İHA -Uluslararası Finans Enstitüsü’nün (IIF) İstanbul’da G20 konferansı düzenledi. G20 Ülkelerinin gündeminin tartışıldığı toplantının açılış konuşmasını Başbakan Yardımcısı Ali Babacan yaptı. Babacan, "Türkiye’de finansal düzenlemeler açısından biz çevrim dışı bir uygulama yapıyoruz. Yani iyi zamanlarda düzenlemeleri sıkılaştırmak ve finansal sektörün rezerv biriktirmesini istemek yoluna gidiyoruz. Kötü zamanlarda da biraz durumu gevşetip, bu rezervlerin kullanılabilmesini sağlamaya çalışıyoruz. Bu yaklaşım bizim için çok faydalı oldu. Ancak tabii ki iyi zamanlarda birtakım düzenlemelerle devreye girmek kolay olmuyor. Yani bu konjonktür karşıtı politikalar uygulamak her zaman kolay olmuyor. Ekonomiler güçlü olduğunda, tüketim güçlü olduğunda, yatırımlar iyi gittiğinde, finans sektörü kredi verme konusunda çok istekli olduğunda politika yapıcıların devreye girip ’biraz yavaşlayın, yavaşlatın, kötü zamanları düşünün, gelecek, doğabilecek kötü zamanları düşünün, dikkat edin, balonların ortaya çıkmasını, dikkat edin demek’ kolay değil. Tabii ki bütün bu süreçler zamanlı yapılmazsa, o zaman bu biriken riskler gerçekten çok büyük sorunlar ortaya çıkartabiliyor" dedi.
Küresel ekonomideki yapısal sorunlara değinen Babacan, "Küresel ekonomiye baktığımızda büyümeyen, halen güçlü olmaktan çok uzak olduğunu görüyoruz. Dengeli olmaktan uzak ve eşit bir şekilde gelişmiş değil. İşsizlik halen bir sorun dünyanın her yerinde. Yakın zamanda büyüme ve istihdam ile ilgili olarak bazı gelişmiş ülkelerde bir gelişme oldu ama maalesef birkaç ülkede; sadece Amerika, İngiltere gibi. Ancak Euro bölgesinde, Japonya’daki toparlanma halen daha zayıf" şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE’DE YARGIYA AŞAMA AŞAMA GÜVENİ TESİSİ ETMEMİZ GEREKİYOR"
Türkiye’nin yargı reformu ile ilgili güvene ihtiyaç olduğunu ifade eden Başbakan Yardımcısı Babacan, "Ne yazık ki son birkaç yılda, özellikle Türkiye’de olan olaylar, yargı sistemimizle ilgili bazı kredibilite sıkıntıları doğurdu. O yüzden bizim tekrar yargı sistemine adım adım, aşama aşama güveni tesisi etmemiz gerekiyor. Gerçekten Türkiye bir hukuk devleti olarak faaliyetlerine devam etsin. Neye ihtiyaç olduğunu biliyoruz. Arkamızda da önemli bir kamuoyu desteği olduğunu düşünüyoruz. Geçen sene iki tane seçim oldu: Yerel seçim ve Cumhurbaşkanlığı seçimi. Bu sene de genel seçim olacak. Bütün bunlarla test edilen bir destek, kuvvetli bir kamuoyu desteği olduğu sürece ülkenin neye ihtiyacı olduğuna dair net bir görüş olduğu sürece biz de bu uygulamaları yerine getirme konusunda çalışmalarımızı devam ettirebilir ve üst orta gelir düzeyinde olan bir ülkeden daha yüksek gelir düzeyine sahip bir ülke haline gelebiliriz" ifadelerini kullandı.
