TİC Holding Header
  • USD 32.51
  • EUR 34.783
  • Altın 2498.932
  • BIST 100 9693.46
Doç.Dr. Ömer Kul

Doç.Dr. Ömer Kul

Birileri Bayram mı dedi?…

Doğu Türkistan’dan, bilhassa 2016 sonrası, her dini bayramda alışık olduğumuz algı görüntüleri, bu bayramda da Çin misyon temsilciliklerinin sosyal medya hesaplarını kapladı.
Birileri Bayram mı dedi?…

Görüntülere şayet bir iki dakikalık video diye bakar, lakin oynanan oyunu anlayamazsanız çok basit bir şekilde "aaa insanlar ne de mutlu" diyebilirsiniz.

Anlaşılan algı oluşturmada mahir olan Çin Komünist Partisi (ÇKP) ve onun dış misyon temsilcilikleri nerede, ne zaman, neyi ve nasıl paylaşacaklarına dair ciddi eğitimliler. Hal böyle olunca ÇKP’nin Suudi Arabistan, Mısır, İran veya Türkiye gibi halkının büyük çoğunluğu Müslüman olan ülkelerdeki temsilcilikleri bugün idrak etmeye başladığımız Ramazan bayramına yönelik propagandalarını zikredilen ülke kamuoylarını yanıltmaya ayırmış görünmekte.

Bugün sabah sosyal medya hesaplarıma göz gezdirirken Çin’in Türkiye Büyükelçiliği resmi twitter hesabında 15 ve 12 saniyelik iki kısa videoya tesadüf ettim. Video kayıtlarını ilk seyrettiğimde (linke tıklayınız!..) aklıma 29 Nisan 1951 tarihinde Urumçi Halk Meydanına Doğu Türkistan’ın efsanevi kahramanı, Çinlilerin korkulu rüyası Osman Batur’un düzmece bir mahkemede aleyhine verilen idam kararının infazını seyrettirmek üzere zorla toplattırılan 90 bin kişi geldi.

Bu sefer seçilen mekan Kaşgar’daki tarihi İdgah camii önü olsa da aslında yöntem de aynı, gaye de aynı. Ülkede dini ve milli kimliğe dair ne varsa yerle bir eden dahası yasaklayıp aşağılayan ÇKP yönetimi, her zaman olduğu gibi, sıkışınca algı oluşturma yalana sarılmış, görüntüleri büyük bir zafer kazanmış komutan edasıyla servis etmekte de fırsatı kaçırmamış.

Peki, bu görüntüleri nasıl yorumlamak gerekir?

Kısa videolarda benim dikkatimi çeken ilk husus İdgah camiinin ana giriş kapısı üzerindeki Arap harfli levhanın yerinde olmadığını görmek oldu. Dini yaşantıda hiçbir baskıcı, yasaklayıcı turum içerisinde olmadığını iddia eden ÇKP yönetimi Arap harfli levhadan anlaşılan ciddi rahatsızlık duymuş olmalı ki asılı kalmasına bile tahammül edememiş. Gerçi "Muhammed, Ali, Mücahit, Ayşe…" gibi İslami isimlerin çocuklara verilmesini yasaklayan ÇKP yönetiminden bu levhaya tahammül etmesini beklemek safdillik olsa gerek.

Videoda dikkatimi çeken ikinci husus ise zorla toplanan bu insanların sema gösterisi mi, yoksa dans mı ettiğine dair belirgin bir izlenimin bende uyanmaması. Bununla birlikte insanların bu şekilde bir araya getirilmesini "acaba bayram dolayısıyla bir yumuşamamı oldu" diye merak edip hem bayramlarını tebrik etmek hem de Doğu Türkistan’daki son durum hakkında malumatları var mı düşünce ve merakıyla tanıdık dost ve arkadaşları aradım.

Dostlarımla yaptığım görüşmelerdeki duyduklarım video görüntülerinin algı oluşturmaya yönelik bir düzmece olduğu kanaatimi kuvvetlendirdi. Onlarca Doğu Türkistanlı kardeşimle yaptığım görüşmelerin ortak noktası; “ne yumuşaması, şuan memlekette neler olup bittiğine dair tek bir havadis alamıyoruz, tek bir kişi yakınlarını ne arayabildi, ne de onlardan arayan oldu. Aradığımızda veya arandığımızda akrabalarımızın başına neler gelebileceğini az da olsa yaşayarak tecrübe ettiğimiz için sadece telefonlarımıza bakmakla yetiniyoruz” oldu.

Bu durum bırakın sadece Çin vatandaşı Doğu Türkistanlılar için değil, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olabilen Doğu Türkistanlılar için de geçerli. 2016 öncesinde en azından bayramlarda aileleriyle hal hatır sorup sağ olup olmadıklarına dair haber alabiliyorlardı. Son 4-5 senedir ise Doğu Türkistanlılar en yakınlarının seslerini dahi duyamamakta. 

Bugün Çin elçiliğinin yayınladığı kısa videolar bana bir de Kudüs’te yaşanan zulmü hatırlattı ama bir farkla. Kudüs’te Filistinlilere reva görülen ile Doğu Türkistan’daki Müslüman Türk halkına reva görülen zulüm arasında aslında hiçbir fark yoktu. Belki Filistinliler daha şanslıydı denilebilir çünkü en azında başlarına gelebilenleri dünya canlı olarak izleyebiliyordu. Doğu Türkistan ise ÇKP eliyle dünyadan tecrit edilmiş, zulümde sınır tanınmaz bir vaziyette ama bir seda bile bu mazlum ve mağdur halka çok görülmekte.

Doğu Türkistan’da yaşanan vahşete dair bir kare fotoğraf veya bir saniyelik görüntü paylaşanın zaman kaybetmeden tespit edilip başlarına neler getirildiği acı tecrübelerle sabit olduğundan,  insanlar akıbetlerini düşünerek, bırakın bir şeyler paylaşmayı hal-hatır soramayacak hale getirilmiş vaziyette.

Hal böyleyken, gönül rahatlığı içinde "Türk-İslam âleminin Ramazan bayramı mübarek olsun" diyebilenler varsın desinler, ben diyemiyorum.         

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bahis siteleri