Medoran Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Filiz Ifran, PRP uygulamasında, hastadan alınan küçük miktardaki kanın özel bir tüpe konularak santifrüj işlemine tabi tutulduktan sonra bileşenlerine ayrıştırılması ve elde edilen az miktardaki trombosit yönünden zenginleştirilmiş plazmanın (PRP), yine aynı kişinin tedavi edilecek bölgesine enjeksiyon yoluyla geri verilmesi işlemi olduğunu belirtti. Ifran, bu yöntemin, eklem kireçlenmeleri (kalça, diz, omuz), omuz ağrıları (Rototar manşon yaralanmaları), tenisçi dirseği, golfçü dirseği, topuk dikeni, menisküs yırtıkları, tendinitler, sporcularda tekrarlayan stres kırıkları ve bağ zorlanmalarında etkili olduğunu söyledi.
Ifran, "PRP’de temel felsefenin vücudun kendi hücrelerini iyileştirme mekanizmasını kullanarak iyileşmeyi sağlamaktır. PRP de yüksek oranda ve sayıda trombosit ve beraberinde büyüme ve iyileştirme faktörü bulunur. Büyüme faktörleri hasarlı dokuları iyileştirir ve yeniler. Ayrıca sessiz lokal kök hücreleri aktive eder. Bu büyüme faktörleri hasarlı olan bağı, tendon, kas, yumuşak doku veya hasarlı kıkırdak, menisküsün bulunduğu eklem içine verildiğinde doğal ve hızlı bir iyileşme ile onarma başlamaktadır. Genellikle 2-3 hafta arayla 6 aylık dönem içinde 3 enjeksiyona kadar yapılabilir. İlk enjeksiyondan sonra bile iyileşme görülebilir ve zamanla artarak devam eder. Uygulamadan sonra yapılan bölgede yanma ve enjeksiyon ağrısı olabilir ve olursa parasetamol grubu ağrı kesici ve buz uygulamasından faydalanılabilir. Ağrı kısa sürede geçer ve herhangi bir zararı yoktur. PRP sonrası mutlaka Fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulamalarıyla tedavi desteklenmelidir. PRP’de hastanın kendi kanı kullanıldığı için doğal bir yöntemdir enfeksiyon riski yoktur, alerjik reaksiyon ihtimali oldukça düşüktür" dedi.
