Türkiye gerek coğrafi konumu gerekse doğal kaynak zenginlikleri sebebiyle bu tanımlamayı sonuna kadar hak eden bir ülke olmuştur. Bizim için cennet olan vatanımız, farklı milletler için de cennet olarak görülmüştür ki; Türkiye, tarih boyunca birçok ülkenin uğruna savaşlar verdiği topraklar bütünüdür.
Farklı milletlerin yüzyıllar boyunca Türkiye üzerinde oynadığı oyunlar hem kahraman Türk askerinin dehasının hem de Türk milletinin üstün fedakarlıklarının karşısında başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
20.yy.dan itibaren, gelişmiş ülkelerin kontrolünde, az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkeler üzerinde uygulanan, en önemli sosyal ve siyasal savaş taktiği olarak kullanılan darbeler, Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihinde de birer kara leke olarak yer almaktadır.
27 Mayıs 1960, 12 Mat 1971, 12 Eylül 1980 ordunun siyasi iradeye müdahale etmesiyle sonuçlanan askeri darbeler olarak Türk siyasi tarihine geçmiştir. Darbe girişimleri ve sonuçları birçok insanı ailesinden, çocuklarından, eşlerinden koparmış, hem siyasi hem de sosyal olarak ağır bedeller ödetmiştir. 28 Şubat 1997 ‘de Milli Güvenlik Kurulu’nun kararlarıyla Türkiye bir darbeye daha şahit olmuş ancak bu darbe askeri darbe olarak değil ‘post modern’ darbe olarak adlandırılmış ve siyasi, idari, hukuki, ekonomik ve toplumsal alanlarda derin izler bırakmıştır.
Türkiye tarihinde gerçekleşen tüm darbeler siyasi ve sosyal alanda Türk Milleti’ne ağır bedeller ödetmiştir. Darbe teşebbüslerini deneyimleyen Türk Milleti, 15 Temmuz 2016 yılında yeni bir darbe girişimiyle yüz yüze gelir. Bu darbe öncekilerden çok farklı kurgulanmıştır, askeri olarak görünmesi için ‘Yurtta Sulh Konseyi’ adında TSK’da yapılanan bir grup hain tarafından tezgahlanan bu darbenin arka planın da askeri bir girişimden çok sözde dini bir cemaat hareketi vardır. Üstelik Türk siyasilerinin ve Türk halkının önemli bir kesiminin inandığı ve güvendiği sözde bir cemaat!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı üzerine; koca bir milletin tek yürek olup Türkiye’nin her yerinde hainlere karşı verilen bir mücadelenin adı yazılır 15 Temmuz 2016 da! Olaylarda 145’i sivil 200'den fazla kişi hayatını kaybeder ve 1500'e yakın kişi yaralanır. 16 Temmuz sabahı düzenlenen siyasi, askeri ve sivil operasyonlar sonucu darbe girişimi bastırılır. Darbeye destek verdiği belirtilen askeri yetkililerle beraber, yargı ve sivil siyaset mensupları dahil 8 bine yakın kişi gözaltına alınır ve halen alınmaya devam etmektedir.
15 Temmuz darbe girişimi; Türkiye Cumhuriyeti siyasi tarihinde gerçekleşen tüm darbelerden farklı olarak, içeriğinde yer alan hainlik ve ihanet temalarının gölgesinde belki de Türk siyasi tarihinin en derin anlamını taşıyan darbe girişimi olmuştur. 15 Temmuz adıyla anılan bu tarihi olay, yüzyıllar boyu yüce Türk Milleti’nin bölünmez bütünlüğünü ve bağımsızlığını bir kez daha tüm dünyada gözler önüne seren bir gece olarak tarihe geçmiştir.
O gece cennet vatanımıza göz koyan hainler bir kez daha ağır bir yenilgi alarak hüsrana uğramış, vatan ve millet bütünlüğü için Türk halkı kendi gücünü bir kez daha ispatlamış, İstiklal Marşımızın hakkını 15 Temmuz gecesi bir kez daha veren Türk milleti; cennet vatan topraklarında hainlere ve sahtekarlara asla göz yumulmayacağını tüm dünyaya bir kez daha duyurmuştur.
‘Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda? Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda! Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.’
15 Temmuz Şehit ve Gazilerine saygıyla…
