TİC Holding Header
  • USD 32.545
  • EUR 34.926
  • Altın 2437.186
  • BIST 100 9754.6

Yine yeni yeniden AB-Türkiye ilişkileri

22'inci faslın (Bölgesel Politika ve Yapısal Araçların Koordinasyonu) açılmasıyla AB-Türkiye ilişkileri gündemin ilk sıralarına taşındı.
Söz konusu gelişme, olumlu bir adım şeklinde algıladıysa da beklentileri canlandırmaya yetmedi. Prof. Dr. Beril Dedeoğlu'nun deyimiyle AB yolculuğu;'ertelenen tarihler tarihçesi' şeklinde algılanmayı her iki taraf nezdinde de sürdürüyor.

Kuşkusuz, tablonun bu hale gelmesi, karşılıklı aksaklıkların doğal bir sonucu. Türkiye'nin askeri darbelerle uğraştığı yıllar boyunca Ankara Anlaşması'nda öngördüğü yükümlülüklerini yerine getiremediği malumumuz. Ak Parti iktidarının biriken bu eksikleri kısa bir süreç içinde hayata geçirmeye çalıştığını ifade etmek mümkün ancak aynı dönemde Türkiye karşıtlığıyla propaganda yapan Merkel ve Sarkozy gibi liderlerin seçimlerden galip çıkması sonucu ilişkilere istenilen ivmenin kazandırılamaması da bir o kadar gerçek.

Bugün gelinen noktada Türk toplumunun AB üyeliğine dair hevesinden bahsetmek zor. Avrupa ülkeleri global ekonomik kriz nedeniyle ciddi bedeller öderken Türkiye'nin büyümeyi sürdürmesinin de bu durumu ortaya çıkaran etkenlerin başında geldiği aşikar. Özetle; 'AB üyeliği bize ne katacak?' kaygısıyla eşzamanlı bir biçimde tüm sürecin sorgulanmaya başladığı bir dönemden geçiyoruz. Sonuç olarak; Türkiye karşıtlarının Birlik'i tümüyle temsil etmediğini, İtalya, İspanya ve Doğu Avrupa ülkeleri gibi önemli destekçilerin de varolduğunu vurgulamak gerek diye düşünüyorum.

Diğer yandan, Türkiye'nin ödevleri arasında hala tamamlanmamış kısımlara rastlandığını hesaba katmakta fayda var. Ancak her ilerleme raporu açıklandığında eleştirileri cımbızlayıp gözleri hükümete çevirmek ne kadar doğru bir refleks? Unutmamak gerekir ki söz konusu belgeler, iktidarın yanı sıra muhalefete, sivil toplum kuruluşlarına ve halka da hitap eden cümleler içeriyor. Misal, kutuplaşmanın muhtelif tehlikelerinden bahsediliyorsa, söz konusu durum sadece Ak Parti'ye değil tüm siyasi oluşumlara ve destekçilerine de ifade ediliyor. Bu açıdan değerlendirildiğinde, uyumun hızla tamamlanacağı muhakkak ama bunu toplumun tüm kesimlerinin hedeflemesi gerekiyor.

Son olarak, hatırlatılması icap eden AB'nin payına düşen gereklilikler elbet... Türkiye bir yandan eksiklerini giderip diğer yandan sürece yeniden motive olmaya uğraşırken Birlik te kendi içinde bir karar vermeli. İçine düştüğü siyasi ve ekonomik kısırlıktan kurtulmanın yollarını Uzakdoğu ülkeleriyle işbirliğine giderek çözmeye çalışmaktansa yanıbaşındaki gelişen ekonomiyle kuracağı ortaklığın birçok dengeyi değiştireceğini fark etmeli. Fakat bunu başarmak için öncelikle Türkiye'nin yükselen ivmesini bir tehlike şeklinde algılamaktan sıyrılması gerektiği noktasında ısrarcıyım.

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bahis siteleri