Röportaj: Murat Keçeci
Aslında yaz olmasına rağmen bugün serin bir gün, ben ve ekibim düştük yollara. Git git bitmeyen bir yol hayat yolu, felsefeye gerek yok İstanbul yolları böyle! İstanbul’un çileli yoğun trafiğinden sonra Kemerburgaz’daki şirin bir Atölye olan “Nursel Sökmen yaşam atölyesine” ulaştık!
Nursel hanım’ı yol tarifinde biraz uğraştırsakta atölyeye ulaşmayı becerdik!
Kapı açıldığında güler yüzlü Nursel hanımın şirin atölyesinde bulduk kendimizi. Havanın soğukluğu içimizde buruk bir ruh hali oluşturduğundan ruhumuz azcık karanlıktı sanki...
Lakin ruh karanlığımız devam ediyordu, Çünkü sıra dışı resimlerle karşılaşıyorduk! 1960’lardan bugüne ne kadar acılı gün varsa gözümüzün önüne bir bir geliyordu!
Madımak, Çernobil, 99 Depremi, Maraş olayları! Karşımızdaydı! Neyse ki sıcacık çay ve Tokat sarması içimizi ısıttı! Bat olsa da yesek dedim, erinmemiş bat bile yapmıştı bize! Tokat’ın meşhur yiyeceği “Bat” yemeyi de ihmal etmedik…
Lafı fazla uzatmadan Nursel Sökmen Bayram hanımefendiyi tanıyalım!
Bize göre hayallerini gerçekçi hedeflere dönüştürmeyi amaçlayan biriydi Nursel Hanım.
1967 yılı Mart ayının başında Tokat ilinin Turhal ilçesinde doğmuş, 1993 - 1994 yılları arasında Sivas Güzel Sanatlar Kültür Merkezi Resim bölümünde 1 yıl eğitim almış, 1995 yılında Sivas Cumhuriyet Üniversite hocası Okan KILIÇ ile resim çalışmalarında bulunmuştu…
Sivas Valilik sanatçılarından biri olarak seçilmiş, yurt içi sergilerine katılmıştı.
Sorularımızı sordukça tanıyorduk Nursel hanımı!
1997 - 1998 yılları arasında 2 kişisel sergi açan Nursel Hanım 2006 yılında İstanbul'a yerleşmiş ve “Renklerin Dansı” isimli Sanat Atölyesi'ni kurmuştu.
Açmış olduğu atölyede yaklaşık 1 yıl Emre Emektar ile çalıştıktan sonra, M.Kemal Çetinel eşliğinde 3 yıl çalışmalarına devam etmiş ve kendini geliştirerek ders vermeye başlamıştı.
Acıbadem semtinde bulunan atölyesini ayrıca galeri olarak kullanmış ve farklı konseptlerde birçok sergi organize etmişti.
Merak ettiğimiz diğer soruları da sizinle paylaşalım,
Günde kaç saat çalışıyorsunuz?
Belli bir sınırlamam yok, ruh halime göre değişiyor. Bazen hiç çalışmıyorum bazen de tüm güm çalışmak geliyor içimden.
Gece çalışmalarıyla aranız nasıl?
Geceleri çok seviyorum ve o saatlerde daha verimli olduğumu düşünüyorum, gece ruhun bekçisidir, güneş düdüğünü çatlığında karanlığa teslim ettiğinde biz sanatçıları, tüm harika fikirleri yakalama imkânına kavuşuruz. Aslında gecelerden korkardım ama resimle tanıştığım günden beri tüm karanlıklarım aydınlık oldu!
Bir insan profesyonelim dememeli çünkü her yaşta öğreneceğimiz çok şeyler olduğunu düşünüyorum… Onun için ben kendimi bildiğimden beri resmin içindeyim ve hala amatör bir ruhla çalışmaktayım, sebebi ise amatör ruhun heyecanı hiç bitmez, bizde heyecan önemlidir, heyecanınızı kaybedersiniz, çizginizi ve üretiminizi de kaybedersiniz… Amatör bir ruhla devam… Ne zaman ölürsek o zaman profesyonel olacağız! - Evet, tarzım değişime ve erozyona uğradı. Şu anki resimlerimde hem somut hemse soyut görebilirsiniz. Herkesin bakış açısına göre değişir...
Sanat aşkınız aile çevresinde mücadele etmenize yol açtı mı? Yoksa her şey kendiliğinden mi gerçekleşti? Tepkiler nasıl oldu?
İlk başladığım dönemlerde çocuklarım küçük olduğundan, çocuklarım ve resim arasında mücadele verdim. Sonrasında her şey kendiliğinden gelişti. Bütün tepkilerin olumlu olduğunu söyleyemem çünkü alaylılar ve üniversiteliler arasında büyük bir ayrım var. Eğitimin gerekli olduğunu kabul ediyorum fakat bence resim, yetenek ve hayal gücüyle bağlantılıdır. Geriye kendini geliştirmek kalıyor!
