Balık tutmak, hobilerin en güzellerinden birisidir. Yorgunluğunuzdan ve stresten kurtarır. Lakin balıkçılıkta da birçok farklı balıkçılık çeşidi vardır. Çapariciler; hazır takımlarla, bölgesine göre farklı kurşunlarla, denizde istavrit, kolyoz, uskumru, çinekop, sarıkanat ararken, yemliciler; oltasına farklı farklı yemler takıp çıkacak sürprizi bekler. Deniz aslında sürprizlerle dolu olsa da bir balıkçının ana hedefi olmalıdır. Benim de ana hedefim istavrit. Denizlerimizde en çok çıkan balık olduğundan tutması da çok zor olmayan ve sizi eve (genellikle) boş göndermeyen bir balıktır. Tadı çok lezzetli olduğu gibi yakalaması da bir o kadar zevklidir. İstavrit birçok farklı sistemle tutulsa da ben LRF olta takımıyla bu balığı yakalamayı daha çok seviyorum. İncecik takımlarla her balık trofe tadında...
İstavritin de bol olduğu zaman her oltama geldiğince ayrı bir heyecan ve zevkle balığı çekerken aklımdaki günün işleri ve stresi de denize farkında olmadan atıveririm. İstavrit 13 cm limitinin olduğu (daha küçüklerinin salınması ve balıkçılardan gelecek nesillerin de sürdürülebilirliği ve balığın üreyebilmesi için alınmaması gerektiği) ve bir avcının balığa ve vicdani limitlerine saygı duyarak av yaparsa sürdürülebilir avcılık olacağını düşünmekteyim. İstavrit genellikle Nisan aylarında kıyılarımıza gelerek yumurta döküp Mayıs sonlarında göçe giden bir balık türüdür. Lüfer gibi o da göç eder ve sularımızda bolca bulunurlar. Kıyılarımıza ilk sezon açılışı olarak nitelendirdiğimiz Nisan aylarında çok büyük boyları (30-40cm gibi) kıyıdan 5 metrecik mesafeden yakalamak mümkündür. İşte tam da burada LRF olta takımları ve LRF tekniği bu balığı tutmanın en zevkli halidir.
LRF oltaları ile 1-2 gram gibi hafif gramajlarla 8 no incecik iğneler kullanarak mümkün olan en ince ip yada monofilament misinaları kullanıp bu balığı daha rahat yakalayabilirsiniz. Bu balığı yakalarken özellikle istavrit avcılığında Decoy Round Magic 0.9gr jighead & Fujin Baby turuncu kombinesi ile bu sezon başında muazzam avlar yaptığımı söylemeliyim. Turuncu demişken,
neden turuncu olduğunu da merak edip araştırmıştım. Teke ve benzeri kurtçukların böceklerin larvaları genellikle turuncu imiş ve balık da kıyıya yavru bırakmaya geldiğinde bu kurtçukları kolay yem olarak da gördüğünden özellikle turuncu rengin sezon başında çok etkili olduğunu keşfettim.
İstavrit avlarına ne zaman gidilir?Marmara’da yaşayan biri olarak istavrit avlarına yılın 12 ayı gidilebileceğini söyleyebilirim ama asıl verimli zamanı Nisan-Ekim arasıdır genellikle. Nisan aylarında çıkan büyük rüzgar arkasındaki sakin havaları fırsat bilip suya biraz ışık vuran tüm her yeri deneyerek istavrit avlayabilirsiniz. İstavrit için meradan meraya şehirden şehre gezmeniz gerekmez. Işığı çok seven bir balık olduğundan gemi limanları iskele ve benzeri yerlerde 5-10 metre kıyıda yakalamak mümkündür.
İstavrit hem yakalaması çok kolay hem de denizlerimizde bol bulunduğundan aslında tutması en kolay ama bir o kadar da zordur. Öncelikle sürü balığı olduğunu yukarıda da belirtmiştim. O yüzden bu balık bir taşın altında ya da bir kumlukta beklemez ve sürekli yer değiştirir. Olta atıyorsanız boş çektiğinizde ya portatif bir takımla sürekli gezip balığı aramanız yahut balığı olduğunuz yerde sürekli atıp sabredip beklemeniz gerekmektedir. İstavrit için çapari tekniği kullanılsa da LRF seti hem çok hafif, iş çıkışı aracınızın arkasında yer kaplamayacak kadar küçük ve çok portatif olduğundan, bazen trafikten sıkılıp yol kenarında yarım saat balık tutup kendinizi şarj edip evinize gidebilirsiniz. Diğer sistemlerde ağır ve yorucu iken LRF oltası yeterince hafif ve portatiftir. Elinizde silikon yemlerin ve jigheadlerin (iğnelerin) bulunduğu bir çanta, bir oltanızı bir de kafa lambanızı aldıysanız sabaha kadar av yapabilirsiniz. Marmara bölgesinde istavrit avcılığı gün batımında (fotoğrafçıların altın saat diye nitelendirdiği saatlerde) başlayıp sabah ilk gün doğumuna kadar kıyılara yakın yüzen istavriti LRF takımlarıyla avlayabilirsiniz. Ege ve Akdeniz’de ise gündüz de verimlidir ve mikro maket balıklar ile de devasa boyları yakalamak mümkündür.
Aslında oltacının ilk hedefi stres atmak ve ruhu dinlendirmek olsa da eve de biraz balıkla gitmek hiç fena olmaz. Ben de bir LRFci olarak iş çıkışlarında arabamın bagajında hazır bekleyen olta takımlarımla evime on beş dakika uzaklıkta denize gidip, içime iyot kokusunu çekerken günün stresini de denize bırakıp hafif tatlı bir yorgunlukla evime gelen bir balıkçıyım. Her zaman olmasa da kovada balıkla gidip o güzelim istavritleri taze taze ailemle yemenin mutluluğu ve huzuru ise bambaşka. Eğer hiç balık tutmadıysanız bir gün mutlaka balık tutun. Ve eğer küçük şeylerle eğlenmeyi bilirseniz mutlaka bir LRF oltası satın alın. Tabi ki satın almadan önce de www.lrfolta.com adresinden bizlerin tecrübelerini ve hangi yemi nasıl kullandığımızı okuyup daha detaylı bilgi alabilirsiniz. Balık tutmak bir tutkudur. Sabrederseniz denizden ne çıkacağını, oltanıza ne geleceğini bilemezsiniz. Bazen bir istavrit için attığınız oltanıza kocaman bir balık geliverir. İşte o zaman maceranız başlar. Hele ki LRF takımlarıyla bir mırmır tuttuysanız... Onu da başka bir hikayede anlatayım o zaman. Başka bir yazıda görüşmek üzere, kendinize iyi bakın hoşça kalın...