TİC Holding Header
  • USD 32.372
  • EUR 34.967
  • Altın 2323.91
  • BIST 100 8880.09
Doç.Dr. Ömer Kul

Doç.Dr. Ömer Kul

Yok daha neler (!) demeyin…

1.824.418 km2 büyüklüğündeki kadim Türk-İslam yurdu Doğu Türkistan, yeraltı ve yer üstü zenginlikleri ile olduğu kadar stratejik önemiyle de Çin devletlerin iştahını kabartmaya devam etmektedir.
Yok daha neler (!) demeyin…
Doğu Türkistan'da uranyum, altın, gümüş, demir, kurşun, sülfür, çinko, bakır, zümrüt, kömür, petrol  ve doğal gaz kaynaklarının son derece zengin olduğu bilinmektedir. Bu yazıda sizlere Doğu Türkistan'daki ekonomik hayatı ve bu hayata dair Çin devletinin tutumunu aktaracağım.

Diğer ilmi araştırmalar yanında, Çinli yetkililer dahi Çin’in ham madde zenginliğinin %85’inin Doğu Türkistan’dan elde edildiğini itiraf etmektedir. Mesela Çin resmi makamlarının açıklamalarına göre 2009 yılında Doğu Türkistan’dan 54.450.000 ton petrol elde etmiştir. Bu miktar, Çin’in tamamında elde edilen tüm petrol miktarının 1/4'üne tekabül etmektedir. Jeologlar, Doğu Türkistan’daki kömür rezervinin 2.190 milyar ton olduğunu belirtilmektedir. "Bloomberg"in 4 Ağustos 2010 tarihili bir haberinde, Çinlilerin Doğu Türkistan’da 500 tondan fazla yeni bir altın madeni keşfettikleri bilgisi yer almaktadır. Bu anlamda Doğu Türkistan'ın Altay bölgesi dünyada nadir yerlerden birisidir. 

Peki bu maden zenginliklerine rağmen Doğu Türkistan'da durum nedir?

Bilhassa 1911'de Milliyetçi Çin partisinin iktidara geldiği dönemden başlamak üzere ardı arkası kesilmeyen Çinli göçmen akının ilk gayesi Doğu Türkistan'daki demografik yapıyı, Çin lehine, değiştirmeyi hedeflemiş, gelinen noktada bu gayeye ulaşılmıştır.



Buna rağmen Çinli göçmen getirme sevdası bitmemiştir. Doğu Türkistan'dan elde edilen kazancın eşit dağıtılmaması, Çinli yöneticilerinin keyfi idare tarzları ve suiistimalleri, Doğu Türkistanlıların günümüzde işsizlik, sefalet ve kıtlık içinde bir hayat sürmelerine neden olmuştur.

Mesela 2008 yılında Doğu Türkistan'dan dış dünyaya yapılan ihracat 22 Milyar Dolar olmuştur. Bu bağlamda Doğu Türkistan'da dış ticaret yapan resmi şirket sayının 6.758 olup, bunların sadece 20 kadarı Doğu Türkistanlılar tarafından idare edilmektedir.

Sadece bu veri bile ikircikli durum net bir şekilde gözler önüne serilmektedir. Çinli şirketlerin dış ticaretten elde ettikleri geliri, Doğu Türkistanlıların şirketleriyle mukayese edersek, Çin'in Doğu Türkistan'ı nasıl sömürdüğü alenen ortaya çıkacaktır. Tabi buna bir mukayese denilebilirse: 20'ye 6.738 (2016 sonrası dönem değerlendirildiğinde, güncel rakamların, mukayese makasını, Çinliler lehine daha da açtığı görülecektir). Garibinize gitmesin ama Doğu Türkistan'da 7 milyarder olduğunu, bu 7 kişi arasında bir tane dahi Doğu Türkistanlı olmadığını ilave edelim. Peki kimdir bu 7 kişi diye soranlara, sadece 2’sinin Doğu Türkistan Çin Komünist Partisi sabık Genel Sekreteri Wang Lu-cüen’in akrabaları olduğunu söylemekle iktifa edelim.



Doğu Türkistan’ın en zengin doğalgaz yatakları ise ülkenin güneyindeki Çerçen ile Çarkalık şehirlerin etrafındadır ve çıkarılan doğalgaz borularla Çin’e taşınmaktadır. Enteresan olanı Çinliler, Doğu Türkistan'dan getirilen bu doğalgazla evini ısınıp, yemeğini pişirip, yıkanırken, Çerçen, Çarkalık ve civarında yaşayan Doğu Türkistanlılar, kapısının önünden çıkarılan bu  doğalgazdan her ne hikmetse faydalanamamaktadır.

