Merhaba Sevgili Ogün gazetesi ve Ogün haber okurları, yeni bir haftada daha sizlerleyiz. Bu hafta tabi ki çok özel bir hafta çünkü bu pazar "ANNELER" günü...

Anneler gününü nerede ise 5 yıldır yazılarımla anmaya çalışıyorum, bu yıl da es geçemezdim ve bu haftaki bir portremizi yine onlara ayırdım. Ancak bu sefer biraz farklı bir anneler günü portresi çizdim, umarım zevkle okuyacaksınız. Hafta içinde kız kardeşimin (kardeşimin hanımı ama gelinim değil, kız kardeşim) doğum gününü kutladık acizane dostlar arasında bendeniz bu geceden işte bir anneler günü portresi çıkardım, nasıl mı ? Anlatayım.

Benim için Anneler günü öncelikle canım annemle başlar herkesin olduğu gibi, çünkü tüm anneler özeldir. Düşünsenize annelik nasıl bir duygu? Anne değilim bilemem sadece tüm anneleri çok sevip sayan biri olarak gözlemleyebilirim. Bence annelik; kadınlara yüce Allah’ın verdiği bir nimet, daha bebek yaşlarda ellerine aldıkları oyuncak bebekler ile oynarken nasıl da geleceğin anneleri olacaklarını gösteriyorlar. 7 yaşında bir kız çocuğu, eline aldığı minik oyuncak bebeğe "Hadi yavrum iç sütünü bakayım, yoksa büyüyemezsin. Hadi ağlama kıyamam sana" derken daha o yaşta anneliğin nasıl bir duygu olduğunu anlatmıyor mu onun annelik oyunu.

Şimdi tekrar doğum günü gecesine döneceğim, zira portremin çıkış yeri orası. Kardeşimin pastası kesilirken onu herkes sıra ile tebrik ediyordu ki bir an bu kutlamaları izlerken fark ettim, onu en çok mutlu eden kutlama oğlunun boynuna sarılıp "İyi ki varsın annem" dediği andı. Tam o sırada kızı yoktu yanında, olsa idi O da aynı şekilde mutlu ederdi Sibel’i, çünkü onun en değerli hediyeleri çocukları idi. O an yüzündeki ifade aynen bu duyguları ifade ediyordu. O zaman şimdiden Sibel’in anneler gününü kutlayıp iyi ki varsın güzel anne diyelim.

Bu arada yanımda yengem Nurgül oturuyordu ve O da gece boyu oğlundan bahsedip durdu. Kah kızıyor kah belli etmemeye çalıştığı sulu gözlerle "Pazar gece dönecekmiş, yurt dışından acaba beni eskisi kadar sevmiyor mu? Neden böyle bir günde gece geliyor oğlum" derken aslında oğlunun onu çok sevdiğini bilmesine rağmen annelik işte biraz kapris yapıyordu, o çok sevdiği oğluna, kızında sorun yok çünkü, o da gelecekte anne adayı, annesinin dilinden anlıyordu, Nurgül’ün de buradan anneler gününü kutluyorum.

Oturduğum yerin hemen karşısında çok sevdiğim kardeşim Demet hanım oturuyordu, yanında eşi ve oğlu vardı. Bir ara her ailede olduğu gibi baba, oğul minik bir aile muhabbeti ile gerildiğinde Demet hanım’ın gözlerinden oğluna sevgi ile bakarak yapma oğlum atışma babanla ne gerek var dediğini hissederken işte annelik bu dedim içimden, üstelik onunda kızı yurt dışında okuyor birde onun hasreti var yüreğinde, bu vesile ile Demet’in de anneler gününü kutluyorum.

Gecenin bir başka annesi Neriman yengemizdi, Neriman yenge yüreği sevgi dolu bir kadındır, yemeğe oğlu ile geldi. Eh ne denir ki, böyle tatlı bir anneye sahip olup eşlikte etmek o gece oğluna düşmüştü. O bizden çok büyük olmasa da nerede ise herkesin yengesi ve büyüğü, annelik ise ona çok yakışıyor. Neriman yengemin de anneler gününü kutluyorum.
Bir de Görgün kardeşim var ki, sormayın benden küçük ama anneanne, üstelik torununu da zevkle büyütüyor, eh ne demeli kızı şanslı böyle bir annesi olduğu için. Tabi bendeniz onu ne zaman görsem takılırım "Anneanne ne haber" diye O da "Ne olsun abi tatlı torunla uğraşıyorum" der zevkle, o gecede öyle oldu, annelik çok farklı duygu sevgili okurlar, yaşanmasa da annelerin gözünden, yüzünden hissediliyor işte. Görgün’ün de anneler gününü kutluyorum.

Efendim gecede ki, en tatlı anne ise Hidayet hanımdı, yani Sibel’in annesi. Sibel’i doğurduğu günü hatırladı o an ve başladı sancılanmaya şaka ile karışık bizleri de korkuttu. Sonra anladık ki kızının doğum gününde bize o anı yaşatmak için oyun yapmış.

O geceye katılan tüm anneleri izledim sıra ile hepsi aynı idi,pırıl pırıl ve çok güzellerdi, (Ayten, Filiz, Nurten, Berrin hanım)çünkü hepsi birer ANNE. Onlar Yüce Allah’ın Cennetini ayaklarının altına serdiği güzel anneler. Geceden ayrılmadan anne adaylarını da unutmayalım tabi Bilge, Hülya ve Pelin’de Allah’ın izni ile ilerde birer anne olacaklar ve onlar da bu güzel duyguyu yaşayacaklar dedikten sonra sevgili okurlar, anne iseniz zaten bu satırları okurken kendinizi görüyorsunuz. Tüm evlatlar sizlerde bu satırları okurken biraz gülümsedikten sonra, hadi doğruca gidin annenizin yanına ona güzelce bir sarılın ve en güzel hediyenizi bir öpücük, bir dokunuşla verin ona "Seni seviyorum canım annem" diyerek.

Bu arada gazetemiz yazarı ve yakın arkadaşım Nalan Erbaş’ı HaberTürk yılın annesi seçmiş. Kesinlikle katılıyorum bu seçime Nalan gerçekten yılın annesi olmaya layık muhteşem bir anne.Yazımın başlığında da yazdığım gibi ben de tüm ANNELERİ bu yılın annesi seçtim.Eli öpülesi tüm annelerin büyük, küçük ellerinden öpüyorum ve ANNELER gününü kutluyorum. Eh bir satırcıkta anneme gitsin,şimdilerde okuyamasa da hisseder biliyorum. "Canım anam seni çok seviyorum ve Allah başımızdan esirgemesin diye hep dua ediyorum" Teyzeme, yengeme kısaca tüm analarımıza dua ediyor ve sağlıklı ömürler diliyorum. Ebediyete intikal etmiş tüm analarımıza da rahmet diliyorum.

Bu hafta içimden geldiği gibi bir yazı yazdım, umarım hepinizin yüzünde bir gülücük bırakmışımdır. Haftaya yeni Bir Portre de buluşmak üzere sağlıcakla kalın.