TİC Holding Header
  • USD 32.33
  • EUR 35.148
  • Altın 2294.309
  • BIST 100 8880.09
  • Siyaset

'Türkiye sahip olduğu genç ve dinamik nüfus itibarıyla bizim için son derece önemli fırsat'

Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı Naci Ağbal, 'Türkiye’nin dinamik ve genç bir nüfus oranına sahip olması, içinde bulunduğumuz dünyada ve gelecekte Türkiye’yi bölgesinde ve küresel olarak rekabetçi kılacak en önemli özelliklerden bir tanesidir. Bugün hala Türkiye sahip olduğu genç ve dinamik nüfus itibarıyla bizim için son derece önemli fırsat ve bunu çok iyi kullanmamız gerekiyor' dedi.
'Türkiye sahip olduğu genç ve dinamik nüfus itibarıyla bizim için son derece önemli fırsat'
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı Naci Ağbal, “2018 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırmaları” sonuçlarının açıklandığı toplantıya katıldı.

Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü tarafından ortaya konulan rapora ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ağbal, özellikle 2000’li yılların başından itibaren kalkınma anlayışında gelişim gözlendiğini belirtti. Ekonomik değişim ve küresel rekabetteki değişimin demokratik değişimi etkilediğini vurgulayan Ağbal, “Ekonomik alanda meydana gelen değişme ekonomik özelliklerinizi değiştiriyor, sağlık göstergelerinizi değiştiriyor. Küresel ekonomideki değişim, ülkeler arasındaki rekabeti etkiler hale geldi. Önümüzdeki süreçte Avrupa bölgesinde ve Kuzey Amerika’da nüfus yaşlanacak ve dünyada en genç nüfusa sahip olan kıta Afrika Kıtası olacak. Bu Afrika için ileriye dönük olarak demokratik fırsat penceresi ortaya getiriyor. Yaşlanan Avrupa nüfusu önümüzdeki yıllarda karşımıza düşen verimlilik, azalan rekabet ve bağımlılık oranlarında ise artış anlamına geliyor. Önümüzdeki süreçte demokratik göstergeler ve sağlık göstergeleri dünyanın jeopolitik dengelerini, küresel rekabeti önemli ölçüde etkileyecek” diye konuştu.

Sağlık göstergelerinde de küresel anlamda önemli bir değişim gözlendiğini aktaran Ağbal, “Küresel hasıladaki artış, teknolojideki hızlı değişim, küresel ekonomideki rekabetçilik, bütün bu olgular sağlıkta erişilebilirliği artırıyor, sağlık harcamasının ekonomiler içindeki payını artıyor. Yaşlanan nüfus olgusu sosyal güvenlik üzerindeki baskıları artırıyor. Sağlıkta erişilebilirliğin artması ve teknolojilerdeki değişim insanların doğum, ölüm, ortalama yaşam süresi ve hastalıkların türlerini değiştiriyor. Sosyal ve ekonomik değişim sağlık göstergelerindeki değişimi de beraberinde getiriyor. Doğurganlık oranları aşağı gelirken, ortalama yaşam süresi sağlığa erişimdeki artışla beraber artıyor. Sağlığa erişim, çocukların ilk 5 yıldaki yaşamda kalma sayısını ve oranını etkiliyor. Bu araştırma o kadar önemli ki demokrasi ve sağlık hem küresel olarak hem de ülkemiz açısından en önemli konu olma özelliği gösteriyor. Türkiye hem demokratik fırsat penceresi hem de sağlıkta erişilebilirlik alanında çok önemli pozitif gelişmelerle karşı karşıya. Türkiye, özellikle 2000’li yılların başından itibaren bağımlılık oranının aşağı geldiği bir süreçten geçiyor. Bağımlılık oranı yani çalışma çağındaki nüfus, çocuk ve yaşlılardan yüzde kaça bakıyor. Sağlıkta erişilebilirlik ve ortalama yaşam süresinin artması Türkiye’nin bağımlılık oranlarını aşağı çekiyor” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin genç bir nüfusa sahip olduğunu vurgulayan Ağbal, “Türkiye’nin dinamik ve genç bir nüfus oranına sahip olması, içinde bulunduğumuz dünyada ve gelecekte Türkiye’yi bölgesinde ve küresel olarak rekabetçi kılacak en önemli özelliklerden bir tanesidir. Bugün hala Türkiye sahip olduğu genç ve dinamik nüfus itibarıyla bizim için son derece önemli fırsat ve bunu çok iyi kullanmamız gerekiyor. Sağlıkla ilgili göstergelerin iyileşmesinin sebeplerinden bir tanesi de Türkiye nüfusu içinde kırda yaşayan kesimin hızlı bir şekilde kentlere kayışı oldu. Nüfusun daha verimli sanayide ve hizmetler sektöründe kullanımının önünü açtı. Türkiye ekonomisindeki son 17 yılda milli gelirin artışının önemli sebeplerinden biri oldu. İnsan kaynağı tarım sektöründen sanayi ve hizmetler sektörüne doğru geldi. Kişi başına verimlilik artmış oldu. Tabii diğer yandan kentleşme sorunu, kentleşmeye bağlı sosyal ve ekonomik sorunları da getirdi” ifadelerini kullandı.

Ağbal, eğitim göstergelerinde yine bu araştırmanın işaret ettiği önemli değişimler olduğunu söyleyerek, “Kız çocukların eğitime erişiminde önceki yıllara göre çok büyük bir artış görüyoruz. Son yıllarda kadınların iş gücüne katılımının hızlı bir şekilde artmasının arkasında yatanlardan bir tanesi de kız çocuklarının eğitime katılabilmesidir. Sağlıkta, Genel Sağlık Sigortası sisteminin getirdiği erişilebilirlik gelişimi var. Vatandaş, tedaviye, ilaca daha kolay erişebiliyor” dedi.

Ağbal, bu araştırmanın TBMM’den geçen 11. Kalkınma Planı ile de uyumlu olduğunun altını çizerek, “Merkezinde insan olan, refah olan, kapsayıcılık ve sürdürülebilirlik olan bir kalkınma planı. Özellikle refahın artırılması, refahın paylaşımının adaletli bir şekilde yapılması, ekonomide sürdürülebilirlik bakımından özellikle imalat sanayi ve sanayinin ekonomideki payının artırılmasına dayalı bir yaklaşım söz konusu ve burada özellikle insana yapılan vurgu itibarıyla planın bir bölümünün özel olarak nitelikli insan ve güçlü toplum temasına ayrılmış olması çok önemli. Bu çalışmada ortaya konulan sonuçlarla, istatistiklerle kalkınma planında ortaya konulan hedeflerle uyumlu olduğunu görmek bizi de son derece sevindirdi” ifadelerini kullandı.
Yorum Yazın