• Genel

Gidişinin 80. yılında seni hala arıyoruz

10 Kasım... Ebedi başkomutan, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün aramızdan ayrılışının 80. yılı... Miras bıraktığın bu Cumhuriyet'in ortakları olarak, seni daima anmaya ve yolundan yürümeye devam edeceğiz.
Gidişinin 80. yılında seni hala arıyoruz
GünMedya ailesi olarak; Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü vefatının 80. yıl dönümünde saygı, rahmet, minnet ve özlemle anıyoruz.

10 Kasım Atatürk'ü Anma Günü, 10 Kasım 1938 günü saat 09.05'te yaşamını yitiren, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk anısına her yıl tutulan ulusal yastır.

10 Kasım gününü kapsayan Atatürk Haftası ise Atatürk'ün yurt genelinde anıldığı, ilke ve devrimlerinin anlatıldığı, radyo ve televizyonda konuşmalarının kendi sesinden yayımlandığı, Atatürk'le ilgili filmlerin gösterildiği; 10-16 Kasım tarihleri arasına karşılık gelen haftaya denir.

10 Kasım günleri saat 09.05'te çalan siren sesleriyle birlikte Türkiye genelinde 2 dakika süreyle Atatürk anısına saygı duruşuna geçilmektedir.

Ardından Türkiye Büyük Millet Meclisi binası önündeki bayraklar hariç, Türkiye'deki tüm resmi binalarda ve ülkenin dış temsilciliklerde bayraklar, yas göstergesi olarak yarıya indirilir.

Anıtkabir'de bulunan bayraklar diğer günlerde hiçbir sebeple yarıya indirilmez. Bayrağın sürekli çekili bulunmadığı yerlerde, bayrak önce göndere çekilir; daha sonra da yarıya indirilir.

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN ÖLÜMÜ

Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümü, sağlığı 1937 yılından itibaren bozulmaya başlayan Atatürk'ün bir yıl süren hastalığı sonrasında 10 Kasım 1938'de ölümü.



HASTALIĞI

Mustafa Kemal Atatürk, 1938 başlarında iştahsızlık ve halsizlik hissetmeye başladı. Vücudunun çeşitli yerlerinde kaşıntılar meydana geliyor ve burun kanamaları güçlükle önleniyordu. Bu kaşıntıların Çankaya Köşkü'ndeki karıncalardan meydana geldiği öne sürüldü ve köşk ilaçlamaya alındı. Atatürk de özel bir kür tedavisi için Yalova Termal'e gönderildi. Termal Otel'de, 22 Ocak 1938 günü Atatürk'ü muayene eden Dr. Nihat Reşat Belger, karaciğer rahatsızlığından kuşkulandı ve Atatürk'e siroz teşhisi koydu. Doktor Belger'in mutlak surette perhiz yapmasını tavsiye ettiği Atatürk, Termal Otel'deki tedavisine bir süre daha devam etti, ancak doktorların bütün itirazlarına rağmen 1 Şubat 1938'de tedaviyi yarıda bırakarak Bursa'ya hareket etti.

FRANSA'DAN DOKTOR GETİRTİLMESİ

Atatürk'ün sağlık durumunun ciddiyet göstermesi hükümeti de telaşlandırdı ve Başbakan Celâl Bayar, Avrupa'dan iki hekim getirilmesini önerdi. Atatürk o günlerdeki Hatay Sorunu yüzünden hastalığının dışarıda duyulmasının iyi olmayacağını düşündüğünü belirterek bunu reddetti ancak Türk doktorların kapsamlı bir muayene yapmasını kabul etti. 6 Mart 1938 günü beş doktor Çankaya Köşkü'nde Atatürk'e bir konsültasyon yaptılar ve siroz hastalığı teşhisini yinelediler. Atatürk'ün kesinlikle alkol almaması gerektiğini söyleyerek yoğun çalışma temposunu da biraz düşürmesini istediler. Atatürk bu önerilere olumlu yanıt verdi. Bu muayeneden bir süre sonra Başbakan Celâl Bayar'ın tavsiyesi üzerine Paris Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. Noel Fissenger Ankara'ya davet edildi. Fissenger Atatürk'ü muayene etti ve diğer doktorların teşhis ve tavsiyeleriyle örtüşen bir tanı-tedavi ortaya koydu. İlk teşhisten sonra Fissinger Atatürk'e "Efendim, büyük savaşlar kazanmış olabilirsiniz ancak bu olayda vaka sizsiniz ve ben de sizin komutanınızım, lütfen bu hususu unutmayınız" telkininde bulunmuştu. Fransız doktorun sözleri, tavsiyeleri ve tavırlarından memnun kalan Atatürk doktorun tavsiyelerini ciddi şekilde uygulamıştır.