Şimdiye kadar kaç resim çizdiniz? Genelde katıldığınız sergiler ne tarzda oluyor. İmkânınız olsa hangi dünya ülkesi veya dünya şehrinde sergi açmak isterdiniz?
Yaptığım çizimlerin net sayısını bilmiyorum ama saymaya kalksam üç beş günümü alır. Eğer karma sergilerden bahsediyorsanız sanatçıların tarzlarına bakarak sergilere katılmıyorum. Herkesin bir tarzı var neticede adı üstünde karma sergi. İmkânım olsa Avrupa, Amerika ve Asya da sergi açmak isterim. Bu sergilere de resim turnesi derdim.
Büyük kızımla yaşıt sayılırız zaten, küçük kızımın da ablası sayılırım. Birbirimizin en yakın arkadaşlarıyız. Büyük kızımın çağdaş sanata ilgisi var. Küçük kızım da konservatuarda tiyatro okuyor.
Memleketinize karşı şovanist duygularınız var mı? Yoksa doyduğum yer mi? İmkân dâhilinde hiç memleketinize okul yaptırmak istediniz mi? veya her hangi bir yapıtta isminizin geçmesini ister miydiniz?
Doğduğum ve çocukluğumun geçtiği yer sonuçta. Unutmadığım anılarım var ama hiçbir şeye karşı fanatik hislerim yoktur. Neden istemeyeyim, küçük sanatçılar yetiştirmek beni de mutlu ederdi.
Sanatçı toplumun aydınıdır? Siz son günlerde Türkiye'nin içinde bulunduğu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Son zamanlarda yaşanan olaylar hem üzücü hemse sevindirici. Üzücü olan kısmı yaşanan tatsız olaylar. Sevindirici olan kısmı ise, gençlerin kararlılığı ve düşüncelerini savunur olmaları!
Size göre Kültür Bakanlığı yeterince sanat ve sanatçıya destek oluyor mu?
Pek sayılmaz... Çünkü bir sanatçının Kültür Bakanlığından destek alması Türkiye’de çok zor, her yerde olduğu gibi sizdenler ve bizdenler mantalitesi işliyor sanırım…
Ressamlıktan başka bir mesleğim yok. Şartlar ve zorunluluklar insanı ressam yapmaz. Ruhtan gelen bir durumdur… Ruhunda olmayan bırakın ressamlığı hiçbir işi yapamaz…
Türkiye'de en beğendiğiniz ressam desem? Nedeni?
Osman Hamdi, Neşet Günal, Neşe Erdok ve Kasım Koçak tarzlarını beğendiğim sanatçılardan. Çünkü bana tarzları ve teknikleri aykırı geliyor…
Dünyada en beğendiğiniz ressam? Nedeni?
Rembradnt, Leonardo Da Vinci, Goya, Modigliani hayranlık duyduğum sanatçılardan. Nedenine gelince yine aynı tarz ve teknik! Gerçi şu an yaptığım tema ile Leonardo Da Vinci’ye rakip olacağımı düşünüyorum Şaka bir yana temalarımı gördüğünüz üzere bir sistem ve bir doğrultu üzerinde gitmiyor, tablolarım Tarkan şarkıları gibi bekledikçe anlaşılıyor!
Ogün gazetesinin tarzını nasıl buluyorsunuz? Sizce diğer gazetelerle bir farkı var mı?
Ogün gazetesi, gerçekçi olmakla beraber düşüncelerini korkusuzca ortaya koyabilen bir gazete! Diğer gazeteler arasındaki farkı bu zaten. Severek ve beğenerek okuduğumuz gazete, çizgisini ve tarzını bozmadan devam edeceğine inanıyorum! Hazırlayanlara, uğraşanlara ve sizlere çok teşekkür ediyorum!
Gördüğüm kadarı ile yeni bir sergiye hazırlanıyorsunuz? Teması biraz hüzünlü gibi bu temanın fikri nereden çıktı? Bu fikir ileride çocuklarıma bir miras bırakmak istememle çıktı. Doğduğum tarihten itibaren kişisel olarak yaşadığım önemli olayları ve yine aynı tarihlerde Türkiye'nin yaşadığı ve bazılarına benimde şahit olduğum siyasi dalgalamalar…
Serginiz nerede ve ne zaman olacak?
Sergim, 30 Eylül - 5 Ekim tarihleri arası Kıbrıs / Lefkoşa da olacak, tüm sanatseverleri yanımda görmekten mutluluk duyacağım... Teşekkürler
Sevgili Ogün gazetesi okuyucuları böylelikle bir röportajımızın sonuna geldik, bir dahaki röportajımızda yine sıra dışı isimler ve sanatçılarla birlikte olacağız…
