Fatma Güler -
Kullanılan kozmetik ürünlerde buna keza; aynı etkiyi yaratan özellikteler.
Özellikle şampuanlar bu açıdan oldukça sağlıksız. Nerde o eski günler dememek elde değil! Eskiler doğal zeytinyağlı sabunlar ve kil kullanırlarmış temizlik için. Şimdiyse sayısızca temizlik ürünü kimyasallarını gözümüze sokarak bize yediriyor. Kimyasal ürünlerin sayısını öğrendiğimde dilim uçukladı; tam 65 milyon kimyasal içerikli ürün hayatımızın içerisinde yer alıyor.
Kozmetik ve endüstri sanayinde kullanılan florokarbongazı ile ozon tabakası da delinerek çok büyük zarar oluşturmaktadır. Ayrıca kimya sanayinde kullanılan asbest lifleri ile çalışan insanlarda kanser riski artış yaşamaktadır. Bunun yanında kimyasal maddeler ne kadar çok hayatımızda yer alırsa o kadar fazla sağlık sorunları ve çevre zararları artmaktadır.
Kullanılan kimyasal içerikli deterjanların kullanılması ile içme sularına, kanalizasyona karışması ve buradan denizlere, nehirlere ve göllere akması sonucunda birçok canlı da ayrıca zarar görmektedir. Ekosistemin bozulmasına ve canlıların yok olarak neslinin dahi tükenmesine yol açmaktadır. İçme sularına dahi karışan atık kimyasalların etkisiyle insan sağlığı da ayrıca etkilenmektedir.
Bir çamaşır makinesinde yıkanan çamaşırlarda bulunan kimyasal maddeleri arındırmak için 8 ton su kullanılması, bulaşık makinesindeki bulaşıklar için 6 ton su ve vücut jeli ile banyo yaparken de 2 ton su kullanmak gerekli.
Ne kadar olağanüstü bir durum her gün aldığımız kimyasallar sayesinde hayatımızın her anı kimyasal tüketerek geçiyor. Renkli olarak üretilen sıvı sabunlarda %85 oranında iç yağ bulunması ellerimizin temizlenmesini değil yağlanmasını sağlıyor.
Yapılan araştırmaların sonucunda ev deterjanlarında bulunan fosfatlar sayesinde denizlerde yosunların artışı giderek sıklaşırken, bu durum yaşayan canlıların da hayatını her geçen gün daha fazla kaybetmesine yol açmaktadır.
