TİC Holding Header
  • USD 32.318
  • EUR 35.121
  • Altın 2292.771
  • BIST 100 8880.09
  • Kıbrıs

KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı: 'Şehitlerimiz, Kıbrıs Türk halkı ilelebet var olsun diye canlarını verdi'

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı'nın 46. yıl dönümü töreninde konuşan KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, 'Şehitlerimiz, Kıbrıs Türk halkı ilelebet var olsun diye canlarını verdi'.
KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı: 'Şehitlerimiz, Kıbrıs Türk halkı ilelebet var olsun diye canlarını verdi'
AJANSLAR - Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı'nın 46. yıl dönümü kapsamında Lefkoşa’da Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’nda geçit töreni düzenlendi. Törene Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Teberrüken Uluçay, KKTC Başbakanı Ersin Tatar, Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Sezai Öztürk, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral Altan Er, 28. Tümen Komutanı Tuğgeneral Taner Uysal, 39. Tümen Komutanı Tuğgeneral Nihat Ergün, KKTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, bazı bakan ve milletvekilleri, askeri erkan ve kurum, kuruluş, dernek temsilcileri katıldı. Çelenklerin anıta sunulmasıyla başlayan tören, saygı duruşu, İstiklal Marşı eşliğinde bayrakların göndere çekilmesi ile devam etti.

Konuşmasına Kıbrıs tarihinin önemli bir dönüm noktasının 46. yılında halkı sevgi ve saygıyla selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Akıncı, 46 yıl önce bugün Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kıbrıslı Türk Mücahitlerle birlikte gerçekleştirdikleri askeri harekatın Enosis’i engellediğini ve ilk kez iki kesimli, eşitlik ve güvenlik içinde yaşanabilecek yeni bir altyapının temellerini attığını ifade etti. 20 Temmuz 1974’te yaşananları değerlendirirken o günün konjonktürünü ve 5 gün öncesinde 15 Temmuz’da yaşananları görmezden gelmenin mümkün olmadığını kaydeden Akıncı, 15 Temmuz'da Yunanistan’da işbaşında bulunan Faşist Albaylar Cuntası'nın, Kıbrıs’taki iş birlikçileriyle birlikte düzenledikleri darbeyle önce Rum toplumunu tahakküm altına almayı, ardından da Kıbrıslı Türkleri saf dışı bırakarak, adayı Yunanistan’a bağlamayı hedeflediklerini belirtti.

"Askeri harekat, adamızın Enosis ile Yunanistan'a bağlanmasını engellemiştir"
KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, "20 Temmuz’da, Birleşik Krallık hükümetinin kabul etmemiş olması nedeniyle Türkiye’nin tek başına gerçekleştirmek zorunda kaldığı askeri harekat, adamızın Enosis ile Yunanistan’a bağlanmasını engellemiştir" dedi. Harekatın açıklanmış amacının, Kıbrıs Türk halkının güvenliğinin yanı sıra Kıbrıs’ın bağımsızlığının korunmasını da içerdiğini, Kıbrıs’ta yıkılmış bulunan uluslararası anlaşmalarla kurulmuş anayasal düzenin yeniden ihya edilmesini öngördüğünü dile getirdi.

"Bizden kaynaklanmayan nedenlerle sonuca ulaşılamadı"
Akıncı, "Kuşkusuz, oluşan yeni koşulları da dikkate alarak yeni düzenleme, en akılcı ve tüm tarafların yararına olacak şekilde iki kesimli, siyasi eşitlik zemininde bir federal yapılanma olabilirdi. Nitekim yıllarca bunun için uğraş verildi. Yakın tarihimizde çözüme çok yaklaşıldığı zamanlarımız da oldu. Ancak bizden kaynaklanmayan nedenlerle sonuca ulaşılamadı. 2004 referandumunda Rum tarafının ret oyu Annan Planı’nı engellemiş, 2017’de ise Crans Montana’da sergilenen maksimalist tavırlar nedeniyle bir sonuç alınamamıştır" dedi.

