ANKARA / İHA - Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, AK Parti Genel Merkezi’nde gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, "AK Parti milletvekilleri ile bölgesel istişare toplantısında ’çözüm süreci’ konusu yer aldı mı?" sorusuna Yılmaz, "Bu toplantılar bizim partimizin genel istişare süreçleriyle ilgili durumu tespit etmemiz lazım, bundan sonra da değişik bölgelerden milletvekillerimiz ile Sayın Başbakanımız bu istişarelere devam edecek. Bugün tezkereye denk geliyor olması sadece tezkerenin konuşulduğu anlamına gelmiyor, elbette gündemde olan konularda ister istemez bu toplantılarda ele alınıyor ve tartışılıyor. Esas itibarıyla bütün konuların gündeme geldiği, bölgeyle ilgili sorunların tartışıldığı, milletvekillerimizin çok çeşitli konularda gözlemlerini aktardığı toplantılar bunlar. Bugün de ağırlıklı olarak çözüm süreci, Doğu Anadolu olması vesilesiyle bu geçmişte terörden en fazla sıkıntı yaşayan bölgelerimizden biri olduğu için en fazla gündeme çözüm süreci geldi. Tezkere de bir miktar gündeme geldi ama ağırlıklı konu çözüm süreciydi" karşılığını verdi.
Sosyoekonomik sorunlar, bölgeler arası dengesizliklerin giderilmesi gibi çok çeşitli konuların toplantıda gündeme geldiğini anlatan Yılmaz, bu toplantıların çok yararlı olduğunu ifade etti. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun genel politikayla ilgili milletvekillerini bilgilendirdiğini anlatan Yılmaz, çeşitli görüşlerini paylaştığını ifade etti. Türkiye’de sorunları çözecek olanın siyaset olduğuna dikkat çeken Yılmaz, siyaset kurumunun her türlü sorunla ilgili olarak liderlik yapması gerektiğini dile getirdi. Bu toplantıların devamının geleceğini belirten Yılmaz, Başbakan Davutoğlu’nun bakanlıklara yaptığı ziyaretleri hatırlattı.
Dün İmralı’ya giden heyetin yaptığı “Kobani’deki saldırı devam ederse çözüm süreci sona erecektir” açıklamalarının hatırlatılması üzerine ise Bakan Yılmaz, "Bir defa iki boyutlu olarak cevap vermemiz gerekir. Birincisi, çözüm sürecine büyük bir sahiplenme var. Siyasi, milletvekillerimiz, hükümetimiz, bölge halkında bunu net bir şekilde görüyoruz. Fakat, diğer taraftan çözüm süreciyle hiçbir şekilde bağdaştırılamayacak kamu düzenini bozucu birtakım hadiselerden dolayı bir rahatsızlık var hem bölge halkında hem de milletvekillerimizde. İşadamlarından para istenmesi, insanlara özgür iradeleriyle tercih etmek durumunda olan insanlara baskılar yapılması, çözüm süreciyle bağdaşmayan ve kamu düzenini bozan hadiselere karşı da rahatsızlık var. Bununla mücadele etme görevimiz de hepimizin, bütün partilerin görevi, sadece AK Parti’nin değil. Bunun altı bugün bir kez daha çizildi. Hiç kimse çözüm sürecinin rahatlamayı, özgürlük ortamını istismar etmemeli. Antidemokratik uygulamalar için, kamu düzenini bozan uygulamalar için kullanmamalı. Bu, birinci boyut. İkinci boyutta dediğiniz Kobani meselesi, Suriye ile ilgili meseleler. Buralarda da çok yanlış bir algı oluşturulmaya çalışıyor. Onu çok net bir şekilde ortaya koymamız lazım. Türkiye hiçbir ayrım yapmadan, Arap, Türkmen, Kürt veya farklı inanç gruplarından insanlar hiçbir şekilde bu ayrımları yapmadan Suriye’de yaşanan hadiseler karşısında en büyük fedakarlıkları yapmış ülkedir. Ne gelişmiş bir ülke bugün dünyada ne de bölgemizdeki herhangi başka bir ülke Türkiye kadar bu konuda fedakarlık yapmadı, yapmıyor" ifadelerini kullandı.
"Biz, gerek insani, gerekse bölgenin siyasi istikrarı anlamında elimizden gelen tüm gayreti sarfediyoruz" diyen Yılmaz, açıklamasında şunları kaydetti:
"Kobani dediğimiz bölgeden de 160 bin insan Türkiye’ye sığınmış durumda. İyi ki Türkiye var, istikrarı, gücü var, emniyet ortamı var ki bu insanlar Türkiye’nin bu anlamda bu ortamından istifade ediyorlar. Türkiye’de Allah korusun bir zayıflık, istikrarsızlık olsaydı bugün çok farklı bir tabloda olacaktı. Türkiye, Suriye rejimine karşı çok net bir şekilde tavır sergilerken bugün PYD gibi bazı unsurlar Suriye rejimiyle zamanında yakın durmayı tercih ettiler ama şuanda onun çıkmaz bir sokak olduğunu da kendileri inşallah görüyorlardır. Türkiye bundan sonra da hiçbir ayrım gözetmeden kime gelirse gelsin, Arap, Türkmen, Kürt, Şii, Sünni, Müslüman olsun kim olursa olsun insani görevini yapacak aynı şekilde ilkeli bir şekilde politikalarını izlemeye devam edecek."
SIĞINMACI SAYISININ ARTMASI
Başka bir gazetecinin, "Sığınmacı sayısı giderek artıyor, orta vadeli program ve bütçe görüşmeleriniz de oldu. 2015 bütçesine bunun yansıması ne olacak ve vergilere yansıması olacak mı?" sorusuna Yılmaz, "Bugüne kadar harcanan tutar 4,5 milyar dolar civarında. Türkiye, özellikle bölgemizde yaşanan olayların etkisiyle dünyada insani yardımlarda birinci konuma yükseldi. Genel kalkınma yardımlarında İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri’nden sonra üçüncü noktaya geldik. Büyük fedakarlıklar yapıyoruz ama çok şükür Türkiye’nin makro dengelerini sarsacak düzeyde bir durumdan da bahsetmiyoruz. Güçlü bir ekonomi ve bütçe disiplinimiz var" cevabını verdi.