SON KEZ ANKARALILARIN KARŞISINA ÇIKIŞI

Atatürk'ün rahatsızlığı ve özellikle Avrupa'dan doktor getirtilmesi, dünyada geniş yankı buldu. Ölmek üzere olduğu ve siyasi mirasını kime bırakacağı yönündeki haberler üzerine Atatürk tüm dünyaya sağlıklı olduğunu göstermek isteyerek 19 Mayıs 1938 günü (Samsun'a çıkışının 19. yıldönümünde) Ankara Stadyumu'nda halkın karşısına çıktı. Bu, Ankaralıların karşısına son kez çıkışı oldu. Kutlamalar çok parlak geçti, o günün anısına Ankara Stadyumu'nun adı 19 Mayıs Stadyumu olarak değiştirildi.



HATAY GEZİSİ VE İSTANBUL'A GEÇİŞ

Atatürk aynı gün törenden sonra, Hatay Sorunu ile ilgili olarak Mersin'e hareket etti ve daha sonra Adana'ya geçti. Yapılan askeri geçit törenleri ile ordunun başında olduğunu gösterdi. Bu törenler işe yaradı, dış basında çıkan hastalık ve "ölüyor" tarzı haberler kesildi. Ancak bu seyahat Atatürk'ün hastalığını iyiden iyiye artırmıştı. Atatürk 26 Mayıs 1938 günü son defa Ankara'dan ayrıldı, İstanbul'a hareket etti.



VASİYETİ

5 Eylül 1938 günü Atatürk vasiyetini yazdı ve bütün malvarlığını belirli şartlarla, genel başkanı olduğu Cumhuriyet Halk Partisi'ne bıraktı. Kız kardeşine, manevi çocuklarına ve İsmet İnönü'nün çocuklarına para yardımı yapılmasını belirtti. Ayrıca Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu'na da belirli miktarlarda yardım yapılmasını istedi.

6 Eylül 1938'de Fransız doktor Fissenger üçüncü defa İstanbul'a geldi. Atatürk'ün karnında biriken su iyice artmıştı. O gün Atatürk'ün karnından tam altı litre su alındı. Fakat buna karşılık Atatürk'ü daha da rahatlatmak için on iki litre su alındığı söylendi. 18 Eylül 1938'de Başbakan Celâl Bayar, Dolmabahçe Sarayı'na geldi ve dört yıllık ekonomik plan dosyasını sundu. Atatürk, ülke ekonomisi için çok önem taşıyan projelerin gerçekleştirilmesi için Türkiye'nin önünde en fazla üç yıl olduğunu, bir dünya savaşı çıkacağını ve bir an önce bu projelerin hayata geçirilmesini istedi.



KOMAYA GİRMESİ

Hastalık giderek ilerliyordu ve Atatürk'ün karnında yeniden su toplanmıştı. Ekim ayında yeniden su alma işlemi yapıldı. İşlemin ardından 16 Ekim 1938 günü öğleden sonra Atatürk ağır bir komaya girdi. Hükümet, ulusu Atatürk'ün sağlık durumundan haberdar etmek amacıyla 17 Ekim 1938'den itibaren Anadolu Ajansı aracılığı ile resmi tebliğler yayınlamaya başladı. Atatürk girdiği komadan 21 Ekim günü çıktı. Çok istemesine rağmen sağlık durumu elvermediği için 29 Ekim 1938 günü Ankara'da cumhuriyetin on beşinci yıldönümü kutlamalarına katılamadı. Bayram nedeniyle Ankara'da düzenlenen törenlerde Türk Ordusu'na hitaben yazdığı bayram konuşmasını Başbakan Celâl Bayar okudu. 29 Ekim akşamı Ankara'dan dönen Kuleli Askerî Lisesi öğrencileri Dolmabahçe Sarayı önünden geçerken sevgi gösterilerinde bulundular. Atatürk'ün TBMM beşinci dönem dördüncü yasama yılını açış konuşmasını da 1 Kasım 1938'de Başbakan Celâl Bayar okudu.



