TİC Holding Header
  • USD 32.341
  • EUR 35.213
  • Altın 2246.924
  • BIST 100 8792.15
  • Dünya

Pakistan'da seçim güvenliği tartışmaları

Pakistan'daki Muttahida Meclis-i Amal Partisi (Birleşik Eylem Konseyi - MMA) liderleri, 25 Haziran seçimleri öncesinde tehdit altında olduklarını söyledi.
Pakistan'da seçim güvenliği tartışmaları
AA - MMA oluşumunda yer alan partilerden İslam Ulemaları Camiası Partisinin (JUI-F) lideri Mevlana Fazlurrahman ile Cemaat-i İslami'nin lideri Siracül Hak, AA muhabirine 25 Temmuz seçiminden önce ülkedeki siyasi ortamı değerlendirdi.

MMA'nın aynı zamanda genel başkanı olan Fazlurrahman, ülkedeki siyasi figürlerin seçmenlerin korkutulmasına ve Pakistan'ın istikrarsızlaştırılmasına müsaade edilmemesi gerektiğini belirterek, "Mitinglere düzenlenen terör saldırılarının amaçlarından biri de parti çalışanlarını korkutarak seçim kampanyası yapmalarını engellemek. Seçmenler ve parti çalışanları korku ve tehdit altındalar. Bütün partilerin korkusuz bir şekilde ve eşit bir atmosferde kampanya yapmasının güvenlik güçleri, Pakistan Seçim Komisyonu ile geçici federal ve eyalet hükümetlerince sağlanması gerekiyor." diye konuştu.

Partinin Genel Başkan Yardımcısı Hak da güvenlik noktasında yaşanan tehditlere değinerek ülkede sadece Pakistan Takrik-i İnsaf Partisinin (Pakistan Adalet Hareketi - PTI) rahat ve güvenli biçimde kampanya yapabildiğini ileri sürdü.

Ülkede, şu ana kadar MMA'nın yanı sıra Avami Ulusal Partisi (ANP) ve Belucistan Avami Partisinin (BAP) saldırıya maruz kaldığını söyleyen Hak, "Parti gönüllüleri ve çalışanları rahatça çalışamazsa nasıl seçmene sesimizi duyurabiliriz? Seçim Konseyi ile geçici yerel ve federal hükümetleri uyarıyoruz. Böyle bir ortamda seçimler yapılırsa içeride ve dışarıda bu seçimler sorgulanmaya başlayacaktır." ifadelerini kullandı.

Hak, ülke içindeki bazı yapılanmaları da isim vermeden eleştirdi. Söz konusu yapılanmaların, Pakistan demokrasisini işgal ettiğini dile getiren Hak, "Ülkemizde hiç adil bir seçime şahit olmadık. Bu yerel ve feodal güç odakları seçim sonuçlarını seçim öncesinde ayarladı ve koltukları kendi gözbebeği olan kişilere dağıttı. Halk artık kendi temsilcilerini kendi oylarıyla seçebilmeli. Ülkenin yüzde 2'lik elit kısmı Pakistan'ı ele geçirmiş durumda ve geri kalan yüzde 98 çok kötü şartlarda yaşıyor. Pakistan'ı bu elitlerin elinden kurtarmamız gerek." değerlendirmesinde bulundu.

"Türk modelini takip etmeliyiz"

Türkiye'ye ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Hak, Türk seçmenin iyi eğitimli olduğunu ve Recep Tayyip Erdoğan ile AK Parti'nin ülkeye getirdiği dinamizme oy verdiğini söyledi.

AK Parti döneminde Türkiye'nin bölgesel ve küresel anlamda bir güç olduğunu ifade eden Hak, "Türkiye gibi gelişmiş bir Pakistan için Türk modelini takip etmeliyiz. Seçmenlerimize bu modeli takip edeceğimiz sözünü veriyoruz." dedi.

Muttahida Meclis-i Amal

Mecliste 17, Senato'da 7 sandalyeyle temsil edilen MMA ittifakı, muhafazakar partiler, dini oluşumlar ve bazı sağ partilerin katılımıyla 2002'de kuruldu.

Parti, İslami değerlerle yönetilen kalkınmış bir İslam devleti kurulmasını amaçlıyor.

Liberalizmin İslami değerlere zarar verdiğini belirten oluşumun manifestosunda "Gerçek kalkınmış bir İslam cumhuriyeti, meclisin iç, dış ve savunma politikalarını oluşturduğu yerde olur." ifadesi yer alıyor.

Radikallerin seçime girmesi tartışma yarattı

Öte yandan Pakistan'da radikal görüşleriyle tanınan iki aşırı muhafazakar isim Hafız Said ve Hadim Hüseyin Rizvi’nin liderliğini yaptığı partiler; Tahrik-i Lebbeyk Pakistan (TLP) ve Allah-ü Ekber Tahrik’in (AAT), 25 Temmuz’da yapılacak seçimlerde yarışmak için siyaset sahnesine çıkması ülkede tartışmalara neden oldu.

Aşırı görüşleriyle bilinen iki partinin yerel ve ulusal seçimler için yüzlerce aday göstermesi ülkede demokrasi ve radikallik tartışmalarını yeniden gündeme getirdi.

Seçimlere 744 aday ile giren TLP liderliğini Sünni-Barelvi hareketine mensup, tekerlekli sandalyeye bağlı Hadim Hüseyin Rizvi yaparken, seçim kampanyasına Milli Müslüman Lig (MML) adıyla başladıktan sonra seçim komisyonu tarafından ismi değiştirilen diğer aşırı muhafazakar parti AAT liderliğini ise Hafiz Said yürütüyor.

Rizvi, Başkent İslamabad ve yakınındaki Ravalpindi şehrinde hayatı felç eden üç haftalık oturma eylemi ile adını duyurmuştu. Eylemde, seçilmiş yetkililerin Hz. Muhammed’in son peygamber olduğu üzerine yemin etmesi hakkındaki kanunda yapılması istenen değişikliğe karşı çıkılmıştı.

Bu arada, AAT'nin selefi konumundaki Milli Müslüman Ligi Partisi ise 2008'de 6'sı Amerikan vatandaşı 166 kişinin öldürüldüğü Mumbai saldırısının faili ve ABD, AB, Hindistan ve Rusya tarafından terör örgütü olarak kabul edilen Laşkar-ı Tayiba'nın siyasi kanadı.

Medya temsilcileriyle buluşan Pakistan Halk Partisi (PPP) Genel Başkanı ve eski Başbakan Benazir Butto'nun oğlu Bilaval Butto Zerdari ise son açıklamasında, parti ve kişi ismi vermeden eleştirerek, "Yasaklı örgütlerin seçime katılabiliyor olması demokrasi ve parlamentoya saygısızlıktır." ifadelerini kullandı.

Butto Zerdari, "Teröristlerin politika içinde rol oynamasını istemiyoruz. Bütün partileri, bu yasaklı örgütlere seçime katılma izni verenlere karşı sesini yükseltmeye çağırıyorum. 2013'te bazı teröristler partileri iyi ve kötü parti olarak ikiye ayırmıştı. Aynı durumun 2018 seçimlerinde de karşımıza çıkması ayıplanacak bir şeydir." değerlendirmesinde bulundu.
Yorum Yazın