Bundan önceki yazılarda teknoloji seviyemizi bir üst düzeye taşıyacak alanlara yönelmeye değinmiştik;
Gerek küresel, gerekse ülkeler bazında zengin ile fakir arasındaki uçurum giderek artıyor ve şimdilerde gelir adaletsizliği ve bundan kaynaklanan endişeleri daha çok duyuyoruz.
Zorlu bir ekonomik süreçten geçtiğimiz ortada. Tarih göstermiştir ki; ülkemiz siyasi ve ekonomik tehditlere, hep maruz kalmıştır ve biliyoruz ki, bu tehdit ve saldırılar devam edecektir.
Bir önceki yazımda uluslararası rekabette markalaşmanın önemine vurgu yapmış, piyasa aktörleri arasında ağların oluşturularak kümelenme yöntemi ile uluslararası değeri olan markaların oluşturulabileceğini söylemiştim.
Dünyanın herhangi bir yerinde Türkiye denince akla ne gelsin istiyoruz?
Faiz artırımı son dönemlerde ekonomi gündemini meşgul eden önemli konuların başında geliyor.
Bir önceki yazımda 'Teknoloji seviyemizi bir öteye taşıyacak ürünleri üretmeliyiz' demiştim. Peki, hiç ağzımızdan düşürmediğimiz bu teknoloji nedir?
Bir önceki yazımda ülkemizin risk priminin son dönemdeki hızlı yükselişi, faiz artırımına rağmen yabancı para çıkışı, milli paranın değer kaybına rağmen dış ticaret açığının büyümesinden bahsetmiştim.
Bir önceki yazımda ülkemizdeki ekonomik aktörlerin karşılaştığı risk ve problemleri çok yönlü olarak ele almıştım.
Genel olarak gelişen ekonomilerde ve halihazırda ülkemizde karşılaşılan ekonomik problemlerin aşılmasında dikkate alınması gereken bazı ana temel hususlar vardır.
