Kıbrıs Meselesi; hem Türkiye’nin hem Kıbrıs Türk halkının millî davasıdır. 1571 yılında adanın fethinden itibaren Kıbrıs, göç ve iskânlarla Türk siyasi varlığının ve Türk kültür coğrafyasının bir parçası olmuştur.

Başkan Yılmaz; 'Şehitlerimizin ruhu incinmiş, gazilerimizin yürekleri yaralanmıştır'

Türk Ocakları Derneği Kastamonu Şube Başkanı Prof. Dr. Mehmet Serhat Yılmaz Kuzey Kıbrıs Türk cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın Türkiye Aleyhine sarf ettiği sözler sonrasında bir basın açıklaması yaptı.

"Kıbrıs Meselesi; hem Türkiye’nin hem Kıbrıs Türk halkının millî davasıdır. 1571 yılında adanın fethinden itibaren Kıbrıs, göç ve iskânlarla Türk siyasi varlığının ve Türk kültür coğrafyasının bir parçası olmuştur" diyen Yılmaz, “Şehitlerimizin ruhu incinmiş, gazilerimizin yürekleri yaralanmıştır” dedi.

Türk Ocakları Derneği Kastamonu Şube Başkanı Prof. Dr. Mehmet Serhat Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kıbrıs Meselesi; hem Türkiye’nin hem Kıbrıs Türk halkının millî davasıdır. 1571 yılında adanın fethinden itibaren Kıbrıs, göç ve iskânlarla Türk siyasi varlığının ve Türk kültür coğrafyasının bir parçası olmuştur. Yakın dönem tarihi içerisinde Adada Türklerin yaşadığı acı olaylar, tarihi tecrübe ve 1974 yılındaki Barış Harekâtı ile Kıbrıs meselesi bir “Millî Dava” haline gelmiştir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sıfatını taşıyan Mustafa Akıncı'nın, Kıbrıs şehitlerinin ruhlarını inciten beyanatını büyük bir üzüntüyle ve hayretle karşıladık. Bu durum, en başta Kastamonu’nun da fahri hemşehrisi olan rahmetli Ruf Denktaş Beyi, Dr. Fazıl Küçük Beyi ve şehitlerimiziz aziz ruhlarını ziyadesiyle üzmüştür. Türklüğün Kıbrıs’taki varlık mücadelesinde görev almış olan herkesi ve özellikle gazilerimizi yürekten yaralamıştır.

“Şehitlerimizin ruhu incinmiş, gazilerimizi yürekleri yaralanmıştır”

Kıbrıs Türklüğünü yok etmeye yeminli Enosis ruhuyla hareket eden Rum Yönetimi'ni Türkiye Cumhuriyeti'ne yeğleyen gaflet ve dalalet, hatta ihanet içinde bir görüntü veren bu zihniyetin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin başında olması, talihsizlikten de öte utanç verici bir durumdur. 

Kuzey Kıbrıs'ın Türkiye'den farklı olduğu, Türkiye ile birleşme ihtimalinin korkunç olacağı gibi sözlerin, özellikle Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de kıskaca alınmaya çalışıldığı bir dönemde gündeme getirilmesi kesinlikle kabul edilemez. Bu hususu Hatay benzetmesiyle farklı bir yere oturtmaya çalışmak da asla kabul edilemez. Bu beyanın sahibini şiddetle kınıyor, vazifesinden istifaya davet ediyoruz. Bu konuda Kıbrıs Türklüğünün demokratik bir yolla cevap vereceğine yürekten inanıyoruz.

Türk Milleti ve Türk Devleti kıyamete kadar var olacaktır. Yapılanın siyasî bir söylem olduğunu değerlendiriyoruz. Bu söylemleriyle Akıncı’nın farkında olarak veya olmayarak bir oyunun parçası olduğu kanaati uyanmaktadır. Kıbrıs meselesi hem Türkiye’nin hem Kıbrıs Türk halkının millî meselesidir. Türkiye, Kıbrıs Türklerinin adadaki ve uluslararası diplomasideki garantörüdür. Akıncı’nın söylemi bir oyun mesabesindedir, bir psikolojik harekât görüntüsü vermektedir. Türk kamuoyu bu tür beyanlarla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine destek vermekten, Kıbrıs Türklüğünün derdiyle hemhal olmaktan vazgeçmez. Bilakis bu söylemler, vatandaşlarımızın Kıbrıs Türklüğü ve Kıbrıs’ın geleceği konusundaki duyarlılığını daha da artırmış ve artıracaktır.

Kamuoyuna ve yüce Türk milletine saygıyla duyururuz."

OGÜNhaber