TİC Holding Header
  • USD 32.467
  • EUR 34.709
  • Altın 2436.156
  • BIST 100 9796.33
  • Ekonomi

İTO Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş'tan vergi affı yorumu

İzmir Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, kamuoyunda vergi affı olarak bilinen Bazı Kamu Alacaklarının Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun Teklifi'ne yönelik tepkiler ve zamanında vergisini ödeyen mükellefe haksızlık yapıldığı yorumlarının doğru olmadığını belirterek, asıl borçlardan bir kuruş dahi silinmiyor sadece yüksek olan faizler yeniden yapılandırılıyor dedi.
İZMİR / İHA - İzmir Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, kamuoyunda vergi affı olarak bilinen Bazı Kamu Alacaklarının Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun Teklifi'ne yönelik açıklamada bulundu. Tepkiler ve zamanında vergisini ödeyen mükellefe haksızlık yapıldığı yorumlarının doğru olmadığını belirten Demirtaş, şöyle konuştu: “Asıl borçlardan bir kuruş dahi silinmiyor, sadece yüksek faizler yeniden yapılandırılıyor. Borcu olan mükelleflerin büyük kısmı 2008 krizinde zor da kalan mükellefler. Bir önceki yeniden yapılandırmada borçlarını ödeyemeyen 130 bin mükellef zaten çok zor durumda. Sadece İzmir’de 15 bin üyemizin bu yeniden yapılandırmaya ihtiyacı var.”

Devletin bilerek ödemeyen ile zorda olduğu için ödeyemeyen mükellefi ayırması gerektiğini belirten Demirtaş, vergisini zamanında ödeyen mükellefe, sosyal güvenlik ödemelerinin zamanında yapılması durumunda uygulanan yüzde 5 indirim modeli gibi indirim yapılması gerektiğini söyledi.

YÜKSEK ENFLASYONİST BASKI
İTO Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’na 2 Haziran 2014 tarihinde sevk edilen ve yasalaşma süreci devam eden Bazı Kamu Alacaklarının yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun Teklifi ile Maliye Bakanlığı veya Sosyal Güvenlik Kurumuna olan borçlar başta olmak üzere çeşitli kamu alacaklarının, TEFE/ÜFE aylık değişim oranında endekslenmek suretiyle yeniden yapılandırılarak 36 ayda 18 taksitte ödenmesine imkan sağlanacağını söyledi. Kanunun gündeme gelmesiyle birlikte 'Vergisini, SSK primini zamanında ödeyen mükelleflere haksızlık yapılıyor' yorumlarının getirildiğine dikkat çeken Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Oysa 2011’de 6111 sayılı yasayla yapılan ve yine af yasası olarak bilinen son yapılandırmada da bu alacaklar piyasa faizinin üzerindeki bir faiz ile taksitlendirilmişti. Kaldı ki 2011 yılında yapılan yeniden yapılandırma sonucunda 2012 yılında yaklaşık 21 milyar TL gelir elde edildi ve bu tutar genel bütçe vergi gelirlerinin yaklaşık yüzde 8’ini oluşturuyordu. 2013 yılında da yaklaşık 25 milyar TL gelir elde edildi. Bu tutar da genel bütçe gelirlerinin yüzde 7.5’ine tekabül ediyordu. Eğer bu tahsilatlar yapılmamış olsaydı daha yüksek bütçe açıkları ve bunun neticesinde de daha yüksek enflasyonist baskı ve daha yüksek faiz oranları ile karşılaşmamız kaçınılmaz olurdu. Bu da hem ülkemiz ekonomisinin hem de tüm mükelleflerin reel anlamda zarar görmesine neden olurdu.”

