İHA- Çiftçi, Kastamonu Rotary Kulübü’nün haftalık olağan kulüp toplantısına katıldı. Yargıda son dönemde yaşanan gelişmeleri değerlendiren Avukat Çiftçi, yargı alanında yaşanan gelişmeleri anlattı.
Kastamonu Barosu Başkanı Çiftçi, bu durumun da ortaya çeşitli hukuki ve siyasal sonuçlar çıkardığını belirtti. Büyük Ortadoğu Projesi ile başlayan süreç sonrasında Türkiye’nin de içinde yer aldığı bölgede son derece önemli olayların yaşandığını belirten Çiftçi, ülkenin İran’a uygulanan ambargoyu delmesi ve Çinile silah anlaşması yapmasının ABD ile ilişkilerini sıkıntılı bir duruma getirdiğini ve son günlerdeki gelişmelerin arka planını aslında bu güç savaşının oluşturduğunu kaydetti.
CHP ve MHP’ye yönelik tezgahlanan kaset servislerinin günümüzde AK Parti’ye karşı kullanıldığına dikkat çeken Çiftçi, adaletin bir gün herkese lazım olabileceğinin gözler önüne serildiği bir dönemin yaşandığını belirtti. Baro Başkanı Mehmet Çiftçi, son dönemde yapılan hukuki değişikliklerin insan hak ve hürriyetlerini çok yakından ilgilendirdiğini ifade ederek şunları söyledi:“Bu değişiklik halkın devlete olan güveninde ciddi sıkıntılar doğurabilir.”
Yargı sisteminin geçmişten beri ülkenin bağımsızlığı noktasında sorunlar oluşturduğunu belirten Çiftçi, yargının her dönem farklı kesimlerin egemenliğe altına girdiğini öne sürerek, “Oysa hukukun evrensel kuralları vardır” vurgusunda bulundu. Yapılan HSYK değişikliği sonrasında kuruldaki tüm gücün Adalet Bakanı’nın eline geçtiğini söyleyen Çiftçi, “Gelinen durumda sevelim veya sevmeyelim Avrupa Birliği de derin endişe duyduğunu açıkladı” şeklinde konuştu.
Yapılan bazı değişikliklerin ciddi sorunları beraberinde getireceğine işaret eden Çiftçi, tutuklama kararını sulh ceza hakimi verebilirken, dinleme izni için ağır ceza mahkemesinden üç hakimin oybirliğine gerek duyulmasını anlaşılması güç bir durum olarak niteledi. Adli Kolluk Yönetmeliği’nde yapılan değişikliklere dikkat çeken Çiftçi, operasyon için savcının bulunduğu şehrin mülki idarecisinden izin alması gerektiğini ifade ederek, bunun Türkiye’deki yasama, yürütme ve yargı sistemi arasındaki bağımsızlık durumunu kökten bozduğunu ve yürütmeyi tek yetkili hale getirdiğini söyledi.
