MANİSA/İHA - En kadim aksesuarlardan biri olan tespih, Asya’dan Avrupa’ya kadar pek çok kültürde farklı amaçlarla kullanılıyor. Bazı kültürlerde takı olarak da kullanılan tespih, çoğunlukla stres atmak ve dini vecibelerin yerine getirilmesi amacıyla taşınıyor. Türk kültüründe önemli bir yer edinen tespih, son dönemlerdeki tarihi dizilerle birlikte yeniden ilgi görmeye başladı. Manisa’da tespih ustası Mahmut Yağcıoğlu da, manda boynuzu, koç boynuzu, kemik, gibi geleneksel malzemeler kullanarak tespih kültürünü yaşatıyor. Her bir tespihin farklı farklı özellikleri bulunduğunu belirten Yağcıoğlu, kuka tespihin antiseptik özelliğinin bulunduğunu ve Osmanlı’da insanların kuka tespih taşımaları istendiğini söyledi. Yağcıoğlu, "Tespih kadim bir kültür. Her toplumda var. Tespihlerin tane sayısı değişiyor. Şekilleri değişiyor. Ama sonuçta insanların zaman zaman stres atma, zaman zaman dua etmek, zikir etmek adına kullandıkları bir aksesuar. Günümüzde dizilerle birlikte iyice yaygınlaşmaya başladı. Çok farklı çeşitler var. Bunların içerisinde kehribar çok tercih ediliyor. Kehribarın ateş düşürücü, sakinleştirici bir etkisi var. Arkasından Erzurum’dan çıkan oltu taşı tercih ediliyor. Onun dışında kuka tercih ediliyor. Kuka tropikal bir ağacın meyvesi. Antiseptik özelliği var bu tespihin. Özellikle Osmanlı’da sarayda insanların kuka taşıması istenirmiş. Belli bölümlere kuka taşınmadan girilmezmiş. Osmanlı’da doktorların da kuka taşıması istenirmiş. Antiseptik olduğu için eldeki mikrobu da öldürüyor. Aynı özellik manda boynuzunda da var. Neylerde başparelerin yapımında kullanılıyor. Bunun da anti bakteriyel özelliği vardır. Taşlardan yapılan tespihlerin de insanlar üzerinde çeşitli etkileri var" diye konuştu.
“OSMANLI’DA BÜYÜK USTALAR DAHA BASİT YÖNTEMLERLE DAHA ESTETİK TESPİHLER YAPARLARMIŞ”
Tespihin Türk kültüründe bir sanat olarak icra edildiğini söyleyen Yağcıoğlu, "Bizim kültürümüzde yer edinmiş eski bir sanattır. Özellikle Osmanlı’da büyük ustalar daha basit yöntemlerle daha estetik tespihler yaparlarmış. Onlardan bize kaldı. Biz de kendi elimizden geldiğince yapmaya çalışıyoruz. Ağaç, kemik, boynuz gibi malzemeler kesilip küçük parçalar haline dönüştürülüyor. Daha sonra bu parçalar tornada tane haline getirildikten sonra dizim aşamasına kadar işleniyor. Ayrıca imameler bizde özellikle desenli, gümüş işlemeli ya da oyma işlemesi görmüş üzerinde desenler çıkarılmış 3 boyutlu çalışmalar yapılıyor. Daha sonra da dizilerek müşterilere hazırlanıyor. Kehribar daha az bulunuyor ve işlemesi biraz daha hassasiyet istiyor. Renk ve desen olarak da birbirine benzemeyen, çok detaylandırılmış, tasarımı kendi içinde taşıyan bir malzemeyle çalışmak hem keyif verici hem de sunduğunuz işler daha güzel oluyor" dedi.
Aynı zamanda geleneksel ok ve yay ustası olan Yağcıoğlu, önceleri hobi olarak başladığı tespih yapımını şimdilerde bir sanata dönüştürerek müşterileri için hazırlıyor.
01:25 Aranan şahıs motosikletli polislerden kaçamadı
01:22 TCMB, menkul kıymet tesisine ilişkin düzenlemeyi yürürlükten kaldırdı
01:22 BM: Gazze Şeridi'nde 360 bin yapı kısmen zarar gördü veya tamamen yıkıldı
01:21 New York Times 70 yaşındaki başkan adayı Kennedy Jr.'ın sağlık sorunlarını haberleştirdi
01:21 ABD Kongre üyelerinden, polis baskınına uğrayan üniversite öğrencilerine destek
01:16 Okul çevresinde küçük çocuklara sigara satanlara operasyon
01:07 Bakan Tunç: “Antalya’da bir kişinin otomobilin arkasına bağlanarak sürüklenmesi üzerine sürücü tutuklandı”
00:53 TCMB: “Menkul kıymet tesisine ilişkin düzenleme yürürlükten kaldırılmıştır”
00:48 İstanbul Havalimanı’nda gövdesinin üzerine inen uçak bulunduğu yerden kaldırıldı
00:48 Akaryakıt istasyonunda faciadan dönüldü: Kaza yapan otomobil pompa önünde takla attı
00:45 Polonyalı turisti Pamukkale’de unutup Salda’ya gittiler
00:39 İş yerinde bacağından silahla vuruldu
00:30 Kaza ihbarında bulundukları polislere sürpriz yaptılar
00:26 Otomobille çarpışan motosiklet sürücüsü ağır yaralandı
00:24 70. Gillette Milliyet Yılın Sporcusu Ödülleri töreni yapıldı
00:21 Böyle kaza görülmedi: İnşaat çukuruna devrilen araç kamyonun kasasına girdi
Tarihten gelen sanat
Tespih ustası Mahmut Yağcıoğlu, kukadan yapılan tespihlerin antiseptik özelliğinin bulunduğunu ve Osmanlı’da sarayın bazı bölümlere kuka tespih taşımadan girilmediğini söyledi.