“ASIL BORÇLARDAN BİR KURUŞ SİLİNMİYOR”
Kamuoyunda af yasası olarak isimlendirilmiş olsa da esası itibariyle gerek daha önceki 6111 sayılı Kanun gerek gündemdeki teklifin kesinleşmiş vergi borçlarının asıllarında tek kuruş indirimi ya da silmeyi öngörmediğini belirten Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tasarı incelendiğinde kamu alacaklarının, yasanın yürürlüğe girdiği tarihe kadar TEFE/ÜFE değişim oranında hesaplanacak ek tutar dikkate alınarak tahsil edileceği görülecektir. Bu borcun taksitle ödenme talebi halinde de taksit süreleri için de piyasa şartları düzeyinde faiz hesaplanarak kamu tahsilat yapacak. İndirilen kısım kanunlar gereği piyasa faizlerinin çok üstünde olan faizlerdir. Bu faizlerin makul seviyeye indirilmesinin af olarak nitelendirilemeyeceği açıktır. Silinen kısımlar henüz kesinleşmemiş olan, dava konusu edilebilecek olan cezaların belli bir oranıdır. Yani hiçbir mükellefin vergi borcunun aslı silinmiyor, haksızlık yapıldığı yorumları doğru değil”

“130 BİN MÜKELLEF TAKSİTLERİNİ ÖDEYEMEDİ”
2011 yılında kamu alacaklarının yeniden yapılandırılmasını sağlayan 6111 sayılı Kanun ile yapılan taksitlendirmede taksit ödeme sürelerinin sona erdiğini belirten Demirtaş, sözlerine şöyle devam etti: “Taksitlerini zamanında ödeyememeleri sebebiyle sadece İstanbul, Ankara ve İzmir’de toplam 130 binden fazla mükellef bu yasadan yararlanma haklarını kaybetti. Bu mükelleflerin büyük kısmı halen etkileri devam eden 2008 krizi ile zor durumda kalan, ayakta kalma savaşı veren mükellefler. Sadece İzmir’de 15 bin üyemizin bu yeniden yapılandırmaya ihtiyacı var.” Mükelleflerin 6111 sayılı kanun kapsamında ödeyemedikleri taksitlerin şimdi borcun niteliğine ve vade durumuna göre üçe - beşe katlandığını ve tamamen ödenemez hale geldiğini aktaran Demirtaş, “Bu borç nedeniyle gelecek haciz bu işverenleri iş yapamaz hale getirecektir. Dolayısıyla bu konuda yapılacak yeni bir düzenleme zor durumda olan onbinlerce işveren ile bu işyerlerinde çalışan milyonları çok yakından ilgilendirmektedir. Bu sayede borçlarını ödeyen mükellefler işletmesini açıkta tutup istihdama devam edecek”

“DÜZENLİ ÖDEYENE İNDİRİM”
Yeniden yapılandırma ile vergisi düzenli ödeyebilen mükellefin teşvik edilmesinin ayrı değerlendirilmesi gerektiğini belirten Demirtaş, “Biz her platformda çok yüksek olan vergi oranlarının ödemeyi güçleştirdiğini belirtirken, düzenli ödeyen mükelleflerin hem ödüllendirilmesi hem de teşvik olması açısından indirim yapılması gerektiğini söyledik” dedi.

Devletin kasten ödemeyen mükellef ile sıkıntısı olduğu için ödeyemeyen mükellefi ayırması gerektiğini ifade eden Demirtaş, “Bu noktada Sosyal Güvenlik ödemelerinin zamanında yapılması durumunda uygulanan yüzde 5 indirim modeli vergi gelirleri için de düşünülebilir” dedi.

TASARRUF TEŞVİK PRİM BORÇLARI
İTO Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, tasarruf teşvik prim borçlarının da yeniden yapılandırma kapsamına alınması konusunda şunları söyledi: “2011 yılında yeniden yapılandırmayı sağlayan yasa kapsamında şirketlerin tasarrufa teşvik kesintisi ve katkı tutarları, konut edindirme yardımı, idari para cezası, özel işlem vergisi, eğitime katkı payı ve damga vergisi ile bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarının kesinleşmiş soysal güvenlik prim borcu olarak değerlendirilmeyeceği öngörülmüştür. Yeni çıkarılacak yasa kapsamında da bu borçlar yer almıyor. Ancak, SGK tarafından alınan borç doğrulanmasında prim borcu olarak gösteriliyor. Bu hususun dikkate alınarak, bu alacakların da yeniden yapılandırma kapsamına alınması doğru olacaktır.”
Yorum Yazın
deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bahis siteleri