"Çözümsüzlük bizi daha iyi bir noktaya götürmüyor, yeni sorunlar birikiyor"
KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı son üç yılın müzakeresiz geçtiğine işaret ederek, "Ne var ki her zaman söylediğim gibi, sorunun olduğu yerde çözüm arayışlarının da süreceği bilinen bir gerçektir. Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğü bizi daha iyi bir noktaya götürmüyor, sorunun çözümsüz kalması başka yeni sorunların da birikmesini gündeme getiriyor" ifadelerini kullandı. Akıncı, tüm tarafların meşru hak ve menfaatlerini gözetecek bir çözüm için uğraşmaya, irade ve kararlılık sergilemeye devam etmek zorunda olduklarını ifade etti.

Akıncı, "Sadece Kıbrıs Türk halkı olarak bizler değil, başta Kıbrıs Rum tarafı olmak üzere tüm ilgili taraflar Kıbrıs’ta barış, huzur ve istikrar için yardımcı olmalıdır. Bunun olmadığı yerde adamızın bölünmüşlüğünün daha da pekişeceği aşikardır. Akıp gitmekte olan zamanın buna hizmet ettiğini, yine başta Rum tarafı olmak üzere Kıbrıs’ta çözüm istediğini söyleyen herkesin görmesi gerekmektedir" diye konuştu.

"En pahalı silahları üreten ülkeler bile çaresiz kaldı"
Cumhurbaşkanı Akıncı, yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınına da değinerek Kıbrıs'ın her iki tarafında durum bugün itibarıyla kontrol altında görünmekle birlikte uzmanların ortak uyarısıyla tedbiri elden bırakmamak gerektiğini vurguladı. Akıncı, Covid-19'un insanlığın ilk kez tanıştığı bir virüs olduğu için salgına karşı bir yandan mücadele edilirken bir yandan da yeni şeyler öğrenildiğine işaret etti. Akıncı, "Her yönüyle zor bir uğraş sürdürülüyor, ancak en genel anlamda bu salgının bize öğrettikleri arasında daha iyi bir dünya ve daha güzel bir gelecek hedefini gerçekleştirebilmek açısından öncelik verilmesi gereken temel ilkeler de vardır. Dünyanın en pahalı, en sofistike silahlarını üreten ülkelerin bile gözle görülmeyen küçücük bir virüs karşısında ne kadar çaresiz kaldıklarını hep birlikte gözlemledik" dedi.

Salgınla mücadele için Türkiye'ye teşekkür
"İnsanlığın kaynaklarını daha çok silahlanma yerine, bilime, eğitime ve araştırmaya ayırmasının ne kadar önemli olduğunu yeniden anımsadık" diyen Akıncı, "Bu dönemde bireycilik, bencillik yerine toplumsal dayanışmanın, toplumlar arası yardımlaşmanın, ülkeler arası iş birliğinin büyük değerini yeniden keşfettik. Bu çerçevede Türkiye Cumhuriyeti’nin sadece Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne değil, dünya üzerinde birçok ülkeye yaptığı cömert tıbbi yardımlardan söz etmeden geçmek mümkün değildir. Bu vesileyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne Kıbrıs Türk halkı adına teşekkürü borç bilirim" dedi.

"46 yıl sonra gerçek mezarına kavuştu"
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı kayıp şehitlerle ilgili çalışmalara da değindiği konuşmasında, geçtiğimiz cuma günü Tekke Bahçesi Şehitliği’nde 20 Temmuz 1974 şehitlerinden Selim Mustafa Mavili'nin 46 yıl sonra gerçek mezarına kavuştuğunu, yıllarca adının yazılı olduğu ama gerçekte boş olan mezarına defnedildiğini hatırlattı. Akıncı, "Kederli aile yakınlarının acısı sanki şehadet o gün gerçekleşmişçesine taptazeydi. Bu duyguyu anlarız elbette ama istesek de onlar gibi hissedemeyiz"şeklinde konuştu. Akıncı, Tekke Bahçesi'ndeki kazılar ve sonuçlarına yönelik, "1974 Temmuzunun koşullarında toplu gömüldüklerini sonradan anladığımız, 20 Temmuz’un ilk şehidi Ecvet Yusuf, Şehit Ali Arabacı, Şehit Ali Kırma, Şehit Kadri Mehmet, Şehit Yücel Ahmet Dereli ve Şehit Selim Mustafa Mavili artık isimlerine düzenlenmiş mezarlarında ebedi istirahatgahlarında bulunuyorlar. Aynı şekilde 24 şehidimiz daha Tekke Bahçesi kazılarında kimliklendirilip ebedi istirahatgahlarına defnedilmişlerdir" dedi.

