Sevgili okurlar ben ebediyete intikal etmiş, değerli ve yakından tanıdığım insanlarla, yaşayan değerli dost ve insanları karma yaparak hem günümüzü hem de geçmişi yaşayalım derken inanın son zamanlarda o kadar değerli dostlarımı peş peşe yitirdik ki yaşayanları ‘Bir Portre'de anlatmaya zaman bulamıyorum.

Sizlere herhalde bizim de yaşlar ilerliyor ve o yalnız yüce Allah'ın takdiri günlerimiz yaklaşıyor mu diye de düşünmeden edemiyorum. Haftalık da olmamızdan dolayı ancak sizlere haftada bir portre çizebiliyorum. Keşke günlük olsa idik her gün bir portre çizebilse idim sizlere zira hayatım yaşadıklarım dostlarım belki bilmediğim düşmanlarımla da binlerce bir portre çizebilecek hayat yaşadım.

Dolu dolu ve hepsi de sizlerin kamuoyundan gayet iyi tanıdığınız insanlardan oluşuyor. Tanımadıklarınızı da katacak olsam milyonlarca bir portre çizerim inanın sizlere. Ve yeni kaybettiğimiz değerli dostum güzel insan şarkıcı, oyuncu, yapımcı ve en sonunda da Ak Parti İstanbul Milletvekili Osman Yağmurdereli'yi anlatacağım bu haftaki portremizde.

Osman Yağmurdereli'yi 1983 - 1984 yılları arasında tanıdım. O yıllarda boğazın Anadolu yakasında Beylerbeyi'nde Doğanay isimli bir restoran-gazino vardı. Osman burada sahne alıyordu yani şarkı söylüyordu. Bizim de evimiz buraya yakın olduğundan sıkça gider hem sanatçıları dinler hem de yemek yerdik. Böyle bir günde gazinonun işletmecisi kanalı ile tanıştık.

Daha sonraki yıllarda zaman buldukça Osman'ı izlemeye çalıştığı yerlere gittim. Her gittiğim yerde de programı öncesi veya sonrası yanıma gelir muhabbet ederdik. Hafif toplu, sevecen muhteşem altın bir kalbi olan çok iyi insandı Osman Yağmurdereli. Bu yıllarda sanatçı izleyici ilişkimiz, tamamen iki dost arkadaş ilişkisine döndü. Artık fırsat buldukça randevu yapıp uzunca muhabbetler de yapıyorduk. Osman'ın yapısı çok farklı idi.

Sanatı ve sanatçı olmayı çok seviyordu ama o yıllarda bile içinde yönetici olmak bir şeyler yaratmak duygusu ağır basıyordu. Siyasete bile daha o yıllarda hazır gibi idi. 1986'lı yıllarda Osman isim olarak da yükselişe geçti. Artık bu sıralarda Asım Ekren'le beraber orkestra çalışmalarına başladı. Peşinden Asım'ın o yıllardaki dönemin iktidarı olan Rahmetli Özal'ın kızı Zeynep ile evlenmesi ile de iyice yıldızı parladı.

Zira hemen o yıllarda Osman'da o dönemin Anavatan kurmaylarından ve Bakanlarından Veysel Atasoy'un kız kardeşi Esin Hanım'la evlenmesi ile hızlı yükselişini daha da doruğa çıkardı. Artık sıradan bir sanatçı değildi Osman Yağmurdereli. Hem sanatçı idi hem de iktidara çok yakın bir isimdi. O yıllarda kendisi ile sohbetlerimizde ''belki herkes iktidara yakın olmak adına bir evlilik yaptığımı düşünüyor, ama bu doğru değil Asım vasıtası ile zaten Sayın Özal'la baba oğul ilişkim oluştu. Ben Esin Hanım'ı gerçekten çok sevdim ve hayatımın kadını ile evlendim'' demişti. Ve Osman asla başkaları gibi iktidar nimetlerinden faydalanmayı hiç düşünmedi.

Esas yükselişi ise Özal döneminden sonra oldu. Önce dizi oyunculuğu daha sonra da 1988 yılında yapımcılık ile zirveye oturdu. İyi şeyler yaptı azimle çalıştı ve başardı Osman Yağmurdereli. Hiç kimse onun için torpilli sanatçı veya yapımcı diyemez o çalıştı didindi ve başardı. Bu sözüm onun hakkında bu şekilde sözler söyleyen onu tanımayan insanlaradır. 2001 yılında kendisini aradım. Artık TV'ler deki birçok dizide imzası vardı. 1988'de kurduğu Yağmur Ajans ile beraber, durumuna çok üzüldüğüm bir genç yetenek için yardımcı olmasını ve dizilerin de değerlendirmesini rica ettim.

Ancak benim rica ettiğimi de bilmemesini özellikle istedim. O da tamam dedi ve aradan bir süre sonra yakın dostum Mustafa Altıoklar yeni bir TV dizisine başlıyor. Ona rica ettim bu delikanlıyı o dizide oynatacak dedi. Daha sonra da o dizi ile bu genç kendini toparladı. İlk kez buradan sizlere anlattım. Bunu o genç bile hala bilmiyor kendisine destek olduğumu. Osman 1987 yılında da benim Rahmetli Özal'la yakın olmaman nedeni ile ters giden bir şeyler için yardımcı olma teklifi getirmişti ama o yıllarda onu dinlemeyip bu teklifi geri çevirmiştim.

Sonra rakiplerini desteklediğim için bunun bedelini ağır ödetmişti Özal bana. Sonunda Osman Yağmurdereli için daha o kadar çok yazılacak anım ve güzellikleri ile ilgili söylenecek sözüm var ki buna yerim de sayfalarımda yetmez. Son olarak Ak Parti'den aday olduğunu öğrenince aradım. Tebrik edip rahmetli Özal'ın yapamadığını Tayyip Bey yaptı dedim, güldü ve bu günlere kısmetmiş dedi.

Daha sonra da Milletvekili olunca kutladım kendisini. Siyaset bana göre zor olacak ben duygu insanıyım ama en iyi şekilde yapmaya çalışacağım demişti. Bir daha konuşmakta nasip olmadı. Bir yıldız daha kaydı ve Osman Yağmurdereli de aramızdan ayrıldı. Ruhun şad olsun güzel insan, iyi dost mekanın da cennet olsun. Yaşasa idin daha çok yapacakların vardı ama Yüce Allah'ın takdiri bu kadarmış.

Bu satırlara peş peşe acı haberleri geldiği için alamadığım kıymetli insan 1981 yılında yılın sanatçısı ödülünü vermek şerefine eriştiğim ve  15 gün önce kaybettiğimiz Suna Pekuysal'ı da bir kere daha rahmetle anarak, acılı değil güzel bir portrelerde haftaya buluşmak üzere sağlıcakla kalın.

 

 

OGÜN/10-16.Ağustos.2008/Sayı:85/Sayfa:14

Gazete baskısı için tıklayınız.