON SÜRECİ ÜNİVERSİTE DIŞINDA HERKESİN ORTAK FİKRİYDİ”

Kastamonu Devlet Hastanesi ile Kastamonu Tıp Fakültesi’nin afiliasyon sürecine de değinen Vali Karadeniz, “Tıp Fakültesi'nde afiliasyon süreci üniversite dışında herkesin ortak fikriydi. Bir üniversite ikna olmuyordu, üniversite de şu an bunun olması gerektiği noktasındadır. Bu konu da görüşme yapıldı, fakat ben katılamadım. Görüşme genel anlamda olumlu geçmiş. Takip etmemiz gereken bir süreç. İl olarak herkes üzerine düşenleri yapacaktır. Ben sonuç alınacağına inanıyorum. İş olarak olgunlaşmış ancak, meyveye dönüştürmek için birkaç hamle daha yapmak gerekir.

“BİR YER BİR ŞEY YAPIYOR, HERKES AYNISINI YAPMAYA KALKIYOR”

Bizde yanlış bir furya var. Bir yer bir şey yapıyor, herkes aynısını yapmaya kalkıyor. Bu şehrin, şehir olma kimliğiyle de verimlilikle de örtüşmüyor. Küçük illerde Tıp Fakültesi açılan yerler var, borcun batağın içindeler. Ne derece hizmet verdikleri tartışmalı. Güzel afile olmuş hastane, 2 hastanenin gücünü birleştirerek mükemmele yakın bir hizmet vereceğini düşünüyorum. Ama Tıp Fakültesi Hastanesi ayrı, Devlet Hastanesi ayrı olursa iki yarım hastaneniz olur. Bu çalışma yürütülürken, yeni bir fikir daha ortaya çıktı. Sürece Rehabilitasyon Hastanesi de dahil edildi. Fizik Tedavi Eğitim ve Araştırma Hastanesi olacak. Bu çok önemli bir gelişme. İnşallah orada da yol alınır.

“O BİNAYI ÇÜRÜMEKTEN KURTARACAĞIZ”

Sonuçta orada yarım duran bir bina var. O binayı çürümekten kurtaracağız. Sağlık Bakanlığı yatırım programına almış, kaynak ayırmış. O kaynağın bir kısmı oraya aktarıldığında sorun çözülür. Doğrusu, bence de buydu, bir kaç ay içinde sonuç alınacağına inanıyorum” şeklinde konuştu.

“KASTAMONU YARIM KALMIŞ İNŞAATLAR YERİYDİ”

Yurdun Tepe’nin işletme ihalesine çıktığını ifade eden Vali Karadeniz, “Ne kadar çok işletmeci gelirse o kadar iyi olur. MİEM sorunu çözüldü. Kastamonu yarım inşaatlar yeriydi. Taşköprü'de 90'lı yıllardan beri duran Kültür Merkezi sorunu çözüldü. Şimdi Özel Harekata verilen eğitim merkezi konusu var. Eğitim Alayı'nda Uzman Çavuş eğitimleri vardı. Burası için ciddi bir ekonomik kazanım oldu. Bu eğitimler tekrar belli merkezlere toplanabilir. Uzman Çavuş eğitimleri olup olmayacağı belli değil. Bu yıl itibariyle Devlet Su İşleri de, yüzde 60-70 oranıyla biten işleri programa aldı. O sürece göre de işler yürüyor. 2020 bütçesi çıktıktan sonra da işler o şekilde yürüyecek” diye konuştu.

“KENDİRİN NEREDE ÜRETİLDİĞİ ÖNEMLİYSE, NEREDE İŞLENECEĞİ DE ÖNEMLİ”

Son günlerde gündemdeki yerini koruyan kendir konusuna da değinen Vali Yaşar Karadeniz, “Kendirde eski klasik anlamda üretim yapalım ve tüketelim mantığıyla gidilmesi çok zor. Kağıt sanayinde kullanımı olabilir, ancak iyi bir fizibilite yapılmalı. Bu konuda mevcut kendir üretimi turizm sektörüne, hediyelik eşya üretimine yönelik yapılabilir. Bu da yüksek miktarlı üretim değil, butik bir üretim olur. Bugün dünya da kendirin güçlü olduğu yerlerde tıbbi kendir türü öne çıkıyor. Bununla ilgili bazı yasal düzenlemelere ihtiyaç var. Bu düzenlemeler yapılır ve bunun önü açılırsa kendirinde önü açılır. Para kazanılacak, rekabete uygun kendir türü tıbbi kendirdir. Tekstilde kendir kullanılabilir. Ancak ciddi bir arge yapılmalıdır. Bu argeyi yapacak, firmamız var mı? Yok. Türkiye'nin tanınmış birçok tekstilcisi ipliğini dışarıdan getiriyor. İplik nano teknolojiyle üretiliyor.

Üretimi bu teknolojilik seviyeye getirmek lazım. Gerçekçi olalım. Kendirin nerede üretildiği önemliyse, nerede işleneceği de önemli. Kendir işlenecekse, işlenecek tesisler kurmak sanayicimize düşen görevdir. Neticede iş yeri açacak olan, kendiri ne kadar üreteceğini ve ne kazanacağına bakacaktır. Bunlar yapılmadan, illa olsun demek noktasına gelmek tartışılır. Tarımsal üretimi yoğun olan köylerde insanlarımız var. Her şey insanların tarımdan gelir elde edip, etmemesine bağlı. Gelir elde ediyorsa, onu yapar. Sarımsakta kazanç elde ediliyor. Tarım yapılmadığı için köyler boşaldı algısı yanlış. Gittiğimiz bazı köyler var, olduğu gibi duruyor. Kimse göç etmemiş. Kastamonu'da turizm canlandıkça turizme yönelik kendir ve kendirden üretilen materyaller pazar bulacaktır, ben buna inanıyorum” ifadelerini kullandı.

OGÜNhaber