"Bana manevi huzur verdi"
Akıncı, "Cumhurbaşkanlığı olarak aldığımız inisiyatif ve bize bağlı olarak çalışan Kayıp Şahıslar Komitesi’nin Kıbrıslı Türk kanadının gayretleri ile 1963 yılından beri aranan Küçük Kaymaklı Şehidimiz Hüseyin Ruso’nun Tekke Bahçesi Şehitliği’nde bulunması ve aynı şekilde 1974’ten beri aradığımız Şehit İbrahim Latif’in Ortaköy Şehitliği’ndeki kazılarla bulunmuş olması, bu son dönemde Cumhurbaşkanı olarak bana büyük bir manevi huzur vermiştir" ifadelerini kullandı. Akıncı, "Yıllardır sevdiklerinin hiç olmazsa kalıntılarına ulaşabilmek adına çırpınan kederli şehit ailelerimizin bir nebze olsun teselli bulabilmeleri için uğraş veren ve bu sonuca ulaşmamıza yardımcı olan çalışanlarımıza ve diğer tüm emek verenlere böylesi bir günde teşekkür etmeyi, yaptıklarının ne kadar değerli olduğunun altını çizmeyi görev biliyorum" dedi.

"Nice şehitlerimiz bu adada Kıbrıs Türk halkı ilelebet var olsun diye canlarını verdiler"
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı konuşmasında şehitlerle ilgili, "Adını verdiğimiz ve veremediğimiz daha nice şehitlerimiz bu adada Kıbrıs Türk halkı ilelebet var olsun diye canlarını verdiler. Bu topraklarda Kıbrıslı Türkler olarak bir azınlık olmayalım, kendi özgür ve özgün kimliğimiz ile başı dik onurlu insanla olarak yaşayabilelim diye fedakarlıkların en büyüğünü yaptılar" ifadelerini kullandı.

"Bu güzel ada her iki topluma da yeter"
Şehitlerin Atatürk ilkelerini içselleştirmiş, demokratik, laik bir yapıda ve uluslararası hukukun içinde, sosyal adaletin hüküm sürdüğü, kendi kendine yeten, kendi kendini yöneten, irade sahibi bir toplum olarak yaşayabilmeleri için can verdiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Akıncı, böylesi bir toplumsal yapıyı kurmanın sadece gelecek kuşaklara karşı değil aynı zamanda gencecik yaşta yaşamını feda eden şehitlere karşı da borçları olduğuna dikkat çekti. Akıncı, "Savaşların acıları büyüktür, bunu en çok da yaşayanlar bilir. Bu nedenle adamızda, bölgemizde ve dünyamızda barış ve huzur içinde yeni bir gelecek inşası için her birimizin üzerimize düşeni yapması gerekiyor. Bu güzel ada her iki topluma da yeter" diye konuştu.

"Kaynaklar, birbirini tüketmek için değil, birlikte üretmek ve adil bölüşüm için"
Bölgedeki kaynaklar adil ölçüler içerisinde ve paylaşımcı bir anlayışla ele alınırsa, bölge barışına ve istikrarına katkıda bulunacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Akıncı, "İnsanlık kaynaklarını, birbirini tüketmek için değil, birlikte üretmek ve adil bölüşmek için kullanırsa bundan herkes kazançlı çıkar. Bunları yaşama geçirmek çok zor biliyorum. Ancak, iyi bir yola koyulmak için hiçbir zaman geç değildir" dedi. Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta Barış, Dünyada Barış” ilkesinin yollarını aydınlatmaya devam edeceğini vurgulayan Akıncı, halkın Barış ve Özgürlük Bayramı’nı kutladı, bu uğurda canlarını veren aziz şehitleri ve gazileri saygıyla andı.
Yorum Yazın