Artık yanacak yerimiz kalmadı, içimize içimize eriyoruz. Ümmetin orada ayağı burkulsa, biz ta buradan 'AH!' diyoruz. 

Yitirilen bu canlar, bizi icraata hala sevk etmiyor mu?
Bunun için reel anlamda ne yapılıyor?
Kimler taşın altına elini koyuyor?
Ellerini koyanlar ise neden geri çektirilip çalışanlar, çalışmayanlarla çarpıştırılıyor!

DOĞRU manada her şeyin bilincinde olan kesim, siyasilerden daha siyasi.
Şuuru açık neferler... 
Daha düşünceli, daha acılı.
Şudur bunun açıklaması;
Sözüm ona kişisel menfaatler için konum kullananlar, 
Makam mevkii sahibi olup orada oturarak elbette ki DAVA adamı olamazlar!

Dava adamı olmak ;
Güçlü bir İMAN ister,
CESARET,
AZİM,
SABIR,  
ŞUUR ister.
FERASET, 
BÜTÜNLEŞTİRİCİLİK, 
MÜCADELE ODAKLILIK, 
CİHAD ister, CİHAD!

Manevi cihad üzerimize Farz-ı Ayndır. 
Maddi boyutu (harp) ise Farz-ı Kifayedir, yani bir kısım müslümanın gerçekleştirdiği durumdur.

Cihad; İmanın ispatıdır.
Ve şimdi bizim, cihadın bütün maddelerine ihtiyacımız var. MUHTACIZ !!!

Nereye dokunsak kan fışkırıyor oluk oluk. Yaradan'ın sözü; cihad etmedikçe, ümmet olamadıkça kurtuluşumuz yoktur...

Hangi siyasiler gerçekten Hakk'ın Davası için çaba veriyor?
Kaç tanesi kanayan yaralara merhem oluyor?
Tamamen dünyevi zevk ve hırsına mı düştük!
Hiç mi hayâ etmeyiz.
Hakkını verin olduğunuz yerin.
Derdine derman olalım ümmetin !

TÜRKİYE !
And olsun ki nerede Müslüman varsa, çocuktan yaşlıya bütün gözler bizde...
Bir HADİ ! desek, oynayacak yer yerinden.
Zaman gelmedi mi ? 

Damalı zeminlerin; cami kilimlerimizi ne kirletmeye, ne de yok etmeye asla gücü yetmez. YETEMEZ !
'İman edenler ve hicret edip Allah yolunda cihad edenler var ya, işte bunlar, Allah'ın rahmetini umabilirler. Allah, gafûr ve rahimdir.'
(Bakara / 218)

'Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm'
(Güç ve kuvvet, sadece Yüce ve Büyük olan Allah’ın yardımıyla elde edilir.)

İnanıp bu şekilde hareket edersek elbette,
ALLAH BİZİMLEDİR !