Son dönemde kapanan kadın sayısındaki artış gözle görülür bir gerçek. Bunu, dindarlaşmak olarak değerlendirmek mümkün mü? Dindarlaşmak, sadece namaz kılmak, Hac'ca gitmek, oruç tutmak ve kapanmaktan ibaret midir? Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, sorunun yanıtını vermiş, diyor ki; ''Türkiye dindarlaşıyor mu? Hayır bunu söyleyemem. Dindarlığı belli alanlara hapseden, diğer alanlarda dinin genel mesajını boşaltan bir anlayış gelişiyor. Şekilci, belli davranışlarda dindarlığı arayan yaklaşımlar dinin geniş rahmetinin anlaşılmasını engelliyor''. Olay budur, şekilcilik gelişiyor, işini görmek için ofisinde İslami gazeteleri masanın üstüne yayan zihniyetin temsilcileri bunlar. Dinin gereklerini, sadece ticari işlerinde göstermelik olarak kullananlar, gerçek niyetlerini kolaylıkla gizleyebiliyor. Bir işi, işin ehli olmadığı halde, sırf namaz kılıyor, sakalı var diye birine vermek, en iyimser ifadeyle ayıptır. İlk bakışta yobaz diye tanımlayabileceğiniz biri dedi ki, ''Hayati önem taşıyan ameliyatımı, namazında, niyazında olan, ama cerrahlığı tartışılır doktor yerine, içki içen, namaz kılmayan, ama usta bir cerraha yaptırırım'': İslam dini ne diyor; işi ehline verin ! Bu dini fetva bile, gözünü para bürümüş ve bunun için de dini kullanan insanları korkutmuyor. Para kaybetme korkusu, Allah korkusundan daha büyük bu adamlarda. Hak etmedikleri halde büyük paralarla dans eden bu adamlardan korkulur, dine de en büyük kötülüğü bunlar yapıyor !

 


kcelik@ogungazetesi.com.tr
OGÜN/03-09.Şubat.2008/Sayı:58/Sayfa:07