Peki iş hayatında durum nedir diye sorulacak olursa, cevabımız, yukarıdaki olumsuzluklardan farklı olmayacaktır. Şöyle ki; Doğu Türkistan’daki mevcut iş yerlerinde çalışanların çoğunluğunu Çinliler oluşturmaktadır. Mesela, Urumçi civarındaki 200.000 endüstri işçisinin %90’ını Çinlilerden müteşekkildir. Yine Urumçi civarındaki bir traktör fabrikasında çalışmakta olan 25.000 işçinin sadece %13’ü Doğu Türkistanlıdır. Ayrıca  Urumçi'deki tekstil fabrikalarında çalışmakta olanların %99’unu Çinliler oluşturmaktadır. Kaşgar'daki bir dokuma fabrikasında çalışmakta olan 15.000 işçinin sadece 800’ü Uygur'dur. Ne acıdır ki açılması muhtemel iş yerleri öncelikle Çinlilere tahsis edilmektedir. Nitekim, ABD Kongresi'nin 2009 tarihli bir raporunda, Doğu Türkistan'ın Aksu şehrinde açılması öngörülen 894 iş yerinin 744'ü Çinlilere ayrılmıştır. Aynı rapora göre, Aksu şehrindeki  toplam 436 iş yerinin 347’si Çinlilere tahsislidir. Doğu Türkistan'daki yüksek gelirli iş yerlerinin sadece %13'ü Uygurlara tahsis edilmektedir. Bu gayri insani uygulamalar yüzünden Doğu Türkistan'daki bütün iş yerleri Çinlilerle doldurulmuş, bu durumun doğal bir sonucu olarak Doğu Türkistanlılar arasındaki işsizlik oranı %90'lara ulaşmıştır. 



Doğu Türkistan’da her yıl üniversite mezunu Uygur gençlerinin sayısı 70.000 civarındadır. Lakin bunların asgari 60.000'i hiç bir şekilde Doğu Türkistan’da iş bulma imkanına sahip değildir. İşsizlik, sefalet ve kıtlık, Doğu Türkistan’ın bilhassa güneyinde kalan Çarkalık, Çerçen, Hoten, Yarkent ve Kaşgar gibi yörelerinde çok daha ağırdır. Bu durum 2009 yılında Doğu Türkistan Halkla İlişkiler Dairesi yetkilileri tarafından bizzat tespit ve rapor edilmiştir. Nitekim aynı yılın sonunda yetersiz beslenme yüzünden bu yörelerde pek çok kişi "hepatit" hastalığına yakalanarak hayatını kaybetmiştir. Maalesef bugün, Doğu Türkistan’da doğup büyüyen çocukların %80’i gerekli olan temel gıdalarını alamadan büyümektedir.

Doğu Türkistan'da yaşayan Uygurların %85 çiftçilikle iştigal etmektedir. Bunların durumu ise çok daha içler acısıdır. Şöyle ki, Uygur  çiftçileri, içinde bulundukları bu içler acısı durumlarını Urumçi'deki Çin hükümeti yetkililerine anlatamadıkları için Pekin’e gitmekte lakin Pekin’de de dertlerini anlatacak herhangi bir makam bulamamaktadır. Çin güvenlik birimleri ise bu türden kişileri yakaladıklarında ilk işleri onları tekrar Doğu Türkistan’a göndermek olmaktadır. 

Doğu Türkistan’da başta çiftçiler olmak üzere tüm halkı işsizlik, sefalet ve geçim sıkıntısına sürükleyen diğer bir olay ise halkın "Hasher" olarak adlandırdığı ücretsiz ve dahi mecburi hizmettir. Buna göre, Doğu Türkistan halkı yılda 1 ila 1.5 ayını Komünist Parti'nin kendisine verdiği mecburi bir işi, ücret almadan yerine getirmek zorundadır. Ama Çinliler, belirtilen müddete mugayir olarak, başta çiftçiler olmak üzere halkı, yılda 5-6 ay arasında ücret ödemeden mecburi işlerde çalıştırmaktadır. Zamanının çoğunu bir esir gibi çalışmakla geçiren halk, kendi tarlasında çalışacak zaman bulamamaktadır.



Bilhassa 2016 sonrası dönemde ise "Toplama Kampları"nın inşası ile Çinli fabrikalara ucuz hatta bedava işgücü sağlandığı çokça medyaya yansımış durumdadır. Sadece Doğu Türkistan'da inşa edilen kamplardaki halk değil, Çin'in iç bölgelerindeki kamplarda yaşamaya mecbur edilenler de ucuz veya bedava işgücü olarak mecburi çalıştırılmaktadır.

Sonuç olarak Çinli yetkililerin Doğu Türkistan'ı sadece ekonomik anlamda sömürmedikleri, uygulamalarıyla da halkı canından bezdirmekte oldukları, yukarıda ifade etmeye çalıştığımız durumlar göz önüne sermektedir. Acı olan gerçek Doğu Türkistan açık bir hapishaneye çevrilmiş ve yaşananların sadece cüzi bir kısmı dünya tarafından öğrenilebilmektedir. (*)

(*) Tafsilat için bkz. Erkin Alptekin, "Çin'in Doğu Türkistan Siyaseti". Istanbul Journal of Sociological Studies, S. 22, (2011)

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın