PARİS (İHA) – Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye’nin yükselişini dile getirmeyen ve endişe eden herkesin yükselen potansiyeli dile getirmeye başladığını belirterek, “Duymak istemeyen kulaklar dile getirmeye, endişe eden, çekinen diller bile Türkiye’nin potansiyelini dile getirmeye başladı, Türkiye’nin farklılığını ortaya koymaya başladı” dedi.
Paris’te gerçekleştirdiği diplomatik ziyaretler sonrası Paris Büyükelçiliği’nde Türk basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Bakan Egemen Bağış, Paris ziyareti sırasında az zamanda çok iş yaptıklarını söyledi. Bağış, “Sayın Büyükelçimize konukseverliği için teşekkür ediyorum. Ama kendisine bir teşekkür borcumuz daha var. Gerçekten bu seyahatte az zamanda çok iş yapabileceğimizi sağlayacak bir program hazırladı. Bugün önemli temaslarımız oldu. Türkiye’nin AB süreci açısından da, Türkiye-Fransa ikili ilişkileri açısından da önemli görüşmeler yaptık. Karşılıklı fikir alışverişinde bulunduk. Evvelsi akşam geç saatlerde Paris’e geldik. Büyükelçimizle bir değerlendirme yaptıktan sonra dün sabah saat sekiz buçukta benim muadilim Fransa’nın AB Bakanı Sayın Bernard Cazeneuve ile çalışma kahvaltısında bir araya geldik. Sayın Bakanla hem ikili ilişkilerimizi değerlendirme imkanı bulduk hem de Türkiye-AB ilişkilerini değerlendirme fırsatı bulduk. Biliyorsunuz Fransa uzun bir aradan sonra Türkiye’ye uyguladığı fasıllarla ilgili blokajlardan birini kaldırma kararını ilan etmişti. O fasılla ilgili bazı detaylı çalışma gerçekleştirdik. Dün itibariyle Türkiye Cumhuriyeti, AB konusuna 22. fasılla ilgili olarak bir eylem planı sundu. 22. fasıl bölgesel kalkınma, bunun operasyonel boyutu var, bunun mali boyutu var, bunun teknik boyutu var, hukuki boyutu var, idari boyutu var. Onlarla ilgili bir eylem planı hazırladık ve ilk taslağını komisyona sunduk. Şimdi komisyon üye ülkelerin görüşüne açacak. Üye ülkelerden sorular gelecek. O gelen sorulara biz cevaplarhazırlayacağız. Onlar bu cevaplar ışığında yeni değerlendirmelerini yapacaklar ve eylem planının üzerinde gerekli istişareler tamamladıktan sonra bir müzakere pozisyon belgesi ortaya çıkacak” diye konuştu.
Türkiye’nin yükselişini dile getirmeyen ve endişe eden herkesin yükselen potansiyeli dile getirmeye başladığını belirten Bağış, “Duymak istemeyen kulaklar dile getirmeye, endişe eden, çekinen diller bile Türkiye’nin potansiyelini dile getirmeye başladı, Türkiye’nin farklılığını ortaya koymaya başladı. Bu çerçevede önem verdiğimiz konulardan bir tanesi de hem terörle mücadelemizde uluslararası işbirliğinin önemi hem de vatandaşlarımıza uygulanan haksız vizelerin kalkması konusu. İşte bu yüzden Fransa’nın yeni İçişleri Bakanıyla da bir görüşme yapmak istedik ve Tahsin Bey sağolsun o randevuyu da ayarladı. Manuel Vals ile bir kapsamlı toplantı yaptık. Oldukça detaylı konuların görüşüldüğü, Türkiye’nin Avrupa’nın önemli sorunlarından biri olan yasa dışı göçle alakalı olarak attığı adımları ve atabileceği adımları değerlendiğimiz bir toplantı oldu. Fransa’nın terörle mücadele sürecinde Türkiye’ye verdiği katkı ve bundan sonraki süreçte verebileceği katkı özellikle burada Paris’te gerçekleştirilen cinayet sonrası Fransız adli makamlarının şeffaf, hızlı ve adil bir yargı sürecini gerçekleştirmelerine atfettiğimiz önem, bu konuda olası bütün yanlış algılamaların önüne geçecek şeffaflık politikasının uygulanması konusundaki beklentilerimizi kendisiyle paylaştık. Kendisi çok açık ve net bir şekilde iki müttefike yakışacak bir ortamda görüşlerini paylaştı. Oldukça faydalı bir toplantı oldu. Bunun uzun vadeli neticelerinin de iki ülke için de hayırlı olacağına inanıyorum” dedi.
Ahmet Kaya’nın ve Yılmaz Güney’in mezarına gerçekleştirdikleri ziyarete de değinen Bağış, hayatını kaybetmiş herkesin arkasından hayırla konuşmaları gerektiğini belirterek, “Dün bir boşluğumuz vardı. Paris’e daha evvel geldiğimde ziyaret etme imkanım olmamıştı. Ama Türkiye’nin bugün yaşadığı demokratik, şeffaf ve özgür ortamın hayalini kuran ama hayallerinin gerçekleşmesini göremeyen Sayın Ahmet Kaya’nın mezarını ziyaret etme, kendisine dua etme imkanımız oldu. Tabi Sayın Ahmet Kaya’nın mezarını ziyaret etmişken de yine Türkiye’nin kültür, sanat hayatına çok önemli katkıları olan diğer bir sanatçımızın da mezarını ziyaret edip, ona da dua etme şansımız oldu. Sayın Yılmaz Güney’i de rahmetle andık. Bizim değerlendirmemizde, bizim kültürümüzde ölülerinizi hayırla yad ediniz, arkalarından iyi konuşun tavsiyesi vardır. O öğretiyle büyütülmüş insanlarız. İnsanların hayatında hataları olabilir. Yanlış algılamaları olabilir, kendilerini ifade etmekte birtakım yanlışlara düşmüş olabilirler ama hayatını kaybetmiş kişilerin gerçekten arkasından bizim hayırla konuşmamız gerekir diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.
