ADANA / İHA - İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi üyeleri, Ceyhan M Tipi Kapalı Cezaevi Çocuk Koğuşu'nda, koğuş arkadaşı tarafından tecavüze uğradığı öne sürülen F.O. için İnönü Parkı'nda basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasını okuyan, F.O.'nun avukatı ve aynı zamanda İHD MYK üyesi Tugay Bek, mağdur F.O.'nun şikayetlerine, soruşturma dosyasındaki ifade ve belgelere bakıldığında, olayda cezaevi idaresinin ağır kusuru ve ihmali olduğunu söyledi. F.O.'nun defalarca cezaevi idaresi ile görüşerek koğuşta şiddete uğradığını ifade etmesine rağmen cezaevi idaresinin hiçbir tedbir almadan F.O.'yu şiddet ve istismara maruz kaldığı koğuşta tutmaya devam ettiklerini ileri süren Bek, “Cezaevindeki tutuklu ve hükümlülerin vücut ve ruh sağlığının korunması konusunda tam sorumluluğu bulunan devletin burada ağır kusuru bulunmaktadır. Cumhuriyet Savcılığı, tecavüz suçunun faili olan M.A.'nın yanı sıra, olayda ihmal ve kusuru bulunan cezaevi yöneticileri ve personeli hakkında da soruşturma başlatmalıdır” diye konuştu.
F.O.'nun, olay günü kaldığı koğuş havalandırması ve banyo penceresini gören güvenlik kamerasına işaret yolu ile tecavüze uğradığını anlatmaya çalıştığını ancak bu duruma karşı cezaevi yönetiminin önleyici bir tedbir almadığını söyleyen Tugay Bek, tecavüz olayının ortaya çıkmasından sonra ise F.O.'nun tek başına bir hücreye konulduğunu ve ailesine bilgi verilmediğini ifade etti. Tecavüz sonrasında F.O.'ya cezaevi yönetimi tarafından sosyal ve psikolojik destek de sunulmadığını belirten Bek, tahliye olduktan sonra da devletten herhangi bir destek verilmediğini vurguladı.
İki sene önce Pozantı Cezaevi'nde meydana gelen çocuk istismarı olayını anımsatan Tugay Bek, “Pozantı'da sorumlu kamu görevlileri hakkında herhangi bir cezai müeyyide uygulanmamıştır. İnsan hakkı ihlallerinde sıklıkla olduğu gibi sorumlu kamu görevlileri yine cezasız kalmıştır. Cezaevlerinde bu tipten hak ihlallerinin önüne geçebilmek için cezasızlık kültürüne son verilmeli ve sorumlu kamu görevlileri cezalandırılmalıdır. Cezaevlerinde kamuoyuna yansıyandan daha fazla çocuk şiddete, taciz ve tecavüze maruz kalmaktadır. Zira çocuklar, başlarına gelen bu olayları ailelerine, yargıya ve kamuoyuna taşımaktan çekinmektedir. Çocukların cezaevlerindeki çığlığı, yetkililer ve hükümet tarafından görülmemektedir” ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme uyarınca çocuklarla ilgili verilecek kararlarda çocuğun özgürlüğünün kısıtlanmasına son çare olarak başvurulması gerektiğini belirten Av. Bek, suça karışan çocukların toplumdan izole edilerek cezalandırılması yerine eğitici ve onarıcı bir yaklaşım sergilenerek topluma kazandırılması gerektiğini söyledi.
Çocukların maruz kaldığı hak ihlallerinin hem toplumda hem de çocukların yaşamında telafisi zor, kalıcı izler bıraktığına dikkat çeken Bek, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Hükümet, insan hakları savunucularının bu konudaki taleplerini dikkate alarak bu olayda ihmali ve kusuru bulunan kamu görevlilerini görevden almalı, bu kişilerin yargılanıp cezalandırılmasını sağlamalı ve suçu her ne olursa olsun çocukların tutuklanması uygulamasına son verecek köklü yasal değişiklikler yapmalıdır.”
Basın açıklamasının ardından çocuk istismarına dikkat çeken çeşitli sloganlar atan grup, olaysız dağıldı.