ÖLÜMÜ

Cumhurbaşkanı Genel Sekreteri Hasan Rıza Soyak:
”Saat 18.00’den sonra yanından ayrılıp, günlük işlerimle meşgul olmak üzere büroma inmiştim; çok geçmeden fenalaştığını telefonla bildirdiler (saat 18.55). Telaşla hususî daireye koştum; yatak odasının iç içe olan iki kapısı arasındaki boşlukta Ali Kılıç duruyordu. Odaya girdiğim zaman Atatürk’ü şu vaziyette gördüm: Yatağın ortasında, iki elini yanlarına dayamış, oturuyor ve mütemadiyen öğürerek: “Allah kahretsin” diye söyleniyordu; ara sıra da hizmetçilerin tuttukları tasa koyu kahverengi bir mayi (pıhtılaşmış kan) çıkarıyordu.

Nöbetçi Doktor Abrevaya ile o sırada yetişen Prof. Dr. Neşet Ömer İrdelp kendisine yine bir taraftan bazı ilaçlar enjekte etmeye, bir taraftan da buz parçaları yutturmaya başladılar; bir aralık sağında bulunan tuvalet masası üzerindeki saate baktı; her halde iyi göremiyordu ki bana sordu:

“Saat kaç?..”

Cevap verdim: “7.00 Efendim.”

Aynı suali bir iki defa daha tekrar etti, aynı cevabı verdim. Biraz sükûnet bulunca yatağa yatırdık; başucuna sokuldum:

“Biraz rahat ettiniz değil mi efendim?..” diye sordum.

“Evet!..” dedi.

Arkamdan Neşet Ömer İrdelp yanaşıp rica etti: “Dilinizi çıkarır mısınız efendim?..”

Dilini ancak yarısına kadar çıkardı; Dr. İrdelp tekrar seslendi: “Lütfen biraz daha uzatınız!..” Nafile!.. Artık söyleneni anlayamıyordu; dilini uzatacağı yerde tekrar tamamen çekti, başını biraz sağa çevirerek Dr. İrdelp’e dikkatle baktı ve "Aleykümselam" dedi; son sözü bu oldu ve ikinci ponksiyondan tam 30 saat sonra komaya girdi.”

9 Kasım günü ve gecesi bu ağır koma devam etti. Atatürk, 10 Kasım 1938 Perşembe sabahı saat 9'u 5 geçe, İstanbul Dolmabahçe Sarayı'nda hayatını kaybetti.

Atatürk'ün ölümünün ertesi günü toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi, Atatürk'ün silah arkadaşı ve 1937'ye kadar başbakanı olan Cumhuriyet Halk Partisi Malatya milletvekili İsmet İnönü'yü 348 milletvekilinin oy birliği ile Türkiye Cumhuriyeti'nin ikinci cumhurbaşkanlığına seçti.



CENAZE TÖRENİ

Atatürk'ün naaşı 16 Kasım 1938 günü Dolmabahçe Sarayı tören salonunda katafalka konuldu. Cenaze namazı 19 Kasım 1938 günü Dolmabahçe Sarayı'nda kıldırıldı. Cenaze aynı gün Yavuz Zırhlısı ile İzmit'e oradan da aynı günün akşamı 20.30'da Ankara'ya götürüldü. Ertesi gün (20 Kasım 1938) Ankara'da başta Cumhurbaşkanı İsmet İnönü olmak üzere devlet erkanı tarafından karşılanan cenaze TBMM önünde hazırlanan katafalka konuldu. 21 Kasım 1938 günü yabancı devletlerden gelenlerin de katıldığı bir cenaze töreni ile Ankara Etnografya Müzesi'ndeki geçici kabrine (katafalka) konuldu ve orada 4 ay katafalkta kaldı. Aynı günün akşamı Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Atatürk üzerine bir radyo konuşması yaptı. (21 Kasım 1938) Atatürk'ün naaşı Etnografya Müzesi'nde 4 ay katafalkta kaldıktan sonra, 31 Mart 1939'da defnedildi.



ANITKABİR'E NAKLİ

Anıtkabir'deki mozole

Ana madde: Anıtkabir
Atatürk'ün anıt mezarı Anıtkabir'in yapımına 9 Ekim 1944 yılında başlandı ve 1 Eylül 1953 yılında tamamlandı. Ölümünden 15 yıl sonra 10 Kasım 1953'te Atatürk'ün cenazesi Ankara Etnografya Müzesi'nden alınarak Dönemin Cumhurbaşkanı Celâl Bayar'ın katıldığı bir törenle Anıtkabir'e getirildi. Orada konuşmasını yaptıktan sonra Mehmetçiklerin elleriyle ebedi istirahatgâhına indirildi.



RESMÎ TÖRENLER

ANITKABİR'DE DÜZENLENEN TÖRENLER

Başkent Ankara'daki törenler Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Başbakan, Meclis'te grubu bulunan siyasi partilerin genel başkanları, Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları ve diğer devlet erkânın katılımıyla Anıtkabir'de gerçekleştirilir. Tören, Aslanlı Yol'da yürüyüşle başlar. Yürüyüşün ardından Cumhurbaşkanı, Atatürk'ün mozolesine çelenk koyar. Saat 09.05'te devlet erkânı iki dakikalık saygı duruşunda bulunur ve İstiklâl Marşı okunur. Törenin ardından Anıtkabir Özel Defteri imzalanır.



DOLMABAHÇE SARAYI'NDA DÜZENLENEN TÖRENLER

İstanbul'da, resmî ve askerî erkân ile sivil toplum örgütlerinin, öğrencilerin ve halkın katıldığı Atatürk'ü anma törenleri bazı yıllar Atatürk'ün vefat ettiği İstanbul'un Beşiktaş ilçesinde bulunan Dolmabahçe Sarayı'nın 71 numaralı odasında düzenlenir.

Törenin, valilikçe Taksim Meydanı'ndaki Cumhuriyet Anıtı'nda düzenlendiği yıllarda bile Dolmabahçe Sarayı'nda halkın katılımıyla Atatürk'ü anma töreni yapılır. Saat 09.05'te başlayan siren sesi eşliğindeki iki dakikalık saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı okunur. Törenden sonra Saray ziyaretçilere açılır.



OKULLARDA DÜZENLENEN BAYRAK TÖRENLERİ

Okullarda düzenlenen bayrak törenleri, bayrağı yarıya indirecek öğrenci ile gönderin sağında ve solunda bayrağa dönük olarak duran iki diğer öğrencinin, "hazır ol"da bayrağı selamlamasıyla başlar. Saat 09.05'te gelen siren veya boru sesi eşliğinde meşaleler yakılır ve katılımcılar iki dakikalık saygı duruşunda bulunur. 10 Kasım haricindeki saygı duruşlarında bu süre bir dakikadır. Saygı duruşunun ardından gönderde çekili duran bayrak, İstiklal Marşı eşliğinde ağır ağır yarıya indirilir. Marşın bitimi ve görevli öğretmenin "rahat" komutu ile bayrak töreni tamamlanır. Tören boyunca Atatürk Büstü'nün sağ ve sol yanında biri kız, diğeri erkek iki öğrenci tarafından saygı nöbeti tutulur. Yarıya indirilen bayrak, ders günün sonunda yeniden tören yapılması gerekiyorsa tekrar tepeye çekilmez. Yeni tören seyyar direkli bir bayrakla yapılır. Bayrak, gün batımında görevli kişi tarafından törensiz olarak tepeye çekilir.

MÜLKİ İDARELERİN DÜZENLEDİĞİ TÖRENLER

Pek çok il ve ilçede kaymakamlık ve valilik tarafından düzenlenen Atatürk'ü anma törenleri kapsamında, kamu görevlileri ve yerel halkın katılımıyla Atatürk anıtına çelenk bırakılır. Saat 09.05'te gelen siren sesiyle iki dakikalık saygı duruşunda bulunulur. Ardından İstiklal Marşı eşliğinde bayraklar yarıya indirilir. Törenden sonra sıkılıkla bölgede bulunan okul veya kültür merkezi gibi yerlerde günün anlam ve önemine uygun konuşmalar yapılır ve Atatürk ile ilgili sergi açılışları, oratoryolar, şiir ve müzik dinletileri gibi etkinlikler düzenlenir.

DİĞER RESMÎ TÖRENLER

Pek çok büyük devlet kurumu ve üniversite de kendi Atatürk'ü anma törenlerini düzenler. Kurumda çalışanların katıldığı bu törenlerde, Atatürk büstüne çelenk konulur; iki dakikalık saygı duruşunda bulunulur ve İstiklal Marşı eşliğinde bayraklar yarıya indirilir. Törenin ardından, günün anlam ve önemini vurgulayıcı konuşmalar ve sunumlar yapılır; sergi, dinleti gibi etkinlikler düzenlenir.



HALKIN KATILIMI

Her yıl 10 Kasım günü saat 09.05'te sirenlerin çalmasıyla birlikte ülke genelinde pek çok kişi, o sırada törende olmasa bile, bulundukları noktada saygı duruşuna geçmektedir. O anda trafikte olan insanlar arabalarından inerek saygı duruşuna katılmakta ya da korna çalarak sirene eşlik etmektedir. Devlet kurumlarının düzenlediği anma törenlerinin yanı sıra sivil toplum örgütleri de tören, gösteri veya yürüyüş gibi etkinlikler düzenlemekte ya da resmî kurumların düzenledikleri etkinliklere katılmaktadırlar. Dolmabahçe Sarayı'nda Atatürk'ün hayatını kaybettiği odada düzenlenen anma törenine katılmak isteyenler uzun kuyruklar oluşturmakta, törenin ardından Atatürk'ün yatağına karanfiller bırakıp Saray'ı ziyaret etmektedir.

Ayrıca Türkiye'nin pek çok yerinden yüz binlerce insan, her yıl Atatürk'ü mezarı başında anmak için Anıtkabir'i ziyaret etmektedir. Genelkurmay Başkanlığı'nın açıkladığı verilere göre 2013 yılında yani Atatürk'ün ölümünün 75. yıldönümünde bu sayı 1 milyon 89 bin 615'e ulaşmıştır. 2014 yılındaki ziyaretçi sayısınınsa 850 bin kişi civarında olduğu tahmin edilmektedir.

10 KASIM MESAJLARI

Her 10 Kasım'da olduğu gibi bu 10 Kasım'da da Atatürk'e olan bağlılığımızı ve sevgimizi ortak düşünce ve duygularla bir kez daha dile getiriyor, büyük önderimizi özlemle anıyoruz.

Türk Milletinin her bir ferdi Atatürk'ün getirdiği ilke ve devrimlerin gönüllü ve azimli birer koruyucusu olmaktan büyük bir onur duymaktadır.

Boğazımızda kocaman bir düğüm olur her On Kasım'da. Geçen her yıl seni daha da çok aratır oldu. Sen bize bu cennet vatanı bıraktın Allah da seni cennet yurtlarında barındırsın.

Dünyanın ender yetiştirdiği eşsiz bir komutan ve dahi bir yönetici olan büyük Atatürk'ün dünya milletlerine bıraktığı bağımsızlık ve eşitlik düşüncesi, sonsuza değin takdirle tatbik edilecektir.

Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, vatanı ve milleti adına yaptığı büyük işler için şükranla anıyor, manevi huzurunda saygıyla eğiliyorum. Ruhu şad olsun.

Bütün dünya 10 Kasım'da biz Almanların da dostluk ve saygı ile bağlı olduğumuz bir insanın hayatını ve eserlerini takdirle anmaktadır. Atatürk, daima Türkiye ile Avrupa arasında sıkı bağlar kurmaya çalışmıştır.

Bilir misiniz çocuklar? Her 10 Kasım gelince, siyah bir bulut gelir, Anıtkabir üstüne. Bilir misiniz çocuklar? Her 10 Kasım gelince, siyah çiçekler açar, Çankaya tepelerinde. Bilir misiniz çocuklar? Her 10 Kasım gelince, siyah güvercinler uçar, Ankara'nın üzerinde. Bilir misiniz çocuklar? Her 10 Kasım gelince, gökyüzü siyah olur, ülkenin her yerinde.

Önümüz 10 Kasım yüreklerdeki özlem her geçen gün biraz daha artıyor. Gözler yaşlı kalpler üzgün düşünceler dalgın.. Özledik Atam özledik Sen merak etme izindeyiz! Sen ölmedin yüreğimizde yaşıyorsun! Saygıyla ve rahmetle anıyoruz. 1881-193∞

Mustafa kemal bir temeldir. Bir yöndür. Yapılmış, her şeyi bitmiş bir bina değildir. Onu ancak devam ettirerek, sürdürerek sevebiliriz. Kendisine yeni şeyler, yeni değerler ekleyerek sevebiliriz. Yalnız yüreğimizle değil, aklımızla da sevelim. Mustafa Kemal en büyük zaferini o zaman kazanmış olacak.

Bir ülkenin onur ve haysiyetini koruyarak, çağdaş ve örnek bir cumhuriyet haline getirilebileceğini bütün dünyaya gösteren ve bunu tarihe altın harflerle yazdıran büyük Atatürk! Sen milletinin gönlünde ebedi yaşayacaksın.
Yorum Yazın
deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bahis siteleri